Nefesler Tutuldu Gözler Külliye'de
Yayın Tarihi: 19.08.2024 - 09:33 | Güncelleme Tarihi: 19.08.2024 - 09:43
13 üniversitenin rektörü daha atandı, Trabzon, Samsun ve Sivas rektörleri ise atanmadı.
Şimdi nefesler tutuldu...
Gözler ve kulaklar Külliye’ye çevrildi...
Külliye’den çıkacak kararname bekleniyor.
KTÜ’nün rektörü de atanmayınca, şimdi rektör adaylardan hangisi olacak diye herkesim tarafından papatya falı açılmaya başlandı.
Ayrıca yazılan ve sahneye konulan senaryoların da biri bin para...
KTÜ’de belli ki bir sıkıntı yaşanıyor.
Belli ki mevcut rektör Hamdullah Çuvalcı ile ilgili çok olumsuz raporlar Cumhurbaşkanının önüne gitmiştir.
Belli ki KTÜ Rektörlüğü için Cumhurbaşkanı Erdoğan ince eleyip sık dokuyor.
Ben bu hafta içerisinde açıklanmasını bekliyorum, yine de belki yarın belki yarından da yakın kalan üniversitelerin rektörleri açıklanacaktır.
Şöyle biraz şeytanın avukatlığını yapmak istiyorum.
Eğer ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut Rektör Hamdullah Bey ile devam etmek isteseydi, daha doğrusu Hamdullah Çuvalcı’yı atamak isteseydi, açıklanan 13 rektör arasında Rektör Çuvalcı’yı da açıklayabilirdi.
Ve Rektör Çuvalcı açıklanmış olsaydı, kim ne diyebilirdi?
Kimin bir şey söyleme şansı olabilirdi?
Demem o ki KTÜ’de rektörlük atamasında sıkıntı büyük.
Yaşananlardan dolayı bilim camiasında oluşan görüş, bu dönemde Hamdullah Çuvalcı’nın atanmayacağı yönünde.
Yani KTÜ bu dönem yeni bir rektör ile devam edecek gibi duruyor görünen fotoğrafta.
Ancak şu da unutulmamalı.
Mevcut Rektör Hamdullah Çuvalcı, makamı bırakmamak adına son kozlarını, son hamlelerini yapmak için her kesimi, her Külliye’ye yakını, her Cumhurbaşkanına ulaşanı devrey sokmak için gece gündüz demeden cansiperane telefon trafiği yapıyordur.
Bu da gayet normaldir.
Çünkü o sırçalı koltuğu kim kaybetmek ister?
Hele de Hamdullah Çuvalcı kaybetmek ister mi?
MAKAM VE KOLTUĞUN HAKKINI VERECEKSİNİZ
Çok tartışılırsan.
Çok abudik gubidik işlerle gündeme gelirsen.
Cemaatlere net tavır koyamazsan.
Olumsuz her şeyin altına imza koyarsan.
KTÜ’yü şirazesinden çıkarırsan.
KTÜ’yü bilim dallarıyla değil de başka şeylerle kamuoyunun önüne getirirsen.
KTÜ’de ayrımcılık yaparsan.
KTÜ’yü çevrendeki birkaç kişiyle yönetmeye çalışırsan.
Kimseyi kucaklamazsan.
Atamalarda adam kayırırsan.
Dost ahbap çerçevesi içerisinde atamalar yaparsan.
Yapılan ihaleleri nokta olarak adreslere paslarsan.
Sınavlarda yapılan entrikalara gözlerini kaparsan.
KTÜ’nün malını mülkünü birilerine peşkeş çektirirsen.
Odanızda cemaatçileri misafir edersen.
Soruşturması olanları yurt dışına paslarsan.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sizi neden 2’nci dönem atasın?
Neden siyasetçiler arkanızda sağlam bir duruş sergilesinler?
KTÜ’de rektörlük yapacak o kadar liyakatli, o kadar devletine, bayrağına, milletine bağlı bilim insanı var ki...
Bunların hepsi fersah fersah
KTÜ’de rektörlük yapacak isimlerdir.
Kim ne derse desin KTÜ cemaatlerin cirit attığı ve yönetmeye çalıştığı üniversite olmaktan ivedilikle kurtulmalıdır.
Ahan da fırsat geldi.
Hamdullah Çuvalcı atanmadı.
Bugün söz Trabzon’u ve
KTÜ’yü seven herkeste...
Gelin yeni bir döneme yeni bir rektörün atanmasına hep birlikte omuz atalım.
BANA GÖRE SAHİL BANDINDA YAPILMALI
Raylı sistemin güzergâhı Tanjant’tan yapılırsa bu daha rant, bal olurmuş.
Yani harcanan paranın geri dönüşü çok daha erken olurmuş.
Yani kendini çok kısa zamanda raylı sistem amorti edermiş.
Peki raylı sistem sahilden geçse ne olur?
