Hiç zaman kaybetmeden!
Hatta bir salise bile heba etmeden hemen
konulara girmek istiyorum.
Çünkü kınalı kuzum yaklaşan rektörlük
atamaları öncesi öyle bir bilgi ve iddialarla geldi ki, ben dinleyince nutkum tutuldu
kınalı kuzumun getirdiği iddialarla ilgili.
Hoş gelmiş benim güzeller güzeli kınalı
kuzum.
- Hoş gördük üstadım.
Kınalı kuzum, kan revan içerisindesin yazın
bu sıcağında, hayırdır?
- Üstadım, öyle bilgiler geçirdim ki elime,
hatta hepsinin belgesi bile mevcut, hiç nefeslenmeden hatta soluk almadan beni
pürdikkat dinlemeni istiyorum.
Güzel kuzum, ne demek, hemen anlat!
- En önemli iddia üstadım, kampüste çok
dillendiriliyor, KTÜ’de bulunan FETÖ’cüler rektör Hamdullah Çuvalcı ile
makamında görüşmüşler!
Kınalı kuzum, sen ne diyorsun? KTÜ’de hala
FEÖ’cüler mi var? Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyetini bilmiyor musun,
Erdoğan yıllardır bunlarla savaşıyor.
- Üstadım, onu bana değil, rektör Hamdullah
Beye soracaksın, adamlarla görüşen o makamda oturan Hamdullah Bey.
Kınalı kuzum, görüşmeyi gören var mı?
Konuşulanlara şahitlik eden kim veya kimler var?
- Üstadım, yapılan görüşmede iddia odur ki,
Rektör Hamdullah Bey, FETÖ’cülere ‘Sizleri görünce üzülüyorum, karnıma ağrılar
giriyor’... bir ifade daha kullandı ama onu da sonra yazarsın.
İlahi kuzum, yav neler anlatıyorsun, bu iş
çok su kaldırır. Hamdullah Bey FETÖ’cüler ile görüşüp böyle konuşuyor he.
- Üstadım, bu iddialı bilgileri aldığım
kişiler, bunları rektör bey yalanlasın, ben yüzleşmeye hazırım diyor. Adam daha
ne desin? Düşünebiliyor musun 15 Temmuz’dan sonra açığa alınan FETÖ’cüleri
temize çıkarma operasyonu yapılıyor. Hatta bir iddia var ki oda şu: FETÖ’den
atılmış bir kişi Hamdullah Beyi ikna etmiş ve ondan yardım istemiş.
Kınalı kuzum, vallahi de billahi de
anlatılanlar karşısında küçük dilimi değil, büyük dilimi yuttum!
- Ey gidi üstadım, bunu ben rektörün de
olduğu kalabalık bir ortamda anlatılırken kuzu kulaklarımla duydum. Bak buradan
bir soru soralım Hamdullah Beye, siz yüksekokul müdürü iken genel sekreter
Halil İbrahim Okumuş ile aranızdaki ilişkiler hala devam etmekte midir? Halil
İbrahim Okumuş’un kızı neden ve nasıl öğretim görevlisi olarak atanmıştır?
Kınalı kuzum, yakıp yıkaysın ortalığı...
- Üstadım, al bir soru daha FETÖ’den içeri
alınan bir memur, memur akademisi kisvesi altında bir birimde üst göreve
atanmış mışıdır? Bunun cevabı rektör Hamdullah Bey’de saklıdır! Bakalım
verebilecek mi cevap bizlere?
Güzel kuzum, bu iddialar çok ağır. Bunlar
doğruysa bu iddialar kabul edilemez. Ve bu iddialar doğruysa, inan bu kişileri
ateşe atar.
- Üstadım, elbette bunlar iddia, Rektör
Hamdullah Çuvalcı Bey ‘hayır böyle bir şey yoktur’ diye açıklama yaparsa, bu
iddialarda bulunan kişiler, birim ve kişileri isim isim açıklayacak, bu kadar
net..
