Evet, bir kez daha Trabzonspor’dan, dolayısıyla
Trabzonsporlu olmaktan gurur duydum.
Ya küçücük bir şehir.
Sadece bacasız bir fabrikası var, o da KTÜ.
Yani ekonomik olarak güçlü bir şehir değil.
Yani sanayisi yok.
Yani yok oğlu yok!
İşte böyle bir şehir Trabzon.
Yani dünyada eşi benzeri olmayan bir şehir.
Böyle şehrin insanları olarak siz, biz, onlar.
Kim var ise, hiç fark etmez.
Hepimiz devasa bütçeli kulüplerle başa baş, dişe diş, göğüs
göğüse savaşıp mücadele ederek onlarla yarışmıyor muyuz, hakkımız
gasbedilmediğinde şampiyon olmuyor muyuz?
Demem o ki geçen hafta gazetemizde Fenerbahçe’nin gayri
menkullerini arkadaşlarımız manşetten haber yaptılar.
Ben yapılan Fenerbahçe haberini okuyunca kendi kendime
Trabzon ve Trabzonspor için ‘sen ne büyük takımsın, sen ne haşmetli şehirsin’
demedim değil.
Adamlar öylesine arazilere sahip ki, şu an fiyat biçmeye
kalksalar o arazilere, öyle zannediyorum ki on tane Fenerbahçe kurarlar…
Biz böyle kulüplerle yarışmaya çalışıyoruz.
Ve diyorum ki bir tane Trabzonspor’umuz var, ne olur
kulübümüzün kıymetini bilelim.
Çünkü o küçük şehrin karşısında ekonomik anlamda devasa
bütçeli kulüplerin olduğunu da hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.
MOURİNHO’NUN KUŞLARI
Mourinho alınmış.
Mourinho o futbolcuyu bu futbolcuyu getirecekmiş.
Geçen sezondan çok daha güçlü bir kadro kurulacakmış.
Falan filan…
Peşinen söyleyeyim, kim ne alırsa alsın…
Kim hangi teknik direktörü getirirse getirsin…
Futbol yeşil çimlerin üzerinde oynanmıyor mu?
Yeter ki futbolumuzda hak hukuk olsun…
Yeter ki VAR dahil bütün hakemler, adil yönetim
göstersinler.
Çok fazla takılmamalı Mourinho’ya, pardon Mourinho’nun
kuşlarına!
Bakın ne diyor Yaşar şarkısında?
Nasıl ki evlerin? Odaları varsa…
Nasıl ki kuşların? Yuvaları varsa…
Gönlün, mabedimdir.
Ömrüm, al senindir…
Gördüm, gözümü ilk açışımla…
Döndüm, dolaştım ellerine…
Başım, nasıl hasret dizlerine…
Aşkım, sakın sen kuşlara uyma…
Sakın ha siz Fenerbahçe’nin aldığı Mourinho ve alacak
oldukları futbolcuları uymayın.
Ne de olsa biz Trabzonspor’uz.
Hiç olmadık ve beklenmedik yerlerde küllerimizden doğmuyor
muyuz?
OLMASI GEREKEN OLMUŞTUR
İki doğru isim.
Birisi Güngör Şahinkaya, altyapı sorumlusu olarak altyapının
başına getirildi.
Pozisyonunun tam ne olduğu henüz açıklanmadı.
Bir diğeri ise İhsan Derelioğlu.
Derelioğlu da Avcı’nın birinci yardımcısı oldu.
İki isim de Trabzon’un ve Trabzonspor’un kendisidir.
İki isim de bana göre yapılacak en kral transferlerden daha
kraldır.
Hep şunu demiyor muyduk?
Ya da istemiyor muyduk?
Abdullah Avcı’nın yanına Trabzonspor menşeli iki teknik adam
koyulmalıdır.
Yine demiyor muyduk?
Güngör Şahinkaya 20 yılı aşkın milli takımlara genç
oyuncular buluyor, şu an piyasada olan genç oyuncuların 3’te 2’si Şahinkaya’nın
elinden geçmiş.
Böyle bir cevher elinizde varken, altyapı için neden boş
yere macera ararsınız ki?
Neden double pas sistemine entegre olursunuz ki?
Başta başkan Ertuğrul Doğan olmak üzere yönetimi önemli bir
kararın altına imza atmışlardır.
İmza atıp bu kararı alanları kutluyorum.
TEK BAŞINA TEK TABANCA
Bir de başkan Ertuğrul Doğan tarafından bakalım işin
renginin nasıl olduğuna…
Daha dört gün önce Fenerbahçe yaptığı genel kurulda Ali Koç
ile devam dediler.
Bu kez yine Aziz Yıldırım ile yarıştı.
Yıldırım’a önemli bir fark atan Ali Koç bulduğu moral,
motive ve camia desteğiyle Allah ne verdiyse transfer piyasasında Acun Ilıcalı
ile at koşturacaktır.
Zaten bunun emarelerini de şu aralar görmüyor muyuz?
Galatasaray’da Dursun Özbek güven tazeledi, en önemli
kayıpları Erden Timur oldu.
İçerde her ne yaşandıysa futbolcular nezdinde süper kredisi
olan Timur liste dışı bırakıldı.
Yine de mevcut kadro korunuyor, kadroya takviye yapmak için
çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Beşiktaş’a bakınca, eksiklerini gidermek için önce yeni
hocasıyla el sıkıştı, sonra da belirlenecek veya belirlenen isimlere hamle
yapacaklar.
Siyah-Beyazlıların Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar gibi içeriyi,
camiayı futbolu iyi bilen iki isme sahip olması kendileri için avantaj teşkil
etmektedir.
Kısaca az hatayla transferlerini çözeceklerine inanıyorum.
Peki rakip takımlar bunları yaparken Trabzonspor ne yapıyor?
Öyle zannediyorum ki, Ertuğrul Doğan tek tabanca gece gündüz
demeden koşuşturuyor.
Bir yandan para arayışı, bir diğer yandan yapılacak
transferlerin görüşmeleri.
Dolayısıyla hani deriz ya başını kaşıyacak vakti yok diye,
başkanın ahvalinin de böyle olduğunu zannediyorum….
Allah yar ve yardımcısı olsun.
Tek başına tek tabanca…
Hemi de Ali Koç ve Dursun Özbek ile önümüzdeki sezon maraton
koşacak.
NEYİ PAYLAŞAMADINIZ Kİ 4 ADAY ÇIKARDINIZ?
Ne oldu da tam tamına 4 adaylı bir yarış oldu TÜFAD’da.
Paylaşılmayan neydi?
Veya paylaşılmayan ne vardı?
Camianın önde saygınlığı olan bir ismi çıkıp da ‘Mevcut
başkan Metin Bak devam etmek istiyor, gelin birlik yapalım, tek yumruk olalım,
yine ona desteğimizi verelim’ demedi, diyemedi.
Metin Bak has güzel iki dönem başkanlık yapıyordu.
TÜFAD hiçbir sıkıntı yaşamıyordu.
Temsilse temsil ediliyor, organize yapılacaksa organizelerin
en hası yapılıyordu.
Sadede gelecek olursak, bayılırız ayrıştırmaya, ayrılmaya.
Her seçim mutlaka yeni ayrılıkları birlikte getirir.
Temennimiz bütün TÜFAD üyelerinin güven tazeleyen
başkanlarının etrafında toplanıp ona destek vermeleridir.
Allah aşkına paylaşılmayan nedir?
Neyin peşindesiniz? Ayrıştırmayı isteyenlere sözüm.