Sizleri bilmem ama bana göre çok daha güzel şeyler olur.
Raylı sistemin sahilden geçtiğini şöyle bir düşünün.
O sahilde neler neler olmaz ki?
Bir kere Trabzon’un marka değeri artar.
Sahilde yapılacak raylı sistemle birlikte sahil bandında müthiş bir görüntü meydana gelir.
Çevre ve çehre değişir. Çevre ve çehreye yeni yeni yaşam alanları inşa edilir.
Yeni yaşam alanları raylı sitemle bütünleştiğinde kışları çok sakin geçen sahil bandı, bir anda hareketli hale gelir.
İstiklal Caddesi’nde raylı sistemle birlikte yaşanan nostalji, bu kez Trabzon’da sahil bandında yaşanır...
Açıkçası çok şey katar sahil bandında yapılacak raylı sistem Trabzon’a...
O zaman sahilde neden düşünülmez raylı sistemin yapılması anlamış değilim.
Ha şöyle deniyor, sahil rantı bal olmazmış.
Yapıldıktan sonra dönüş tanjantta 10 senede olursa sahilde on beş senede olurmuş.
Falan filan.
Ya arkadaş 15 senede olsun.
Daha rantı bal oluvermesin.
Ne olacak?
Sahilde ne dolguya ihtiyaç var ne de yapılacak güzergâha...
Her şey hazır, sadece demir yolu döşenecek.
Durum bundan ibaret.
Ben derim ki sahil yolu, raylı sistem için bir kez daha masaya yatırılıp üzerinde çalışılsın.
HER ŞEYİN BİR SONU VAR UNUTMA MÜDÜR!
Merkeze çekilmesi için geç bile kalındı!
Hatta merkeze çekilmemeliydi, direkt emekliye sevk edilmeliydi.
Bu zamana kadar nasıl üst memuriyet görevinde bulundu, hala anlamış değilim!
Bir şehrin güvenliğinden sorumlu bürokrat olacaksınız ama şehrin merkezinde faaliyet gösteren bir mekanı, keyfinizden dolayı kapatmak için makama “Kamu güvenliğini sağlayamıyoruz” diye de yazı göndereceksiniz!
Adama sormazlar mı şehrin göbeğinde faaliyet gösteren sadece bir mekanın güvenliğini sağlayamayan, Uzun Sokak’ın, Maraş Caddesi’nin, Kunduracılar’ın kamu güvenliğini nasıl sağlayacak? diye...
Sormazlar mı Müdür Bey?
Hadi buraları vazgeçtik.
Ya Akyazı Stadı’nın kamu güvenliğini sağlamaya ne diyeceksiniz Müdür Bey?
Ah benim güzel ülkem.
Ah benim güzel şehrim.
Ne diyeyim?
Ne yazayım?
Diyecek ve yazacak çok şey var da...
Aydın havası olması için kısa kesiyorum...
Son söz; Ne oldu? Hani makam? Yine de Ankara hayırlı olsun
size Müdür Bey...
İKİ KÖY PAZARI DA PAHALI
Çok önemsiyorum.
Hem de çok çok önemsiyorum.
Üreticiden tüketiciye geçiş hadisesini...
Dün arkadaşlarımızla Ortahisar Belediyesinin kurgulayıp halkımıza sunduğu Akoluk köy pazarına gittik.
Açıkçası iki haftalık olan köy pazarını ben çok beğenmedim.
Kireçhane köy pazarı sanki Akoluk köy pazarından iki üç gömlek daha iyi gibi geldi bana.
Burada haksızlık yapmayalım, Akoluk köy pazarı kurulalı iki hafta oldu, Kireçhane köy pazarı malum birkaç yıl oldu kurulalı.
Ben buradan şuraya gelmek istiyorum.
Köy pazarı adı üstünde o yörenin köylüleri, bağ bahçelerinde ürettikleri sebzeleri, meyveleri kurulan tezgâhlarda pazara gelenlere satıyorlar.
Dikkat çekmek istediğim konu ise şu.
Arada aracı olmadığı için ürün fiyatları diğer merkezde kurulan pazarlara göre çok daha aşağıda olması gerekirken, bazı ürün fiyatlarının merkezdeki pazar yerlerinden daha yukarılarda olduğunu gözlemledik.
Bu fiyat uçurumu hem Kireçhane köy pazarı hem de Akoluk köy pazarı için geçerlidir.
Yani birbirini aratmıyorlar.
Yine de Akoluk köy pazarında ürün fiyatlarının Kireçhane köy pazarına göre bir tık daha aşağıda olduğunu gördük.
Ve diyelim ki bağ bahçesinden pazardaki tezgâhlarına ürünlerini getirenlerin, ürünlerine uyguladıkları uçuk kaçık fiyatları gören vatandaşlar, evet neden sizlerden ürün almayı tercih etsinler?
Lütfen şapkalarınızı önünüze koyup fiyatlarınızı bir gözden geçiriniz.