E biraz da kendimizle hesaplaşalım istedik!
Öyle ya...
KTÜ’de mevcut rektör yeniden atandı.
Ne oldu?
Nerede yanlışlık oldu?
Ne eksik yaptık?
Yoksa KTÜ’de yaşananları tam manasıyla anlatamadık mı?
Yoksa bizlere yanlış bilgiler mi geldi?
Yoksa, eksik ve altı dolmayan belgelerle mi KTÜ’yü yazdık?
Rektör Hamdullah Beye önyargıyla mı baktık?
Bunların hepsini kınalı kuzum ile masaya yatırdık ve sorguladık.
Sizlerden ricamız yazdıklarımızı dikkatle okumanızdır.
Hoş gelmiş benim güzeller güzeli kınalı kuzum.
- Hoş gördük üstadım.
Kınalı kuzum, elçiye zeval olmaz diyerek sen anlattın biz yazdık, KTÜ rektörlük atamasına sonuç ne olursa olsun damgamızı vurduk, ne dersin bu konuda?
- Üstadım, öncelikle Trabzon’a ve sonra da KTÜ’ye dolayısıyla bilim dünyasına geçmiş olsun diyorum. Biz bize düşeni fazlasıyla yaptık, bize ulaşan bütün bilgi ve belgeleri yayınladık, KTÜ böyle gitmesi halinde bilim yuvasından film yuvasına doğru yol alacak dedik ama son anda, yani değişmesi kaçınılmaz olan rektörlük makamına yine birilerinin itmesi ve dürtmesiyle Hamdullah Bey ikinci kez oturdu.
Kınalı kuzum, kesin değişecek söylendi, hatta bize gelen bilgiler de öyleydi.
- Üstadım, işin neresine bakayım, neresinden anlatayım, son anda diyorum tekrar atanacak olan rektör neden son ana kadar bekletildi? Neden karizması bu kadar çizdirildi? Neden biraz ağır olacak ama itibarsızlaştırıldı? Öyle ya bekletilen diğer üniversitelerin rektörleri değiştirildi, Hamdullah Bey neden değiştirilmedi?
Güzel kuzum sıkıntı da zaten burada, o ki atanacaktı neden son ana bırakıldı?
- Üstadım, hani diyordular ya Hamdullah Bey kimsenin adamı değildir diye, ya güler misin ağlar mısın, kimsenin adamı olmayan Hamdullah Bey, kendisi için devreye giren Şeref Malkoç Bey’i, Mustafa Şen Bey’i, rivayete göre Faruk Özak Bey’i nereye koyacak? Son anda devreye giren bu isimler oldu ve Hamdullah Bey’in tekrar ataması yapıldı.
Kınalı kuzum, Şeref Malkoç Bey yakın çevresine ‘ben asla müdahil olmadım’ diyor, hem de yemin ederek, bana gelen bilgi böyle.
- Üstadım, sen inanıyor musun? Sağ gösterip sol vurdular! Şeref Bey işin tam göbeğinde... Ben neyi merak ediyorum biliyor musun? Hamdullah Bey’in ikinci kez atanmasına katkı koyanlar bu işin vebalinden nasıl kurtulacaklar? Ha diyeceksin ki, çok umurlarındaydı vebal işi, vebal umurlarında olmasın ama bu işin bir de diğer tarafı var. Yazık ettiler KTÜ’ye.
Kınalı kuzum, sen sana düşeni fazlasıyla yaptın, ondan dolayı da sana minnettarım, iyi ki varsın!
- Üstadım, teşekkür ediyorum, senin ne beklentin olurdu KTÜ’den, ama o birilerinin var. Bak zaman su gibi akıp gidiyor, yarının ne olacağı, kime ne getireceği belli değil. Kimse havalanmasın, bir gün gelir hesap günü de gelir, kim ne yaptı, kim kime kulluk etti, kim dümenci oldu, kim biat etti, bunların hepsi gün gelir masaya konulur.
Güzel kuzum, canını fazla sıkma hayat devam ediyor.
- Üstadım, ben niye canımı sıkayım? Olan olmuş, bana verdiğin görevi bundan sonra da eksiksiz yerine getirmeye çalışacağım. Biz hancıyız, yolcular KTÜ’de. Onlar canını sıksın.
Kınalı kuzum, elbette işin peşini bırakmayacağız. Elbette KTÜ’yü mercek altına alacağız. Kim ne yapıyor, kim kimle el ele, kol kola geziyor hepsine değineceğiz tabii ki.
- Üstadım, kol kola dedin de, ahan Rektör Bey A takımını değiştirdi. A takımı dendi ya aklıma rahmetli Barış Manço’nun şarkısı geldi. Barış Manço diyor ya şarkısında:
A de bakayım (a) / Bi de y de (y)
/ Şimdi bi de ı (ı) / Oku bakayım (ayı) / Oku bakayım (ayı) /
Oku bakayım (ayı) / Oku bakayım (ayı)
Güzel kuzum ne alaka A takımıyla Ayı’nın?
- Üstadım, A harfini duyunca ne bileyim işte güzel oturmadı mı söylediklerim?
