Neden duyarsız kalınır?
Neden sorun çözülmez?
Biz dahil kimseler bilmiyor...
Hal böyle olunca, İş tam bir bulmacaya dönüşüvermiş.
Trabzon Oteller Birliği Derneği yine bir açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada öyle öften püften yapılan bir açıklama değil.
İçeriği ve içi dolu bir açıklama yapmış Oteller Birliği.
Adamlar avaz avaz bağırıveriyorlar “7464 ve 2634 sayılı yasa neden uygulanmıyor” diye.
Trabzon Valisi Aziz Yıldırım’a dolayısıyla devletimize çağrı yapıyor Oteller Birliği Derneği.
Adamlar haklarını arıyorlar.
Adamlar yapılan ve uygulanan kanunsuzluğa dikkat çekmek istiyorlar.
Adamlar ‘yasalar neden uygulanmıyor’ diye de feryat figan ediyorlar.
Maalesef adamların feryat figanını ve isyanını ne Trabzon Valisi Sayın Aziz Yıldırım duyuyor ne de devlet erkanı.
Benim anlamakta zorluk çektiğim tek şey var, o da Trabzon Valisi Aziz Yıldırım’ın konuya duyarsız kalmasıdır.
Acaba öyle mi?
Gerçi burayı da tam bilemiyoruz.
Tek bildiğimiz, otellerin yasanın uygulamamasından dolayı oldukça mağdur olmalarıdır.
Çözüm noktası, yasayı uygulayacak olan Vali Sayın Aziz Yıldırım.
Gerçi bu turizm sezonu da geldi geçiyor.
Seneye Allah kerim diyelim.
KİMİN UMURUNDA Kİ KTÜ
Bakıyorum da KTÜ’de yaşananları kimse kendine dert ve sorun etmiyor!
Bakıyorum da KTÜ’de yaşanan yönetimsel anlamda olumsuzluklar hiç kimsenin umurunda değil!
Böyle mi olmalı?
Böyle mi duruş sergilenmeli?
Sizi bilmem ama bana baktığım fotoğraf bunu gösteriyor.
Hadi birileri çıksın ‘Biz KTÜ’de yaşananları bırakın kendi adımıza, bilim adına dert ediniyoruz ve yaşananları külliye dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşturuyoruz’ desin.
Veya burayı da vazgeçtim, YÖK’e iletiyoruz desinler.
Hadi çıksın söylesinler!
Söyleyen oldu mu, oluyor mu?
Konuyla ilgili birkaç kişiyi tenzih ediyorum, şunu da bilin kınalı kuzum da tenzih ettiklerim arasında.
40’a yakın rektör adayı var.
Allah’ın bir kulundan gür ses çıkarmasını zaten beklemiyoruz!
Acaba cılız ‘tıs’ bir ses dahi neden çıkarmazlar?
Neden acaba?
Korku mu var?
Baskı mı kuruluyor?
Görev mi bekleniyor?
Yazıktır günahtır ya.
Konuştuğumuz, dile getirdiğimiz Türkiye’nin bilim adına göz bebeği olan üniversitelerinden biri KTÜ.
Nasıl bu kadar duyarsız?
Nasıl bu kadar kayıtsız kalınıyor, yemin billah ediyorum anlamış değilim.
Sanki ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ sözüyle hareket ediliyor KTÜ’de.
Üniversite elden gidiyor koca koca bilim insanları suskun puskun bir kenara çekilip bizler gibi olup bitenleri maalesef film izler gibi sadece seyrediyorlar.
Ayıp ya ayıp.
Ne yalan söyleyeyim iyi ki kınalı kuzum var. Bu iş kınalı kuzuma mı kalmalıydı?
Düşünebiliyor musunuz, kınalı kuzum KTÜ’nün sesi soluğu ve nefesi oldu da KTÜ’de yaşanan ne var ise hepsinin kamuoyuyla buluşmasına vesile oluyor.
Rahmetli Cem Karaca muhteşem sesiyle yorumluyordu ya...
Yol dediğin yol gibi
Ulaşmalı bir yere
Biz dön baba dönelim
Geliyoz aynı yere
Bu döngü kısır döngü
Başı var da sonu yok
Dönüyom dönemiyom
Sonunda bir çıkış yok
Amanieyynn
Bindik bir alamete gideyoz kıyamete
Bindik bir alamete gideyoz kıyamete
Amanieyynn...
