Ne kadar kaçarsak kaçalım...
Ne kadar yazmamak için direnirsek direnelim...
Olmuyor.
O kadar şikayet, o kadar sorun geliyor ki bizlere, inanın ne yapacağımızı şaşırıyoruz.
Hal böyle olunca “kınalı kuzum göreve” diyerek kuzuma çağrı yapıyoruz.
Şu kış şartlarında kınalı kuzumu oradan buraya koşturmak elbette çok zor.
Ancak yapacak çok da bir şeyimiz yok.
Allah’tan egosuz, kibirsiz, işten asla kaçmayan bir kınalı kuzum var da, işlerimiz aksamadan eksizsiz yolunda gidiyor.
Neyse konuyu fazla uzatıp dağıtmadan hemen kınalı kuzum ile sohbetimize başlayalım.
Biliyorum sabırsızsınız.
Ooo güzeller güzeli kınalı kuzum, epey zamandır ayrı düştük, görüşemedik, çok özlettin kendini.
- Üstadım, kış ayları bilirsin, benim rehabilite ve terapi aylarımdır, o nedenle uzaklardaydım. Sen çağırınca gelmemek, davete icap etmemek
olur mu?
Eyvallah güzel kuzum, çok haber akışı olunca yapacak bir şey olmuyor. Mecburen kapını çalmak zorunda kalıyoruz.
- Üstadım, önemli değil. İstediğin zaman arayabilirsin. Neyse verdiğin görevi ifa ettim. Çok önemli bilgilere, belgelere ulaştım.
Kınalı kuzum, peşinen teşekkür ediyorum, her görevi eksiksiz yerine getiriyorsun.
- Üstadım, bizim işimiz bu, en büyük avantajım kuzu kulağımın çok iyi olmasıdır. Mübarek kulaklarım aynı çanak anteni gibidir, aynı zamanda uydu vazifesi görür.
Kınalı kuzum, biliyorum nasıl yetenekli olduğunu, başlayalım istersen, neler var dağarcığında?
- Üstadım, Yomra’nın durumu tam bir bulmaca gibi. Öyle konulara vakıf oldum ki, ancak şunu belirteyim, beni görevlendirdiğin zaman ben hemen ödevime çalıştım, ilk önce Mustafa Bıyık’ın yaptığı basın toplantısının metnini aldım, görev yerime öyle intikal ettim.
E kınalı kuzum...
- Üstadım ne e’si? Acele etme, konular çok önemli, beni sıkıştırıp da konulardan uzaklaştırma. Hani Başkan Bıyık basın toplantısında Avrasya Üniversitesi ile ilgili yaptığı açıklamada Mütevveli Heyet Başkanı Ömer Yıldız için ‘kaç kez mahkemeye verdi, hepsini kazandım’ dedi ya... Ben
başkanın bahsettiği mahkeme tutanaklarını inceledim. Gördüğüm tutanaklarda Mustafa Bey’in kazandığı bir tane dava yok.
Kınalı kuzum, yanlışın olmasın, başkan milletin gözünün içerisine baka baka, ‘bütün davaları kazandım’ dedi.
- Üstadım, ben belgeler üzerinden konuşuyorum, hadi öyle dediyse hangi davayı kazanmış yollasın belgesini! Ben kaybettiği davaların dosya numaralarını da içeriklerini de alınan kararları da veririm. Başkan hadi ortaya bir şey koysun.
Kınalı kuzum, çok iddalı konuşuyorsun, ortaya attığın iddiaları ispatlamak zorundasın, sonra ben karışmam.
- Üstadım belge var diyorum elimde, bilgi var, daha ne diyeyim? Ben başkan beyi suçlamıyorum ki, kaybettiği davaları söylüyorum. Basın toplantısında ne demişti, açtıkları bütün mahkemeleri kaybettiler.
Kınalı kuzum, devam edelim.
- Üstadım, mahkeme işi böyle ha hemen belirteyim, Avrasya Üniversitesiyle ilgili yaşadığı sorunu yazıyoruz ya, ben hemen peşinen söyleyeyim, Avrasya Üniversitesiyle benim yakından uzaktan hiçbir alakam yoktur. Çıksın birisi ispat etsin, kellemi ortaya koyarım. Bizler kitabın ortasından konuşup yazarız.
Eyvallah kınalı kuzum, belki benim için düşünürler ama Avrasya Üniversitesi açıldı açılalı Ömer Yıldız Başkanla herkesin olduğu ortamlarda ya üç defa ya 5 defa bir arada olmuşuzdur.
- Üstadım kimin ne dediği bizim hiç de umurumuzda değil, biz doğruları kamuoyuyla paylaşalım da kim ne derse desin! Başkan Bıyık “Avrasya Üniversitesi için ben neler yaptım”, sahi ne yapmış başkan, Avrasya Üniversitesi için hadi ortaya somut bir şey koysun da görelim ve yazalım.
Kınalı kuzum yine bir şeyler yapmıştır he günahını da almayalım.
- Üstadım, hani ya yapsa, üniversitenin kapısına mühür vurdu, tadilat yapmaya kalktılar, ‘yapı ruhsat verelim’ dediler, iş mahkemeyle sonuçlandı. Evet, yaptıklarına devam ediyor, 5 yıldır Yomra Yerleşkesi kapalı, neden acaba kapalıdır? Sonra Avrasya Üniversitesi belediyeye yıllık 2.5 milyon kira vermekteler kullandıkları alan için. Bir belediye başkanı ilçesinde üniversite olmasından mutluluk, heyecan duymaz mı? Bıyık’ın söylemleriyle eylemleri arasında büyük farklılıklar var.
Güzel kuzum, Yomra hikayesi oldukça uzayacak gibi ne dersin?
- Üstadım, daha yeni başladık anlatmaya, baksana bir de köprü konusu var Yomra’nın, gerçi köprüyü DSİ yapıyor ama Başkan Mustafa Bey benden önce köprü projelendirip yapımına başlanmıştı diyor. Burada da bir kıble kaçığı var sanki, köprünün hayat bulması adımlarının tarihi Mustafa Bey’in zamanında atıldığını görmekteyiz, belki de bizler yanılıyoruz he?
Kınalı kuzum, istersen arkası yarın yapalım...
- Üstadım, tamam yapalım, son kez bir şeyler söyleyip ben müsaade istiyorum. Mustafa Bey aldığım bilgilere göre tartışılan 2,5 emsal kararında
da topu Büyükşehir’e atmak istiyor, ‘yetki Büyükşehir’de’ diyormuş çevresine, iptal etsin ruhsatı. E burada adama demezler mi, ruhsatı siz verdiniz, siz iptal etsenize!
Kınalım, bunu da bir dahaki yazıda ele alalım ne dersin?
- Üstadım, hade bana eyvallah!