Güzel kuzum harikasın!
- Üstadım devam ediyorum. Ayı’ya, pardon A takımına... Yeni rektör yardımcısı Prof. Dr. Ali Temiz Orman Fakültesi dekanıydı, üstelik FETÖ soruşturması geçirmişti. Prof. Dr. Bünyamin Er genel sekreterdi, şimdi yardımcısı oldu. Biliyorsun Er Anayasa Mahkemesi üyesi Yusuf Şevki Hakyemez’in yakın akrabasıdır. Bir diğer yardımcıda Ömer Faruk Ursavaş oldu. Ursavaş da TÜBİTAK bilim insanı destekleme daire başkanlığı yapıyordu.
Güzel kuzum, Barış Manço’nun şarkısını kaldığımız yerden
okumaya devam edelim:
Yalnız kızlar (ayı) / Hadi erkekler (ayı) /
Cümbür cemaat (ayı) / Bütün mahalle (ayı)
- Üstadım, bana diyorsun ama sen de Ayı’dan devam ediyorsun.
Güzel kuzum, baktım ki FETÖ soruşturması geçiren temiz, rektör yardımcısı yapılmış, Hakyemez’in yakın akrabası Er de rektör yardımcısı yapılınca ben de oldu olacak bütün mahalle de göreve getirilsin dedim. Ne yapayım?
_Üstadım, öyle görülüyor ki bütün mahalle göreve getirilecek, biraz zaman lazım Hamdullah Bey’e, zaten nokta işe almalar, nokta işe alındıktan sonra verilen makamları biliyoruz onları da yazacağız, sonra da KTÜ’de paralel yapılanmayla mücadele edildiğini mi zannediyorsun? Ne olacak bizler avaz avaz bağırıp yazdık sonuca mı gittik? Daha neler göreceğiz nelere şahit olacağız! Ben Hamdullah Bey’in bu atamaları yaparken yürek yediğini düşünüyorum, bu kadar özgüven zehirlenmesi olur mu, adam gözünü karartmış, baksana kimleri yardımcı yapmış!
Güzel kuzum, hakikaten Hamdullah Bey yüreğin en iyisini yemiş! Kim cesaret edebilirdi FETÖ soruşturması geçiren bir ismi yardımcısı yapmaya? Helal olsun Hoca efendiye!
- Üstadım, bilmiyorum işin sonu nereye varacak, benim gördüğüm kadarıyla KTÜ’de bir avuç insan mutlu olacak diye KTÜ’nün içerisine bombayı bıraktılar, herkes mutsuz ve KTÜ’nün geleceği için umutsuz. Bu işin sonu nereye varır ben bile kestiremiyorum.
Güzel kuzum, enseni bu kadar karartmana gerek yok, bu kadar da karamsar olma, geçer bu günler de. Hamdullah Hoca atanır atanmaz seyahate mi çıktı?
- Üstadım, sen nereden duydun seyahate çıktığını Hoca efendinin? Evet Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erkut Çelebi Beyefendinin samimi dostu, arkadaşıdır. Erkut Çelebi Bey de STK olarak ‘Hamdullah Hocayı istiyoruz’ evrakına imza koyanlardandı, belki inkar eder şu an ama öyle yazıldı çizildi.
Güzel kuzum, Erkut Çelebi ile Hamdullah Bey seyahate de gidebilirler, Amerika’ya da Adıyaman’a da gidebilirler, ne var bunda? Hemen öküzün altında buzağı aramaya çalışıyorsun. Adamların seyahat özgürlüğünü mü kısıtlayalım?
- Üstadım, buzağı neden arayayım? Erkut Çelebi Beyefendi her yerde Hamdullah Hocayı desteklediğini zaten söylüyordu, seyahate gitmeleri gayet normaldir. Birlikte iş de yapabilirler, el ele de kol kola da gezebilirler, bunlarda asla sıkıntı olamaz. Ancak ben bundan sonra da Ticaret ve Sanayi Odasını mercek altına almak istiyorum, biraz da orayı irdeleyelim.
Kınalı kuzum, sen bilirsin, nereyi irdelersen irdele, yeter ki bize doğru bilgiler getir ve kimseye önyargılı bakma, kitabın ortasından konuş.
_Üstadım, benim hiçbir zaman kıble kaçığı yaptığımı gördün mü? Size bu zamana kadar getirdiğim bilgiler içerisinde yalan yanlış bir tane ibare olduğunu gördün mü? Kesin olmayanları da iddia ediliyor dedik. İddia edilenleri de öyle yazdık.
Güzel kuzum, aynen öyle, o nedenle de ayrıca teşekkür ediyorum sana. Ve ben de Vakfıkebir Belediyesi ve siyaseti ile ilgili bilgi toplamanı istiyorum, ayrıntıları ben sana vereceğim. Kulağıma hiç hoş şeyler gelmiyor güzel ilçemiz Vakfıkebir ile ilgili.
- Üstadım, emrin olur, o zaman ben müsaade istiyorum sizlerden.
Güzel kuzum, müsaade senin, hadi güle güle!