KTÜ’nün bugünkü durumu aynı şarkının sözleri gibi. Net söylüyorum, KTÜ Hamdullah Çuvalcı ile birlikte ‘Bindi bir alamete gidiyor kıyamete!’
KİMSE VEBAL ALTINA GİRMEMELİ
Ahan buradan açık seçik ilan ediyorum.
Hangi siyasetçi?
Hangi STK?
Hangi STK başkanı ve yönetimi?
Hangi milletvekili?
Hangi bürokrat?
Hangi il ve ilçe teşkilatı?
Hangi belediye başkanı?
Rektör Hamdullah Çuvalcı’ya şu rektör atama süresince destek verirse, mücadelem sonuna kadar onlara karşı olacaktır.
Asla mücadelemden geri bir adım atmayacağım, gücüm yettiğince, elimden geldiğince, sonuna kadar mücadelem sürecektir.
Düşünebilirsiniz ya da diyebilirsiniz:
Bize laga luga mı yapıyorsun? Veya bize racon mu kesiyorsun?
Beni bilen bilir.
Bendenizi tanıyan da iyi tanır.
Asla bugüne kadarki yaşantımda ne racon kesmişliğim ne de laga luga yapmışlığım vardır.
Benim tek bir hedefim var, o da, hepimize ait olan bir bilim yuvasının eski şaşaalı günlerine, yani Türkiye’de parmakla gösterilen, eğitimden sosyal yaşamına kadar, her öğrencinin tercihleri arasında ilk sırada olan bir üniversiteye dönmesidir. Yoksa benim birileri gibi ne hesabım kitabım olur KTÜ üzerinde?
ALGININ DANİSKASI YAPILIYOR
Öyle algı yaratılmaya çalışılıyor ki...
Veya birileri oyuna bilerek dahil edilip onunla algı yaratılıyor.
Yapılan algılara bakar mısınız?
Neymiş efendim....
Siyasiler Hamdullah Çuvalcı’yı destekliyormuş.
Neymiş efendim...
AK Partili milletvekillerinin desteği Hamdullah Çuvalcı’dan yanaymış.
Neymiş efendim...
İlim Yayma Vakfı Hamdullah Çuvalcı’nın 2’nci dönemde de rektör olması için cansiparane çalışıyormuş.
Neymiş efendim...
O tekke, o zaviyeler Hamdullah Çuvalcı’nın tekrar rektör olmasından yana tavır koymuşlar.
Neymiş efendim...
O ve şu cemaatler Hamdullah Çuvalcı için görüş bildirmişler.
Falan filan...
Allah aşkına eğitimde, atamalarda gelinen noktaya bir bakar mısınız!
Sorarım sizlere: Bunları gördükten sonra geriye ne kaldı?
Var mısınız birlikte söylemeye?
Hey Tanrım!
Bana üç tane
Üç de yetmez beş tane
Beş de yetmez yedi tane
Ver, ver, ver, ver
Ver Allah'ım ver
Allahım verdikçe veriyor Rektör Beye!
Daha ne ister ki?
İş döndü bizim Bayburtlunun hacca gitme hikayesine...
CEMİYETİN TEK KURTULUŞU
Mutlaka yapılmalı.
Artık zaman geldi de geçti yapılması için.
Gazeteciler Cemiyeti kurulduğundan beri hiç yaşamadığı, görmediği olaylarla çalkalanıp duruyor.
Bunun için benim önerim şudur:
Bizim ve bizden önceki jenerasyonlarda kim var ise hepsiyle birlikte bir liste oluşturulmalıdır.
Bu liste içerisinden başkan ve diğer kurullar belirlenip seçime öyle gidilmelidir.
Bana göre Gazeteciler Cemiyetinin düşüp süründüğü yerden kalkmasının tek çözümü böyle bir oluşumun hayata geçmesidir.
Bunun dışında yapılacak her hamle Gazeteciler Cemiyetini daha da küçültecektir.
İş bundan sonra camiamızın önde gelen isimlerine düşmektedir.
Ve bu görevden kimse de kaçmamalıdır.
Başta Ergun Ata olmak üzere...