FETÖ’nün, CIA’ın taşeronu olduğunu artık herkes öğrendi. FETÖ’nun çeşitli ülkelerdeki okullarında çalışan elemanlarından en az üçte birinin CIA elemanı olduğu, CIA’ın bu okulları her türlü tahmil-tahliye-haber alma- örgütlenme işlerinde kullandığı, bu okullarda o ülke yöneticilerinin çocuklarının okuduğu, bunların eğitiminin o devletin kılcal damarlarına ulaşmak için kullanıldığı da biliniyor!
Fethullah Gülen gibi eğitimsiz birinin, böylesine dünya çapında bir organizasyonu kuracak ve yönetecek beyne sahip olmadığı, önüne konulan şablonu uyguladığı, kendisine verilen emirleri yerine getirdiği de açıktır.
CIA, FETÖ için nasıl bir şablon kullandı ki, T.C Devleti gibi stratejik (!) bir ortağı kaybetmek pahasına FETÖ liderini ABD’de tutup, koruma sağlıyor?
FETÖ yapılanması, Cizvitlerle bire bir aynıdır. Sanki ikizlermiş gibi!
Cizvitler 27 Eylül 1540’ta faaliyete başladılar. Adları, İsa Cemiyeti mensubu anlamına gelen “Jesuit” (Cizvit), Jesus (İsa) kelimesinin değiştirilmesiyle meydana gelmiştir. Kurucusu, Beyazlar giyen Papa’nın aksine siyah renk giyindiği için “Siyah Papa” olarak bilinir. Babası Granada’da, kardeşi Macaristan’da Türklerle savaşırken öldü. Müslüman Türklerden nefret eder!
Cizvitlerin nihai hedefi; mevcut devletleri yıkarak tek bir dünya devleti kurmak, reform görüntüsüyle dinleri yozlaştırıp müşterek bir bâtıni (Gizli) bir din ortaya çıkarmak (Evanjelist’lerin de hedefi budur) ve yeni bir dünya devleti kurmaktır.
Cizvitler daha önce hiçbir tarikatın yapmadığı şekilde, mükemmel eğitim veren okullar kurdular. Hem bulundukları ülkelerin yöneticilerinin çocuklarını ücretsiz eğittiler hem de üstün zekalı olan fakir aile çocuklarını yetiştirdiler.
18 yaşına gelen çocuklar Cizvit Üniversitelerinde felsefe-ilahiyat-hukuk-tıp eğitimi alırlar. (Türkiye’de Gülen Cemaati sadece ortaöğretimde okullaşmıştı. FETÖ, Türkiye’de 15 Üniversite açmıştır. Özellikle, sınav sorularının çalınması yoluyla suç işlendi)
Cizvitler, Dünyanın çeşitli ülkelerindeki okulları kanalıyla global bir haberleşme ağı kurdular ve köle-gayrimenkul-gümüş-kürk-elbise-ipek-tütün-kakao-baharat-şarap-mücevher ticareti yapıp yerel şirketlerle ortaklık kurdular. Tekeller oluşturdular. Bankerlik yapıp, savaşları finanse ettiler. 18. Yüzyıla gelindiğinde modern manada, dünyanın ilk global şirketi oldular.
Cizvitler gittikleri her ülkede “Devlet içinde Devlet” olmayı başardılar. (FETÖ/PDY gibi.) Avrupa’daki tüm Katolik Kral ve Hükümdarların milletlerarası ilişkiler, ekonomi ve adalet konularındaki danışmanları Cizvitlerdendi!
Türkiye gibi bir Cihan Devletini yönetmek için “Tarih ve İnsan” faktörlerini çok iyi kullanacak donanıma sahip olunması gerektiğini defalarca yazmıştım.
Dünkü yazımda da aynı konuya değinmiştim.
Ülke yönetimini cahillere, devleti ve milleti ile kavgalı olanlara, fikri olgunluğa erişmemiş olanlara teslim ederseniz, başınız dertten asla kurtulmaz.
Ülkemiz ve bölgemiz, önümüzdeki zaman diliminde çok hareketli günler geçirecek.
Bu durumda, doğruları Türk Milletine anlatma, Cumhuriyet Değerlerimize sahip çıkma görevi, Ana Muhalefet Partisi CHP’ye düşmektedir.
Şimdi Türk Milletinin şu sorulara yanıt vermesi, en azından düşünmesi gerekir;
-Emperyal Devletler, Türkiye için hazırladıkları planlardan vazgeçerler mi?
-Seçimden hemen önce ve hemen sonra 1921 Anayasası çağrısına, CHP ne yanıt verecek?
-Türkiye’nin ayakta kalabilmesinin ilk şartı olan, Ulus Devlet ve Üniter Yapının değiştirilmesi ısrarı karşısında CHP ne yapacak?
-“AB Yerel Yönetimler Özerklik şartı” konusunda CHP’nin tavrı ne olacak?
-Öcalan’ın talebi olan “Eşit Vatandaşlık” için CHP ne diyor?
-Ana dilde eğitim ısrarı karşısında CHP ne diyor?
CHP Türk Milletinin desteğinin devamını istiyorsa, bu sorulara açık-açık yanıt vermek zorundadır…
Sağlık ve başarı dileklerimle