İyi ki geçen hafta eski defterleri açalım dedik!

İyi ki kınalı kuzumu eskiye götürelim dedik!

İyi ki kınalı kuzum ile yaza veda partisinde buluşabildik…

Vay anam vay!

Kınalı kuzum eski defterleri yeni defterler ile buluşturunca bakın ortaya neler neler çıkıverdi?

Güzel kuzum önce hoş geldin diyelim zatıalinize!

_Hoş bulduk, hoş gördük üstadım…

Güzel kınalı kuzum, herkes seni merak ediyor, ‘kim bu kınalı kuzu’ diye?

-Üstadım, ne merak ediyorlar zaman zaman fotoğrafımı koyuyorsun ya köşeye, hala beni tanımayan mı var?

Kınalı kuzum, ne bileyim artık seni kafalarında nasıl yorumluyorlar, senin kuzu olduğuna inanmıyorlar mı acaba?

-Üstadım biz ne devşirmeyiz ne evrilmeyiz ne de kırmayız. Biz kuzuoğlu kuzuyuz, var mı bunun başka ötesi?

Elbette yok kınalı kuzum, neyse sen söyleyeceğini söyledin, artık diğer konularımıza geçelim.

-Üstadım, bana ne sitem ediyorsun, sen açtın konuları ben söyledim, var mı sorun bana onları sor!

Kınalı kuzum, şu Bartra olayını tam netleştirmedik, neydi bu transferin arkasından yapılan dedikodular? Veya ortaya atılan iddialar?

-Üstadım vartra mıdır Bartra mıdır nedir bimiyorum, benim burada aklıma takılan şudur: Adam Trabzonspor’da kalsa gitmeseydi kulüpten tam tamına 7 milyon euro alacak. Bartra kalmadı, 1 milyon euroyu cebine koyup gitti. Benim aklımın mantığımın almadığı yer tam burası.

Kınalı kuzum, nedir yani arada aracı mı var ki, iş açığa çıkmasın Bartra’ya al şu parayı git deyiverdi?

-Üstadım, senin aklın mantığın alıyor mu bu işe, aracı mı var, arada adam mı var? Ne bileyim, fal mı açayım ben bu iş için? Belli ki adam 7 milyon eurodan vazgeçmiş, sen olsan bırak 7 milyon euroyu bir milyon eurodan vazgeçer misin? Bak üstadım ben kuzuyum ya, bir saman ottan vazgeçmem.

Kınalı kuzum, haklısın da bu Bartra transferi nasıl gerçekleşmişti onu da tam anlatalım.

-Üstadım, Bartra transferi için ağamınoğlu 2 kez Seöilmayay gitmişti, gidişlerinden birisi de Ertuğrul başkanın uçağı ile olmuştu. Yani Bartra’nın transferinde ağamınoğlu vardı tek başına…

Kınalı kuzum, yanında bir başkası yok muydu?

-Üstadım, elbette uçakta pilot ve hostes vardı ama yanında o vardı, bu yoktunun derdinde değilim, ben şunun derdindeyim: Bartra 7 milyon euroyu elinin tersiyle nasıl geri itip 1 milyon euroyu kabul edip bir başka kulübe gitti?

Kınalı kuzum, zamanla bu Bartra işi ucuzlar, sen bunu takipte kal!

_Üstadım, ben takipteyim meraklanma, bak bir de şunu konu var, bana göre bu da önemli: Ağamınoğlunun dönemlerine bakın, yapılan çoğu transferin altında kendi imzası vardır.

Kınalı kuzum, ne demek istiyorsun?

-Üstadım, hiçbir şey demek istemiyorum, ben sadece transferlerin nasıl yapıldığını söylüyorum. Bugün yapılan transferlere bakın, hepsinin altında başkan Doğan ile asbaşkan Kafkas’ın imzası vardır. O zaman soralım o transferlerde neden ağamınoğlunun tek imzası vardır?

Kınalı kuzum, konuları lütfen başka taraflara taşıma!

