Bu Coğrafyada Üç Ülkenin Kaderi!..

Yayın Tarihi: 06.08.2024 - 10:00

Türkiye çok kritik bir coğrafyada...

Öyle bir coğrafya ki her an tetikte bulunmalı.

Ve bu coğrafyada güçlü olabilmek için güçlü ordusu ile güçlü savunmasanayi olmazsa olmazdır.

O nedenle savunma sanayisindeki hamlelerimiz hem küresel güçleri hem de içimizde bizden gibi görünen ama küresel güçlerin piyonlarını rahatsız ediyor.

S e l ç u k Bayraktar’a dünya hayranlık duyarken bizim ülkemiz içinde bizden gibi görünenlerin hedefi oluyor.

Dedim ya...

Kritik coğrafya...

Yüzde yüz yerli ve milli bir siyaset duayeni olan Metin Külünk’ün sosyal medya hesabında çok önemli bir değerlendirmesi vardı. Onu sizlerle paylaşıyorum.

Diyor ki;

“Bu coğrafyada üç ülkenin kaderi tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar birbiriyle iç içedir.

Türkiye Rusya ve İran.

Büyük İsrail projesinin gerçekleşmesinin önünde üç büyük engel var.

Yakın tarihe bakın!

İran-Irak savaşıyla her iki ülke düşürüldü.

Suriye büyük hataların sonucunda bu hale geldi, herkesin payı var.

Rusya Ukrayna ile savaştırılarak güçsüzleştirilmek ve de çökertilmek istendi...

Neden?

Küresel finans elitleri İsrail’in güvenliği için Orta Doğu’da kesinlikle küresel yapıya itiraz edecek ve de değerleri olan devletleri istemiyor.

Çözüm olarak da Türkiye’yi parçalamak, İslamsızlaştırmak ve Türksüzleştirmek, İran’ı Türkiye ile savaştırıp güçsüzleştirip parçalamak ve yok etmek, Rusya’yı Türkiye ile savaştırmak paramparça etmek olarak görüyorlar...

Bölgeyi Büyük İsrail için dikensiz gül bahçesi haline getirmek...

Ne yapılması gerekiyor?

Öncelikle Suriye’de her üç ülkede hangi hataları yaptığını gözden geçirmek mecburiyetinde ve Suriye’de mutlaka bir toparlanmaya ihtiyaç var.

Hiçbir şekilde üç ülkenin birbiriyle savaşmasına sebep olacak adımlardan uzak durmak ve hatta bu üç ülkenin parçalanmasına yönelik bütün adımlar da birlikte set oluşturmak mecburiyetindeyiz.

Özellikle İran’ın küresel politikalar da Şii hilali oluşturma amacına yönelik ve de doğrudan Şii ırkçılığı esaslı küresel politikalarının merkezi haline getiren yaklaşımlarından vazgeçmesi gerekmektedir...”

Altına imzamı atıyorum.

FAKİRLİK NEDEN BİTMİYOR?

Yoksulluk ne yazık ki her çağın sorunu.

Bitmeyen çile...

Amerikalı yazar ve şair Charles Bukowski’nin “Fakirlik neden bitmiyor?” başlıklı kıssadan hisse bir anısını sizlerle paylaşmak istedim.

Diyor ki;

Ünlü bir giyim firmasında çalıştığım yıllarda, firmanın satılmayan kıyafetleri çöpe attığını fark ettim.

Hemen patrona gidip;

‘Bu ürünleri çöpe atmak yerine neden ihtiyaç sahiplerine dağıtmıyoruz?’ diye sordum.

Bana şöyle dedi:

‘Bizim ürünlerimizi sadece zengin insanlar satın alabiliyor. Eğer bu kıyafetleri fakirlerin üzerinde görürlerse rahatsız olurlar. Ayrıca marka değerimiz düşer ve zarar ederiz.’ O gün anlamıştım ki; yoksulluk fakirleri doyuramadığımız için değil, zenginleri doyuramadığımız için bitmiyor.”

Çok çok anlamlı...

Tabii ki anlamak gerek.

Günün karikatürü...

Mevzu bu kadar güzel izah edilebilirdi

KARINCA'DAN SİZE MEKTUP VAR;

"Sevgili ev sahipleri, biliyoruz ki bizleri istemiyorsunuz.

Eğer bizleri gerçekten evinizde istemiyorsanız lütfen BİZİ ÖLDÜRMEYİN!

Ben salatalık kabuğundan nefret ederim.

Girdiğim yerleri takip ederek salatalık kabuğu koyarsanız ben anlarım ki beni istemiyorsunuz ve ben evinize girmem. Kireç veya sıradan bir okul tebeşiriyle bir yol çizerseniz ben o çizgiyi asla geçmem.

Eğer limon kabuğunu blenderdan geçirip gireceğimiz yerlere dökerseniz biz anlarız ve girmeyiz.

Ayrıca rahatsız olmazsanız, cam kenarlarına sarımsak sürebilirsiniz. Biz sarımsak kokusu duyduğumuz yere bir daha girmeyiz.

Ama lütfen bebek pudrası dökmeyin. ONLAR BİZİ ÖLDÜRÜR, pudra nefes yollarımızı tıkar ve ölürüz.

Eğer bunları yaparsanız sizi hiç rahatsız etmeyiz.

Ama unutmayın içeri almasanız bile KAPINIZIN ÖNÜNE bir kap SU BIRAKIRSANIZ, tüm küçük dostlarım adına size minnettar olurum."

(KARINCA)

Kalbiyle sevenler,

Aklıyla unutamaz...

Bilin istedim...

EFSANELER

ÖLMEZ

Allah gani gani rahmet eylesin, nurlar içinde yat mekanı cennet olsun efsane başkanım.