Vardır bu sessizliğin bir sebebi.
Vardır bunda bir hikmet diyelim.
Ve yazımıza geçelim.
Ben yanılıyor olabilirim. Ben ilk kez bir seçim öncesi bu kadar sessizliğin olduğuna şahit oluyorum.
Önceki seçimlerde böyle miydi?
Aday olacak isimler açıklanana kadar, kızılca kıyamet kopartılıyordu.
Hadi muhalefet partilerini bir kenara bıraktım.
Ya AK Parti’ye ne demeli?
Bu cephede de kimsede çıt yok!
Öyle zannediyorum ki herkes gözünü, kulağını Ankara’ya Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çevirmiş.
Yine de ben siyaset sahnesinde sessizliğin ortama bu kadar hakim olmasını şuna bağlıyorum: Aday olmak isteyenlerin isimleri netleşmiştir ki herkes adeta kuzuların sessizliği filminde oynuyor ya da seyrediyor gibi hareket ediyor.
Çok değil hafta sonuna kadar aday olacak isimler açıklanır ve sessizliğe hakim olan şehirler hareketlenmeye başlar.
E DAHA NE BEKLİYORSUNUZ?
Nereden nereye mi diyelim?
Kime niyet kime kısmet mi söyleyelim?
Yoksa çorbanın başında bekleyenler çorbayı içer misalinden yola koyulalım.
İnanın ne edeceğimize, ne yazacağımıza, ne söyleyeceğimize şaşardık kaldık!
Yıllarca lojistik merkezin Arsin’e yapılacağı söylendi.
O dönemin siyasileri bunun sözünü verdiler.
Devamında gelen siyasetçiler “Biz takip ediyoruz, en kısa sürede başlanacak” diye vadettiler.
Geldiğimiz noktada lojistik merkez Trabzon’a ömür oldu denilerek Rize İyidere’ye yapıldı.
Şu anda bitmek üzere.
Bu kez yatırım adasıyla Trabzon yatıp kalkıyor, yine geldiğimiz noktada ne yatırım adasına ödenek bile bulunamadı.
Bundan dolayı da yapılması düşünülen alana henüz dolgu için bir taş bile atılmadı.
Ne demişti Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri: “Şehrin istihdamına ve ileri teknolojik ürünlerin üretilmesine katkı sağlayacak yatırım adası için 61 kamyonla dolgu çalışmasını başlatacağız.”
Hani ne oldu?
Kamyonların lastikleri patladı ki bir kamyon bile dolgu alanına gidemedi.
Son sözüm şu olsun konuyla ilgili: “Bir yerde kıble kaçığı oluyor ama nerede oluyor muamma.” İşte bu kıble kaçığı olan yeri bulmak lazım.
Sonrası kendiliğinden gelir.
URALOĞLU DA OLMASA VAR YA
İyi ki Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu var!
Yoksa var ya “yandı gülüm keten helva” olacaktı Trabzon’un hali.
Bakan Uraloğlu milletvekillerinin ve bürokratların Trabzon için yapmaları gerekenleri bile üzerine vazife edinerek, şehre ne yapılacaksa, hangi proje hayata geçirilecekse hepsini bir bir takip ederek hayata geçirmeye çalışıyor.
Peki milletvekilleri ve il ilçe örgütleri ne yapıyor?
Onların ne yaptıklarını merak edenler sosyal medya hesaplarından vekilleri ve örgütleri takip etsinler, baksınlar bakalım neler neler yapıyorlarmış!
Hadi şimdi gelin de demeyin “Vay benim Trabzon’uma” diye.
Bu durumlara düşecek bir şehir miydin sen?
Söylediğim gibi bakan Abdulkadir Uraloğlu ile birlikte, iyi ki Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ve Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç var!
Ya bunlar da olmasaydı?
Buna rağmen bugün birileri kalkmış ‘ben büyükşehir, ben Ortahisar belediye başkanı olacağım’ diyorlar.
Hadiyin oradan be!
ZAMAN SADECE BİRAZCIK ZAMAN
İki hafta önce cumartesi günkü köşemde kınalı kuzumun Trabzon’da bulunan organize sanayilerle ilgili getirdiği bilgileri kaleme almıştık.
Hatta kaleme aldığımız yazıda, organize sanayi bölgelerinde yaşanan olumsuzluklarla ilgili de birkaç soru sormuştuk.
Hatta organize saniyelerde kanayan yaraya parmak basmıştık!
Hatta ‘organize sanayilerde kendi işyerleri üzerinden rant sağlayanları deşifre edeceğiz’ diye de söz vermiştik.
Hatta organize sanayilerde nasıl Ali Cengiz oyunları döndürülüyor, bunlara kimler alet oluyor? Kimlerin döndürdüğünü, kimlerin alet olduğunu kimseye hatır yapmadan yazacağımızın sözünü vermiştik.
Evet verdiğimiz sözlerin arkasındayız.
İşin içerisinde kimler var, kimler organize sanayilerde film atıp abidik gubidik yapıyor sizlerin huzurunda hepsini arzı endam ettireceğiz.
Biraz sabır, biraz zaman.
Ha elimizdeki bilgiler bizlere yeter de artar ama hani ya bir söz vardır “her şey zamanında” diye…
O nedenle zaman sadece birazcık zaman diyoruz.