Metin Kara Trabzon Esnaf ve sanatkarlar odası başkanıdır.
Aynı zamanda da Kredi kefaret koparatif başkanıdır.
Anlayacağınız Kara Metin bir koltuğunda iki karpuz taşımaktadır!
Anlayacağınız Kara Metinin bir eli yağda bir eli baldadır!
Anlayacağınız Kara Metine Allah verdikçe veriyor!
Anlayacağınız Kara Metin için her şey güzelden de ötedir!
Anlayacağınız Kara Metin için bundan iyisi şamda kayısıdır!
Zaten hal böyle olunca, güç zehirlenmesi yaşamasıda kaçınılmaz oluyor Kara metin başkanın!
Baksanıza öyle bir güç zehirlenmesi yaşıyor ki, bir koltuğuna üçüncü karpuzunu almaya çalışıyor!
Şimdide 30 ncu bölge birliği başkanlığına aday olacakmış.
Tam bu esnada yedi kocalı hürmüzün şarkısı aklıma geldi.
Ey Tanrım,bana bir tane
Birde yetmez, iki tane
iki de yetmez, üç tane
Ver ver ver ver
Ver Allah’ım ver
Ulan ne yazacaktım ,nerelere gittim?
Baksanıza yazıya nereden başladım?
Ah ulan şeytan, Allah kahretsin bırakmıyor ki! Güzel şeyler yazalım Kara başkan için!
Neyse biz konumuza dönelim.
Başkan Kara Metin geçen hafta kutlanan Ahilik haftasının ana sponsorluğunu üstlenmiş.
Bana göre Ahilik haftasının sponsorluğunu üstlenerek, doğru olanı yapmıştır.
Doğru yaptı dedik ama şunuda unutmamak gerek ahilik haftası kutlamalarıyla ilgili Kara Metin başkanın cebinden tek kuruş çıkmamıştır.
Nasıl çıksın ki?
Başkan Kara Köyde Alma pardon elma ağacının altında hayatının bir bölümünü geçirdiğinden olacak ki paranın kıymeti har biyesini iyi bilir !
Zira Tek kuruş çıksa zaten Eşyanın tabiatına aykırı olurdu!
Öyle zannediyorum ki Başkan Kara Metin, doğayı düşünerek ve doğanının güzelliğini bozmamak için bu güzelliklere aykırı bir şey yapmak istememiştir(!)
Ben burada Kara başkanı eleştirdiğim tek konu şudur.
Ahilik haftası kutlamalarına STK temsilcilerini değilde, neden kendisinin kullanacağı ve kendisine biat edeceği dozer ,greyder ,kepçe, mikser ekiplerini çağırmış?
Bizim itirazımız bunadır?
Ve beynimizde alaturka olan çok soru var ,mesela Kara Metin başkan dozer, greyder,kepçe, mikser takım edevatlarına neden ihtiyaç duyar veya duyuyor?
Bilmez ki Kara Metin başkan, kullandığı bu takım eda vatların kazı yapıp girdiği hiçbir yerde incir ağacı incirini vermez!
Acil birileri Kara Metin başkanı konuyla ilgili uyarmalıdır!
Dip not, Kara Metin diye yazıyorum sakın yanlış anlaşılmalara mahal verilmesin, çünkü ismi soyadı öyle olduğu için başkanın, yazımda kendisine öyle ithaf ediyorum..
BU SAATTE SONRA GİŞE YAPMAZLAR!
Çok merak ediyor ve soruyorum, Neyin kafasını yaşıyorsun esnaf ve sanatkarlar odası başkanlığı koltuğunda otururken?-
Yaşadığın kafayı Açık seçik söyle de biz dahil bütün kamuoyu bilsin.
O koltukta oturan bir insan bu kadar kinci bu kadar kindar bu kadar alaturka, bu kadar sevgiden yoksun ola bilirmi?
Hadi söyle olabilirmi?
Birisiyle hesap, kitabın var ise o hesabı oturduğun o makam üzerinden ve o makamdan aldığın güç ile neden yapmaya çalışırsın?
O makamı kendi hesabın kitabın için neden kullanırsın?
Var ise birisiyle bir hesabın o zaman makamı ve makamın sana sağladığı güçü kullanma..
Şahsi bireysel gücünü kullan bizlerde seni alkışlıyalım!
Sonra Birilerini kendine (biraz ağır olacak ama gördüğmüz fotoğraf bize bunu söyletiyor, )tetikçi yapmaya neden ihtiyaç duyarsın?
