A+ A-
Yorum
10

Kürtçü Bölücülük (2)

Yayın Tarihi: 27.12.2023 - 10:00

Avrupa ve Papalığın Kürtleri, Türklerden ayrıştırma çalışmalarına bakmak için sizi 263 yıl öncesine yani 1760’lı yıllara götürmek istiyorum.

Vatikan ve Papalık, Hıristiyanlığı yaymak görüntüsüyle, 20 çok iyi eğitilmiş misyoneri Anadolu’ya gönderir. Güneydoğu Anadolu’ya ve daha da güneye dağılırlar. 18-20 yıl kadar bölgede kalırlar ve sürekli olarak Kürtçülük, Kürt Milliyetçiliği bilincini insanlara işlerler.

Misyonerlerin en önemlisi Papaz Maurizo Garzoni’dir. Garzoni, Diyarbakır civarında 18 yıl kalır. Kürtçenin Kırmançi lehçesini çok iyi öğrenir, binlerce insanımızı zehirler. Vatikan’a dönünce ilk Kürtçe sözlüğü ve Kürtçe Deyimler kitabını bastırır. Papalık, Garzoni’ye “Kürdolojinin Babası” unvanını verir!

Papalığa “Neden Kürtler” diye sorduğunuzda, “Papalık olarak, kaybolan dilleri araştırıyoruz” yanıtını alırsınız. Halbuki o tarihlerde Vatikan’ın burnunun dibinde Bask-Katalan-Gal-Korsika-Bröton-Malta dilleri gibi kaybolmakta olan diller vardı. Papalık neden onları değil de Kürtçeyi seçti?

Çünkü bölgeyi çok iyi bilen, Kürtlerin tarih boyunca bir devlet kuramadıklarını, fakat bu arzularını kaşıyarak onları kullanmanın ve böylelikle Türkleri Anadolu’dan sürmenin anahtarı olduğunu düşünerek, Kürtleri defalarca kullandılar ve Kürtçü liderleri devamlı aldattılar!

Vatikan’a göre Anadolu, Hıristiyan toprağıdır! Bu amaçla Haçlı seferleri adı altında defalarca Anadolu’ya geldiler, tüm zenginlikleri çaldılar, yüz binlerce insanın ölümüne sebep oldular.

F. Gülen denen CIA elemanının Dinlerarası Diyalog ve Ilımlı İslam konusu için Papa ile görüştüğünü biliyoruz. Daha önce Said-i Nursi Papaya aynı konuda mektup yazmıştı!

Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyetin başında yaşanan Kürtçü isyanların en öndeki nedeni, bölgedeki güçlerini korumak, menfaatlerini kaybetmemek için feodal yapının temsilcileri olan Kürt Beylerinin, Ağaların, Şeyhlerin, Aşiret Reislerinin yetkilerini, Cumhuriyet Yönetimine devretmemek, özerk olmak, askere gitmemek, halktan vergi toplamak için silahlı isyanlar yapılmıştır.

Kürt siyasi hareketinin TBMM’deki temsilcisi Milletvekillerinin çoğu, ya Aşiret Reisidir, ya Toprak Ağasıdır. Ama bunların kendi ceplerinden bölgede yaptırdıkları bir tane çeşmeleri bile yoktur.

Yani silahlı kalkışmaların esas sebebi, “Ana dilde Kürtçe eğitim-öğretim-özerklik-yerel yönetimlere serbestlik vs” değildir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’nin neresinde okul vardı da, Şeyh Said anadilde eğitim eksikliğinden isyan edip yüzlerce insan öldürdü? Böyle bir komedi olabilir mi?

Sevr Antlaşmasına “Kürdistan Bağımsızlık ve Kurtuluş Komitesi” olarak katılan Kürtçülerin talepleriyle, PKK Narko-Terör örgütünün talepleri birebir aynıdır.

Kürtçülük ve PKK terörü ile ilgili bilinmeyen bir şey kalmadı.

1835 yılında yani 188 yıl önce, Bedirhan isyanının liderleri kimse, 1919’da İngilizlerle beraber ATATÜRK’E suikast düzenleyenler de, bugün PKK’ya para yardımı yapanlar da aynı ailelerdir, aynı aşiretlerdir. Bunu şunun için söylüyorum;

Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarımızın bu işlerle hiç ilgileri yoktur. Feodal düzeni sürdürmek ve gariban halkı sömürmeye devam etmek isteyen Kürt Ağaları- Beyleri, Türk Devleti ile mücadelelerine, yöre halkını kullanarak kahpece devam etmektedirler.

Gerçek adı Artin Agopyan olan Öcalan adlı caninin 1984 yılından itibaren yaptıklarıyla, Şeyh Said’in yaptıkları arasında bir fark var mı?

PKK, uyuşturucu kaçakçılığı-kuryeliği-dağıtımını Türkiye’de ve Avrupa’da yapar.

PKK, her türlü organ kaçakçılığı yapar. Kürt gençlerinin organlarını alır, öldürür ve suçu Türk Askerine atar.

PKK, insan kaçakçılığı yapar.

PKK, para karşılığı insan öldürme yani tetikçilik yapar.

PKK, kaçırdığı Kürt kızlarına “Yoğunlaştırma Evlerinde” tecavüz eder, sonra öldürür.

Tüm bu pislikleri yapan ve tek kelime Kürtçe bilmeyen, rüyalarını bile TÜRKÇE olarak gördüğünü söyleyen Artin Agopyan mı Kürt kökenli vatandaşlarımızı bizden koparacak?

Hangi, aklı başında Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı, Türkiye’yi terk edip, Barzani denen eşkıyanın diktatörlüğünde yaşamayı tercih edecek?

CHP Genel Başkanına ve Türk Milletine şunu çok iyi anlatmamız gerekir;

Türkiye’de sadece bir etnik köken, bir sınıf, veya bir inanç grubu için TBMM’de demokratik haklarda iyileştirme yapılamaz. Bırakın yapmayı, tartışmaya dahi kalkarsanız, önünü alamazsınız ve ülkemizin müesses düzenini bozar, kaos yaratırsınız.

Yapılması gereken, Demokrasimizin standartlarını gelişmiş demokrasilerin düzeyine çıkarmak olmalıdır. O zaman tüm Türk Milleti için iyileştirme yapmış oluruz. Kendisini Türk Milletinin onurlu ve sorumlu bir bireyi olarak kabul eden herkes bu haklardan eşit olarak yararlanır…

Aziz Türk Milleti;

Terörle, teröristle asla müzakere yapılmaz, mücadele edilir ve terör örgütü yok edilir. Devletin bir tane askeri öldürülürse, eğer misliyle karşılık vermezseniz, devlet olamazsınız.

Devlet, intikamını alırsa, saygın, korkulan, sözüne güvenilen devlet olur.

12 Askerimizi şehit eden teröristlere, silah-mühimmat-istihbarat-teknik destek veren ABD ve İsrail değil mi? Eğer Türk Devletini, paçalarını ABD’ye kaptıranlar değil de, gerçek Türk Devlet Adamları yönetseydi, şu ana kadar ABD’ye asker kaybetmenin acısı yaşatılırdı!

Türk Askerinin kafasına çuval geçirilmesini kabul eden kişiliksiz, korkak, Yemen Askeri kadar cesur olmayan sivil ve askeri kesimden böyle bir hareket beklenebilir mi?

Beklenemez! İşte en büyük problemimiz de budur…

Not;

Yarın, Ermeni meselesini özet olarak verelim ve bu tarihi geziyi şimdilik bitirelim!

Sağlık ve başarı dileklerimle

Etiketler