Dün Trabzon’da Betontepe’ye dönüştürülmüş Boztepe’nin arka yamaçlarında, Çukurçayır’da sevgili dostum Haydar Meral’in kendi başına “İyi Tarım Uygulamaları” yaptığı bahçeye giderken, bazı harmanlarda fındıklar gördük.

Harmanın yanı başında toplayanların yanına gidip, “Etmeyin, eylemeyin, toplamayın” dedik.

Çotanaklarda yarısı kızarmış, diğer yarısı beyaz fındıkları gösterdik.

“Bu erken toplama 2-3 randıman, tonda 2-3 bin lira kayıp” dedik.

Sonra sorduk: Neden erken topluyorsunuz?

İnanın makul ve mantıklı bir cevap alamadık.

Trabzon’da 13 Ağustos’tan önce başlanmamalı kararını hatırlattık.

Genelgelere göre suç olduğunu da ifade ettik.

Dahası erken toplayıp yolların kenarına serenlerle ilgili ihraç ürününe zarar vermekten yasal işlem yapılacağını (!) bile zikir eyledik!

Ezcümle, ayrılırken “Biz söyledik, biz işittik!”

Yeri gelmiş iken geçen hafta sonu Ordu’da TMO’nun alım fiyatını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kürsüden “Erken toplamayın” çağrısı yapması için gereken teşebbüsleri de yaptık.

Ama çağrıya aracılık yapmasını beklediğimiz TBMM Fındık Komisyonu, çok doğru bu çağrıyı Sayın Cumhurbaşkanımıza iletemedi anlaşılan.

3-E KURALINI BİR KERE DAHA…

Şurası çok net bilinen gerçektir: “Kendi rızkına hakkıyla sahip çıkmayanlar başkalarından medet ummasınlar.”

Onun içindir sürekli Hünkâr Hacı Bektaş Veli’den:

“Hararet nardadır, sacda değildir,

Keramet baştadır, saç ta değildir.

Her ne arar isen kendinde ara,

Kudüs de, Mekke de, Hac da değildir” dizelerini nakarat gibi tekrarlar, kişinin önce kendine düşeni yapması gerektiğini hatırlatırız.

Bu vesile ile aşağı yatarak da olsa fındıktan para kazanma (!) hevesinde olan üreticiye Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk’ün, “Kazanmak için 3-E” listesini bir kere daha hatırlatalım mı:

“Erken Hasat Eyleme.

Erken Pazara İndirme.

Emanete verme.”

Son bir cümle ile taahhüt: Fındığı yiye yiye değil, yaza yaza gına geldi.

Onun için çok elzem olmadıkça fındık kabuğunu doldurmayacak lâfları da kaale almayarak bir süre fındık yazmayacağım!

İnşallah siyasiler de benim gibi yaparlar!

TÜRKLER DOĞURMUYOR!

İşler yolunda gidecek, Türkiye dünyanın gelişmiş 10 ülkesi arasına girecek ve de geçim sıkıntısı da olmayacağı için gelecek için doğru hedefe koşulacak.

Bu durumda da “Her evlilikte en az 3 çocuk olacak.” isteği de hedefe kondu.

Hedef nereye vardı?

Kadın başına doğum oranı Türklerde 1.7’ye düştü. Başta Suriyeliler olmak üzere mülteciler de 5.4’e yükseldi.

Yani, bırakın geleceğin Türkiye’si için Türk vatandaşların 3 ortalamayı tutturması gerekirken bu yarıya indi.

Türk olmayanlarda ise 3’ün üzerine bir kat daha arttı.

Bu durum “Türkiye Türklerindir” diyenleri ürkütmüyor mu?