Milli Eğitimi Hüda-Par denen katiller sürüsünün emrine
verdiler. Onlar da karma eğitimin kaldırılması için çalışma başlattılar! Devlet
okullarının salonları
Hüda-Par’ın kongrelerini yapacağı alanlar oldu. Devletin
valisi olması gerekenler, tüm bu Anayasa ihlallerini sadece seyrediyorlar!
Bilmedikleri şu;
Her şey kayıt altına alınıyor. Hepsi yargılanacak! Her
AKP’li üst yönetici bir gün cezaevini tadacak. Eee, bu kadar avantadan yenilen
böreğin, elbette ki küreği de olacak…
Türk Milleti olarak tek eksiğimiz, Uçağın kokpitinde namaz
kılamamak idi!
Bu yüzden bunalıma giren mi arasınız, uçaktan atlayıp
dışarda kılmak isteyen mi arasınız, bayağı bir toplumsal olay haline geldi!
Bu saçma iş nereden çıktı diye araştırınca, olayı çözdüm!
Bergama-Kozak arasında kendine “Etekli Hoca” dedirten bir
dolandırıcı türemiş.
Zamanla bizim necip kavmimiz, bu dolandırıcıyı öyle
yükseltmişler ki, insanlar her dediğine inanır olmuş. Bu “Etekli Hoca” birgün
“Namazın en hayırlısı, yükseklerde kılınandır” deyince, insancıklar dağa
tırmanmağa başlamışlar. Başlamışlar ama sapır-sapır düşmüşler. Sonunda uçakta
kılmak akıllarına gelmiş. Uçak rotasının en yüksek noktasına çıktığında, haydi
namaza duran durana!
Bir uçuşta, uçak türbülansa girince, namaz kılarken emniyet
kemeri takılmadığı için, kafa-göz, kol-bacak bir sürü kırık ve yaralanma!
Uçak düzelince, kırık ve yarası olmayanlar tekrar namaza
durmak isteyince Pilot sinirlenmiş ve “Şimdi kapıyı açacağım, biraz da dışarda
kılın namazınızı”.
Pilot’a mı ne olmuş? İşten atmışlar!
Benzeri bir olay, TBMM İnsan Hakları Komisyonunda görev
yaparken başıma geldi.
Doğu İllerimizden birinde Cezaevini denetliyoruz.
Mahkumlarla, Gardiyanlarla görüşüyoruz. Bir mahkum söz istedi. Senin adın ne,
neden buradasın, dedim! Bana Ateist Hoca derler dedi.
O nasıl iş? Hem Ateist, hem Hoca? Başladı anlatmaya;
Abi, ben köy ile kasaba arasında yolcu taşıyan otobüsün
şoförüydüm.
Cuma günleri de Köy Camisinde kadrolu imam olmadığı için,
sevabına Hocalık yapardım. Bir gün dağ yolunda otobüsün freni patladı.
Binbir zorlukla ve el freninin yardımıyla otobüsü durdurdum.
Bi baktım, yolcuların hepsi “Allah bizi kurtardı” diye dua
ediyorlar!
Yav, sizi ben kurtardım, Allah’ı bu işe karıştırıp günaha
girmeyin dedim, tartışma çıktı. Ben de inadına el frenini bırakıp, “Haydi
abiler, şimdi de Allah sizi bir daha kurtarsın” deyip atladım otobüsten.
6 kişi ölmüş, beni de buraya attılar işte!!!
Gelelim yazının başlığına;
Allah’ı ağızlarından bırakmayan AK Bademler bir af kanunu
çıkardılar.
Ne kadar çocuk tecavüzcüsü, hırsız, it uğursuz, soyguncu
varsa 3 ay içinde serbest kalacaklar!
Ya düşünen kafalar, siyasetçiler, gazeteciler, 85-90
yaşındaki Paşalar?
Onlar zindanda kalmaya devam edecekler…
Gerçekten çıldırmış bu AKP’liler. Sonları ibretlik olacak,
göreceksiniz…