Adamların ne vasfı var ki, onları
Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Genel
başkanından randevu alıp buluşturmaya çalışıyorsun?
Ankaraya Yolcu edeceğin adamlar Hangi vasıfla
Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Genel Başkanı
Yiğiner ile görüşecekler?
Birde diyorsun ki zatialinize bağlıklarını sunanlara “Yürüyün gidin arkanızda ben varım”
Bilirsin Kara başkan “YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ”
Bilirsin Kara başkan “HER YOLUN BİR SONU VARDIR”
Hani mezarlıkların girişinde yazıyor ya “Her can ölümü bir gün tadacaktır” diye.
Hepimiz bir gün o yolun sonunla karşılacağız!
Kimseye kalmamış bu fani dünya.
Kimse oturduğu koltuklarda da ebediyen oturmamış.
Ne bu ihtiras?
Ne bu ego?
Bir aynayla yüzleş, koskoca esnaf ve sanatkarlar odasını nasıl yönettiğini yüzleştiğin aynaya sor.
Sor bakalım zatialinize nasıl cevap verecek yüzleştiğin ayna?
Allaha aşkına İş bu kadar mı ayağa düşer?
Sizi bilmem ama Ben yaşananları duyunca bir Trabzonlu..
Bir gazeteci olarak üzülüyorum.
Neyin peşindesin?
Paylaşamadığın ne?
Neyi paylaşmak istemiyorsun?
Ne yapsın millet?
Oturduğun o makama talip olup aday olmasınlarmı?
Kayıtsız şartsız size biat edip”Padişahim sen çok yaşamı “desinler.
Sahi ne yapsınlar?
“Ölene kadar o makamda ben oturacağım” diye meclisten kanun hükmünde kararnamemi çıkarttın?
Düşünebiliyormusunuz Esnaf ve sanatkarlar odası başkanı işini gücünü bırakmış,
Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Genel Başkanı
Mehmet Yiğinerden Aksiyon filimlerinde avantör rolü oynamaya çalışanlara ,randevu almaya çalışıyor!
Olacak şeymi
Duyan derki “Akıl tutulmasımı yaşanıyor”
Gelin şimdi Biraz daha şeytanın avukatlığını yapalım.
Kendi kendime Acaba diyorum Başkan kara Metin filim yapımcılığınamı göz kırpıyor?
Hani bir zamanlar gençliğin ideolü olan Malkoçoğlu ,Battalgazi, Tarkan tiplemeliri vardı ya..
Malumunuz o devirde Herkes yaratılan bu hayal kahramanlarına özenip onlar gibi yaşamaya çalışıyordular.
Dedik ya Şeytanın avukatlığını yapalım diye, acep Kara başkan tekrar bu hayal kahramanlarını vizyonamı sokmak istiyor?
Ben buradan Kara Metin başkana bir uyarı yapmak isterim!
Bu gibi yani Malkoçoğlu ,Battalgazi, Tarkan tiplemeliri ile yapılacak filimler günümüzde gişe yapmazlar.
Bu filmler bizim jenerasyonlarımız zamanında kaldılar.
Ve bu filimleri çok seyrettik?
Artık toplumda tat verip heyecan yaratmaz?
Malumunuz Battal gazi tarih olmuş.
Malkoçoğlu ve Tarkan tiplemeleri ise bu saatten sonra hiçbir yerde hiçbir alanda karşılık bulamaz!
Bu saatten sonra Olsa olsa bu simülasyon kahramanlarımız kılıç ellerinde ancak kendileriyle kavga ederler.
Kısacası bu simülasyon kahramanlarını ne kadar sıkarsanız sıkın onlardan şahane sarmısaklı cacık elde edersiniz…
BİR SES VERİN ALTI AY OLDU
Acaba benmi atlamış olabilir miyim?
Belkide atlamışımdır!
Yinede ne olur olmaz diyerek nasıra bir dokunalım.
Yerel Seçimin üzerinden 6 aya aşkın bir süre geçti, yeni seçilen ilçe belediye başkanlarından ahan söz verdiğim şu projemi hayata geçirdim veya geçiriyorum diye bir ses duyayım.
Hadi birisi çıksın ses versin bana.
Beni yanıltsın.
Yaptığı projesini görmediğimi yada atladığımı söylesin bana.
Doğudan Batıya doğru bakıyorum elle tutulur gözle görülür bir belediyenin bir şey yaptığını göremiyorum.
Şunu da söyleyeyim, hayal kırıklığı yaratan başkanlarda olmuyor değil.
