Kimi insan vardır namusunu, onurunu, vatanını her şeyden
aziz bilir, öyle yaşar.
Kimi insan vardır, önüne atılacak nevale için tüm
kutsallarını satar, öyle yaşar!
Kimi insan vardır “İnsan” gibi yaşar, arkasında güzel izler
bırakır, hayırla anılır.
Kimi insan vardır “Beygir kıçındaki sinek benzeri asalakça
yaşar, lanetle anılır!
Kimi insan vardır “Haksızlığa-Hırsızlığa-Harama” karşı
çıkar, mücadele eder.
Kimi insan vardır “Yolsuzluk-Yoksulluk-Yasakları” savunur ve
sürünerek yaşar!
Bunlardan herhangi birini yaşamak kader filan değildir.
Kişinin kendi tercihidir.
Anadolu’da güzel sözlerden biri şudur; “Arpa ekmeği osuruklu
kıça bahanedir.”
Sen namusunla yaşamak istersen, yaşarsın. Kimse seni
bozamaz.
Fakat sen harama, hırsızlığa hoş bakarsan öyle yaşarsın,
sonucuna da katlanırsın…
Şimdi izninizle, bir an için kendimi aşağıdaki kişilerin
yerine koyup
“Ben olsaydım ne yapardım” sorusunun yanıtını arayacağım!
Sizlere de tavsiye ederim…
Zafer Çağlayan-Egemen Bağış-Muammer Güler
-Bu kişiler T.C Devletinin en yüksek yönetme kurulu olan
“Bakanlar Kurulu” üyesi oldular. Namuslu insanlar için bu onur, insanın
evlatlarına bırakacağı en kıymetli mirastır. Namussuzlar için ise
karaktersizliklerini tüm dünyaya sergileyecekleri makamdır.
Ben bunlardan biri olsam ve iftiraya uğradığımı düşünsem
neler yapardım?
-Öncelikle aynı gün bir basın toplantısı düzenler, elimdeki
gerçek belgelerle (peçete kağıdı değil) suçsuzluğumu ispat eder ve iddia
sahipleri hakkında hemen ceza ve tazminat davası açardım.
Eğer görevde isem dava sonuçlanıncaya kadar görevimi
bırakırdım.
Ama eğer bu iddialara cevap veremeyecek durumda isem, yani
şeytana uyup harama bulaşacak kadar zayıf karakterli isem, bunlar gibi
saklanmazdım.
Türk Milletinin verdiği emanete hıyanet eden biri olarak,
Allah’ın verdiği emaneti, kendi ellerimle rabbime iade ederdim…
Ferit Şahenk-Erdoğan Demirören
Bu kişiler Türk Milleti sayesinde çok zengin oldular. Türk
Medya dünyasının da baronları oldular. Bunların Türk Milletine en büyük borcu,
ona doğruları aktarmaktır.
Bırakın doğru haber vermeyi, Türk Milletinin “Doğru Haber
Alma” hakkına tecavüz ettiler, hala da ediyorlar. Neden?
Çünkü mevcut iktidarla öyle çirkin ilişkilere girmişler ve
Türk Milletine o kadar çok ihanet etmişler ki, korkudan AKP iktidarı ne diyorsa
onu yapıyorlar.
Ben bunlardan biri olsam ne yapardım?
Türk Milletinin sırat köprüsünden geçmeye çalıştığı bu
günlerde, elbette ki varlık sebebim olan milletimden yana tavır koyar ve
irticaya-harama-hırsızlığa savaş açardım. Milletimi üç kuruşluk dünya menfaati
uğruna satmazdım.
Bunu yapamıyorsam korkuyorsam, namusuna vatan sevgisine
güvendiğim 3-5 emekli Büyükelçiye medya organlarımın yönetimini devreder,
yurtdışındaki onlarca mülkümden birinde yaşardım!
Bu kişiler ve çocukları şunu net olarak anlamalılar;
AKP iktidarından sonra gelen her iktidar, bu baronları
kullanmak isteyecektir. Türkiye’de hiçbir demokratik güç de bunların yanında
olmayacaktır.
Demokratik rejimi ve Türk Milletini onlar sattı, başlarına
gelene razı olacaklar…
Ben bunlardan biri olsam ve suç işlememiş olsam, bugün
mahkemeye müracaat eder ve soyadımı değiştirirdim…
Şimdi bunların topuna birden seslenelim;
Eğer bu suçları işlemeniz, yolsuzluk yapmanız, bunları Türk
Milletinden saklamanız için karşı koyamayacağınız biri size emir vermişse,
çıkın onun adını söyleyin ve kendinizi kurtarın.
Çünkü sizlerin de sonu ibretlik olacak…
Sağlık ve başarı dileklerimle