1927 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesini kuran ve uzun yıllar Başhekimliğini yapan Ordinaryüs Profesör Doktor Mazhar Osman’a (Usman), Fahrettin Gökay’ın İstanbul’a Vali olmasını nasıl karşıladığını sormuşlar;
Yanıtı şu olmuş;
“Fahrettin’i iyi tanırım, benim yanımda işe başlamıştı. Yetenekli ve hırslıydı, bir an önce yükselmek istiyordu. Sonunda Ord. Prof. oldu, ama üniversitede bunun üstünde bir makam yoktu. Şimdi Valiliğe getirildi. Yakında milletvekili, sonra da Bakan olmak isteyecek ve sanırım ki olacak!
Sonra Başbakanlığa gelmek isteyecek. Türkiye’de bu da olasıdır.
Siyasetin en yüksek makamı Cumhurbaşkanlığıdır, belki Cumhurbaşkanlığına da getirilebilir! Ama sonra Peygamber olmak isteyecektir ki, işte o zaman onu yine bana getirecekler…”
Hacı, dinle bak bizi ne hale getirdin;
Belediye Başkanı olacağım dedin, oldun. 1 Milyar $’ın olduğu söylendi, sustun!
Genel Başkan olacağım dedin, oldun. Partine milyarlarca TL harcadın!
Milletvekili olacağım dedin, yalandan seçim iptal ettirdin, MV oldun!
Başbakan olacağım dedin, 17/25 Tarihi yolsuzluğuna rağmen oldun!
Cumhurbaşkanı olayım dedin, YSK Anayasa 101’i yaladı yuttu, oldun!
Bak bizi getirdiğin hallere. Borçlu olduğu bakkalın önünden geçmek için, köşede bekleyip, bir kamyon geçsin de arkasına saklanıp bakkala görünmeden geçmeye çalışan BAĞ-KUR emeklisine döndürdün tüm milleti be usta!
Daha bu milletten ne istiyorsun, canımızı mı?
Bak usta, seçim beyannamesi açıklayacakmışsın. İster aç ister kapat.
Ne yaparsan yap Türk Milleti sana olan itimadını kaybetti. Türk Milleti AKP için şunu diyor; “Bunlar, söyleyecek YALAN bulamayınca, ancak o zaman DOĞRU söyler!
Senin niyetini anladık biz.
Bizleri bırak, yakında sokağa çıkacağız, milyonlarca kişi “Milletin Malı” dediğin Saraya, EV SAHİBİ OLARAK geleceğiz. Ne kadar kalırız, orasını Allah bilir!
Sakın “ne yapıyorsunuz delirdiniz mi, durun” demeyesin.
Evet delirdik ama bizi sen delirttin be Hacı. Yetti gari!
Sağlık ve başarı dileklerimle