-Üstadım, ne başka tarafı? Doğruları söylüyorum ve sorguluyorum, ne var bunda?

Kınalı kuzum, bir şey yok da, yanlış anlaşılır!

-Üstadım, Trabzonspor’un bir kuruşunun sokağa atılmasına ses çıkarmayalım mı? Kim yanlış yapıyorsa hep birlikte karşısına dikilmeliyiz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan sözünden yola çıkarsak, yapılan yanlışlara ses çıkarmazsak dilsiz şeytandan ne farkımız kalır?

Kınalı kuzum, adam sonuçta şampiyon başkan, kredisi var!

-Ey gidi üstadım, sen de şampiyonluğun etkisinde mi kaldın? Yahu Trabzonspor’un bu kadar borçlanmasının, Trabzonspor’un yabancı oyuncu enkazına dönmesinin kim sebebiyet vermiştir. Ağamınoğlunun kulübe nasıl başkan olduğunu yeniden yazdırtma bana:

Kınalı kuzum, hemencecik ne sinirleniyorsun? Senin de şekerin mi çıkıyor?

-Üstadım, kulübün bu borç batağına düşmesinin bir tek adresi vardır, o da ağamınoğludur. Bu borçlanma Newton döneminde başlatılmıştır, Abdullah Avcı döneminde sonlandırılmıştır. Ağamınoğluna kimse hesap soramıyordu…

Kınalı kuzum, adama davet geldi, başkan oldu, silah mı dayadı milletin kafasına beni başkan yapın diye?

-Üstadım, doğru diyorsun, o dönem biliyorsun ağamınoğlunun iş hayatı durma noktasındaydı, iki gemisi deniz dışına çıkmıştı, şirketleri aktif değildi, e biraz ağır olacak ama açıkçası işi gücü yoktu, yani başkanlıkla uğraşacak vakti vardı.

Güzel kuzum, buradan nereye gelmek istiyorsun?

_Üstadım, ağamınoğlunun başkanlığa getirilmesi kadar normal ne olabilirdi? Ha sonradan ağamınoğlu iş hayatında Trabzonspor gibi şampiyon oldu ve işlerini düzene soktu.

İlahi kınalı kuzum, yine söyleminle kapak yaptın!

-Üstadım ne var bunda? Geçenlerde yolum İstanbul’a düşmüştü, hani deriz ya az gittim uz gittim dere tepe düz gittim diye. Ben böyle bir gidişin sonunda ağamınoğlunun İstanbul Göktürk’te 11 milyon euroya iki tane villasının olduğu yere gittim.

Kınalı kuzum, şimdi aklımızla oynama, ne diyorsun sen!

_Üstadım, ben ne diyorsam sen ona bak! Ya “nereden nereye” dedirtecek bir başkanlık serüveni yaşadı ağamınoğlu Trabzonspor’da. Helal olsun kendisine, aktif olmayan iş dünyası öyle bir aktiflik kazandı ki, 2 villaya 11 milyon euro verenin geride ne kadar parası, ne kadar işi olduğunu varın siz hesaplayın.

Kınalı kuzum, ben bu söylediklerini iddia olarak kabul ediyorum, ben de araştıracağım verdiğin bilgileri, ancak bir not düşeyim: Başkanın Türk petrollerinin lojistik işini yaptığını biliyorum eski bir yöneticinin abisiyle.

-Üstadım, ne yaparsan yap bu kadar kısa sürede batan ve kenara çekilen iki gemiden sonra okyanuslarda yüzen 120 bin grostonluk iki geminin sahibi ol. Sonra da farı kırık, tamponu düşük BMV’den süper son model araba ve bugün de iki villanın sahibi ol.

Kınalı kuzum, bunlar senin iddiaların, neyse sen freni patlattın, kapatalım konumuzu.

-Oooo üstadım, zoru gördün kaçalım diyorsun yani!

Ne alakası kınalı kuzum, yazımız uzadı, keselim diyorum.

-O zaman bana hadi eyvallah.