Kınalı kuzum, Rektör Bey, ‘Yok canım,
bunlara inanmayın. Bunlar doğru değil. Devletin istihbarat kayıtlarında da
bakın bakalım benim bir tane sicil kaydım var mıdır?’ diyebilir, o zaman ne
olacak?
- Üstadım, sen canını sıkma, bilirsin ateş
olmayan yerden duman çıkmaz... Ben ididaların doğru olduğuna şu kınalı kuzu
aklımla inanıyorum.
Güzel kuzum, ben neyi anlamıyorum biliyor
musun, adamlarda ne cesaret var iki kişinin bildiği bilirsin sır kalmaz,
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın bu konuda, neler düşündüğünü, bu konularda asla
taviz vermediğini KTÜ Rektörü ile iddiaların içerisinde olanlar bilmiyor mu?
- Üstadım, adamlar işi karşıya geçirmiş. Ne
güzel, kafalarına göre üniversiteyi yönetiyorlar, 5 binden fazla personelleri
var, istediklerini istedikleri yerlere atıyorlar. Hayat onlara güzel ama kazın
ayağı bundan sonra bunların istediği gibi olmayacak.
Güzel kuzum, var mı başka söylemek
istediğin iddia?
- Olmaz mı üstadım, neler var neler,
soralım bakalım: Taciz iddialarından yargılanan bir memuru başka bir kurumdan KTÜ’ye
soruşturmadan, araştırmadan almışlar mı? Alınan bu memurun görevlendirildiği
birimlerde kadın çalışanlar kazan kaldırıp, ‘beraber çalışmak istemiyoruz’
diyerek, bu memurun depo gibi zeminde masaya koyularak uzaklaştırılması
sağlanmış mıdır? Devam ediyorum: Hakkında taciz iddiaları olan, çok sayıda
öğrencinin bir fakültenin dekanlığına dilekçe verdiği öğretim üyesi hakkında
bir işlem yapılmaması ve soruşturmanın kapatılması için Rektör Bey Dekan Beye
baskı yapmış mıdır? Devam ediyorum sormaya: Yine bu konuda Cimer’e yapılan
şikayetleri de soruşturma yapmadan, öğrencilerin dahi ifadesini almadan
rektörün baskısıyla dekan konuyu kapattırmış mıdır?
Ulan kuzum, sen neymişsin, ne gazetecilik
yapmışsın!
- Üstadım, bizler sizlerin yanında
yetiştik. Bir iki sorum daha var ve konuyu şimdilik öyle kapatacağım:
Taciz iddiası olan kişi daha sonra rektör
tarafından ödüllendirilerek profesör olarak atanmış mıdır?
Başka bir birimde tacizden soruşturma geçiren
kişiyi Rektör Bey yönetici yapmış mıdır? Son sorum:
Başka bir birimde öğrenciye mesaj atan kişinin
soruşturması savsaklanmış mıdır? Bu öğrenci şimdi mahkemeye dava açmış
durumdadır.
Güzel kuzum, bakalım sorularına cevap
gelecek mi, ben yine de cevap yerine tekzip geleceğine inanıyorum.
- Üstadım, ne gelirse gelsin biz görevimizi
yapıyoruz. KTÜ Rektör Bey ve ekibinin değil, bizlerin. Bu konulara kimler
sahiplik ederse, kimler Rektör Beyi aklamaya çalışırsa, bundan sonra da onlarla
işim olacak. İnsanlar, siyasetçiler en önemlisi Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan
KTÜ gibi bir ilim ve bilim yuvasında neler olduğunu, neler çevrildiğini bizler
sayesinde öğrenmiş olsunlar.
Kınalı kuzum, sonuna kadar yanındayım,
nereden ne gelirse gelsin biz bu işin peşini bırakmayacağız.
- Üstadım, dip not vereyim sana ve öyle vedalaşayım:
Rektör Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı Bey, şimdilerde pişmanım, nasıl oldu da
atadım, anlayamadım diyormuş! Sanki atama kararnamesini o imzalamamış da,
köydeki muhtar imzalamış, neredeyse bu konularla ilgili kabahatsiz olduğunu
söyleyecek!
Güzel kuzum, hadi sana güle güle.