Paylaşmak, paylaştırmak lazım.
Yetkiyi de etkiyi de!
Üzüntüyü de, sevinci de!
Ve de Adem oğlunun “Beşer şaşar” ve de “güç bende” demeye, ifrata varmaya
meyilli olduğunu unutmadan hareket etmek gerek.
Yoksa!
Kıssadan hisse…
*
Köyün birine eski zamanda bir çakmak
getirmişler, çakmak o kadar kıymetli ki, sağı-solu yakmaması, yanlış işlerde
kullanmaması için güvenilir birine teslim etmek gerekiyormuş. Köylüleri
toplayıp bu ateş aletini kime verelim diye sormuşlar. Köylüler de muhtarı salık
vermiş, “İhtiyaç duydukça alır,
ateşimizi yakarız“ demişler.
Muhtar çakmağı alınca -ateşin sahibi
olarak- giderek saygınlığı artmış, etrafında dalkavuklar, yağcılar toplanmaya
başlamış. Saygı arttıkça muhtarın kibri de büyümüş.
Etrafından daha çok saygı, daha çok
korku beklemeye başlamış. Ateşi kendine verenin köylüler olduğunu unutmuş.
Dalkavukların da tahrikleri ile ateşi baskı ve korkutmak için kullanmaya
başlamış, kiminin evini, kiminin tarlasını yakmış.
Tarlalar sürülemez, evler yaşanamaz
hale gelmiş. Muhtarın baskısından köylüler yavaş yavaş köyden ayrılmaya
başlamışlar. Ticaret durmuş, köye gelen çerçicilerin ayağı kesilmiş. Çevre
köyler gelişirken, muhtarın köyü giderek gerilemiş.
Muhtarın köylülerinden biri kendileri
gerilerken, çevre köylerin niçin geliştiğini merak edip, çevre köylerden birine
gitmiş.
Oradaki zenginliği, bağı bahçeyi
görünce sormuş; “Sizde çakmak yok mu?”
Köylüler; “var” demişler.
“Peki sizin köy böyle nasıl gelişti,
bağınız, bahçeniz yanmadan nasıl böyle kaldı? Bizim köyde her şey tarumar
oldu.”
Köylüler; “yoksa siz çakmağı bir kişiye mi verdiniz?”
“Evet, muhtara verdik.”
“Eyvah! büyük yanlış yapmışsınız, hiç çakmak bir kişiye
verilir mi?”
“Siz öyle yapmadınız mı?”
“Hayır, biz öyle yapmadık, biz çakmağı bir kişiye verdik,
çakmak taşını başka bir kişiye, benzinini başkasına verdik.
Ateş yakmak için üçünün bir araya gelmesi gerekiyor. Biri
yanlış bir şey yapmaya kalksa, ötekiler izin vermiyor.”
“Desenize biz hepsini bir kişiye
vermekle kendi kendimizi yakmışız!
BAYRAMLAŞALIM…
Namı değer, Basralı Ömer. Yani Ömer
Hayyam…
Şöyle diyor:
“Sevgili bir başka güzelsin bugün,
Ay gibisin pırıl pırıl gülüşün,
Güzeller bayram günü süslenir,
Seninse bayramları süsler yüzün.”
Murat Taşkın’da; “Bayramdan bayrama süslenen değil, bayramları bile süsleyecek kadar,
Allah’ın ‘insan’ diye yaratıp, ‘akıl’ ile donatıp, ‘kul’ hanesine kayıt edip, kullansınlar diye ‘irade’ verdiği has Adem oğullarından olalım” diyor.
Bayramınız mübarek olsun.