Önceki gün Vakfıkebir Ak parti ilçe başkanı Ahmet Uzun ile Vakfıkebir siyaseti dolayısıyla Vakfıkebirde yapılan işlerle ilgili küçükte olsa bir sohbet gerçekleştirdik.
Ahmet Uzun takdir ettiğim ilçe başkanlarından birisidir.
Neden diye sorarsanız.
Ahmet başkan naif, nazik, sevgi ve saygı dolu genç bir kardeşimizdir.
Siyasetten hiçbir beklentisi olmayan ender ilçe başkanlarından da birisidir.
Yalanı dolanı olmayan bir siyasetçidir.
Kavgacı kırıcı kişilikte bir yapısı yoktur.
Ahmet Başkanı ilçesi için çok karamsar bir ruh halinde gördük.
Bağımsız belediye başkanı Fuat Koçal’ın ilçeye hizmet etmekten çok kendinden önceki dönemle hesaplaşma içerisinde olduğunu söylerken, bunlara gerek olmadığını ilçenin ve ilçe halkının yetkili kurumlardan hizmet beklediklerini söyledi.
Elinden geldiğince ne lazımsa yapmaya çalıştığını, hatta iş makinelerini bile ilçeye kendi imkanlarıyla getirdiklerini anlatırken, “kavgayı bir kenara bırakmalıyız, o onu yaptı, şunun zamanında bu oldu, bunları artık geride bırakmalıyız, kim hangi partiden olursa olsun ilçe ve ilçe halkına dokunmalıdır. Kavga ve hizipçilik herkese zarar vermektedir, kimse ye bir faydası olmaz”
Demek ki her ilçede yaşanan bir sıkıntı var ki, o nedenle hizmet sesi gelmiyor kulaklarımıza..
Yazık..
Zaman su gibi akıp gidiyor, şunun şurasında yerel seçime 4 yıl gibi bir süre kaldı.
E benden söylemesi sonra demeyiniz ki “kaçan balık büyük oldu”
KAZIN AYAĞI SÖYLENDİĞİ GİBİ DEĞİL
Sorun büyük.
İnsanlar mağdur.
Peki sorunu kim çözüp,yaşanan bu mağduruyiti kim giderebilecek?
Trabzon halk eğitim merkezinde yirmi gündür usta öğrencilerin üçretleri ödenmiyormuş.
Sorduk soruşturduk.
Neden ödeme yapılmıyor?
Neden ücretler zamanında ödenmiyor?
Şunada vurgu yapayım,Yaşanan usta öğrencilere ücret ödememe sorunu bütün Türkiye genelinde yaşanmaktadır.
Evet beyler…
Borcu harcı olanlar var.
Alaçak olduğu ücrete güvenip kredi kullananlar var.
Evet beyler,ücret alamayıp mağdur olanlar işin üstesinden nasıl gelecekler?
İşin sonunun nereye varcağını ise bizler dahil kimse kestiremiyor.
Tuzu kuru olanlar işin sonunu nereye varcağını niye düşünsünlerki?
Nasılsa kendileri için hayat güzelliklerle akıp gidiyor!
Usta öğrenciler ücret alamıyormuşlar çok da umurlarında ya!
Evet beyler..
Yazık günah değilmi bu kadar insana?
Üçretlerin neden ödenmediğini Sorduğmuzda ..
Bize verilen cevapta Bakanlıktan ödenek aktarılmadığından ücretlerin ödenmediğini söylüyorlar.
Oysa ki Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, her yıl, hangi ilde, hangi ilçede, hangi branşta kaç saat ve kaç adet kurs açılacağını, saatlik/günlük ücreti belirlemektedir ve ödenek Bakanlık bütçesine genel bütçeden aktarılmaktadır.
Gelinen noktada Bakanlıktan illere ve ilçeler ödenek aktarılmamasının hiçbir gerekçesi olamaz.
Durum bu noktadayken bakıyorum ne siyasetçisi nede bürokratı nede yetkili birisi sorunu çözmek için bir adım atmıyorlar.
Neden acaba bir adım atmazlar?
Tamam Tasarruf genelgesi doğrultusunda kursların sayısının azaltılması anlaşılır olabilir ancak ücretin gününde ödenmemesi anlaşılır değil gibi geliyor bana…
Hemen belirteyim sorun çözücü sadece iktidar partisi değil, muhalefetde ivedilikle bu sorunun ortadan kalkması için bu duruma bir el atmalıdırlar..
Yani demem o ki “Kazın ayağı anlatıldığı gibi değil”