Büyük başarı!
Dile kolay tam tamına 22 yıl zirvede olmak...
Daha doğrusu zirveye adını yazdırmak.
Sahi kolay mı bu başarıyı elde etmek?
Kim ne derse desin...
Kim ne masal anlatırsa anlatsın...
Kim ne hikayeler yazarsa yazsın...
Ben oydu, şuydu, buydudan anlamam!
Elde edilen başarının ve 22 yıldır zirvede kalmanın bir mimarı var, o da Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Demek ki AK Parti’de her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’a endeksli gidiyor veya yapılıyor, ya da öyle planlanıyor. Bu bilin- meyen bir denklem değil ama ben bunu tekrar neden yazıyo- rum biliyor musunuz?
AK Parti’de yaşanan olumsuzluklar... AK Parti’de birbirlerine karşı atılan ayak oyunları... AK Parti’de yapılan arkadan dolanmalar... AK Parti’de kapı arkalarında kişilere karşı vurulan bel altı kulisler...
AK Parti’de oynatılan Bizans oyunları.
Yemin billah ediyorum, bunlar bir başka partide yaşansa var ya ortada bırakın parti kalmasını binaya asacak tabela bulamazlar.
Belediye başkanlığı adaylıkları konusunda adaylara karşı olmamaları yönünde yapılan hamleler ve kulağımıza kadar ulaşanları duyup gördükçe siyasetin ne kadar seviyesizce yaşandığına bir kez daha şahit olduk.
Merakım, paylaşılmayan nedir veya ne olacaktır? Neden ismi geçenlerin aday yapılmaması için bu kadar bel altı vuruş yapılmaktadır?
Yani onun istediği olsa ne olacak?
Yani diğerleri gidip diğerleri gelse kime, kimlere menfaat sağlayacak?
Üstelik bunları ya- panların hepsi aynı partiden! Ne kadar ilginç değil mi? İçlerinde çoğu kocaman kocaman görevlerde bulunmuş,
görevini sürdürenler var.
Velev ki Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben artık yoruldum, dinlenmeliyim, kenara çekiliyorum” derse AK Parti’nin durumunun ki- barca yazarsak “Yandı gülüm keten helva” misali olmayaca-ğının garantisini kim verebilir?
Demek ki neymiş efendim, Erdoğan büyük siyasetçiymiş...
Demek ki neymiş efendim, seçimleri kazanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’mış.
Demek ki neymiş efendim hani halk arasında söyleniyor ya “Cumhurbaşkanı ceke- tini atsa kazanır” diye, durum aynı bu sözde söylendiği gibiymiş. O zaman kimse bir yerlere boş yere süs takmasın. O zaman kimse havanda su dövmesin.
Ben Trabzon’da AK Parti’de belediye başkanlığı adaylıkları için yaşananları gördükten sonra yukarıda yazdıklarımla aynı kanıya vardım.
Düşünebiliyor musunuz Sayın Erdoğan bu kadar olumsuzlukların, bu kadar atılan feyiklerin olduğu bir partiyi tek başına taşıyor...
Dile kolay tam tamına 22 yıldır partisini de zirvede tutuyor.
ÇOK DEĞİL İKİ GÜN KALDI
15 Ocak’ta adaylar açıklanacak diye kamuoyuna duyurusunu yapmıştı AK Parti.
Herkes nefesini tuttu, 15 Ocak gününü bekliyor.
Gerçi 15 Ocak’a şunun şurasında 2 gün kaldı.
Bu zaman zarfında köprünün altından çok daha suların akacağı muhakkak.
Siyasette bir geceden sabaha kadar nelerin değiştiğine veya değiştirildiğine hepimiz şahit olmuşuzdur.
Benim demem o ki kimse papatya falı açıp da suyu bulandırmasın.
Her şey 15 Ocak günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki dudağından çıkan sözden sonra belli olacak.
Bu saatten sonra bel altı atışları yapıp da kimse kimseyi kırıp dökmesin, Trabzon küçük bir şehir, en azından yüz yüze bakacak küçük de bir krediniz olabilsin. Ben bunu söylerim.
Ha şunu da söyleyeyim: Kimin kim için her anlamda ne söylediğini, ne gibi hamleler yaptığını herkes biliyor. Çünkü iş işporta pazarına kadar döküldü.
NUHOĞLU YENİDEN ADAY
Çarşıbaşı seçimlere mevcut başkan Mümin Nuhoğlu ile gidiyor.
Nuhoğlu’nun ismi açıklandıktan sonra aklımdan şunlar geçmedi değil: Çarşıbaşı’nda halkın şikayetleri üzerine bir balık fabrikasının önünü hafriyatla kapatmıştı ya başkan Nu- hoğlu. Hani ya kapatmadan dolayı o zaman kızılca kıyamet kopmuştu. Nuhoğlu’na büyük eleştiriler getirilmişti, işte Mümin Nuhoğlu yeniden aday gösterildi partisi tarafından.
Bakalım Nuhoğlu’nun aday gösterilmesi oy anlamında partisine pozitif mi yoksa negatif mi yansıyacak?
Bunu hep birlikte 31 Mart akşamı yaşayıp göreceğiz.
Burada Çarşıbaşılılara büyük görev düşüyor.
Başkanları yaptıkları eylemde haklıysa “Evet biz başkanımızın yanındayız” demeleri gerekmez mi oy sandık- larına giderken?