ABD ve İsrail’in çok uzun zamandır kurguladıkları,
bölgemizde “2. İsrail” olarak görev yapacak Büyük Kürdistan devletinin ikinci
parçası da Suriye’de kuruldu! Elbette ki, bu oluşumda “BOP Eşbaşkanlık”
görevini üstlenen Erdoğan’ın hizmetlerini unutmak (!) olası değil! Başka türlü,
Türk askerini, polisini, bebek-yaşlı-erkek-kadın demeden insanlarımızı katleden
PKK’nın koruyucusu “Babadan Eşkıya” Barzani’nin AKP Büyük Kongresine konuk
alınması, nutuk atması, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlanması mümkün
olur muydu?
Suriye’de Fırat’ın doğusundaki ikinci parçanın rahatça
kurulması için bölgenin temizlenmesi gerekiyordu! Milyonlarca Suriyeli Arap,
Türkiye’ye sürüldü. Erdoğan’ın “Ensar” anlayışına göre hepsi kontrolsüz olarak
kabul edildi. Arkasından 1 milyondan fazla Afganlı genç serbestçe ülkemize
geldi.
Türk çocuklarının sağlık-eğitim-medeni ve zengin bir
Türkiye’de yaşamalarının kaynağı olan milyarlarca dolarımız 2011 yılından beri,
Türk Devletinin imzaladığı 1951 Cenevre Sözleşmesine ve 1967 New York
Sözleşmesine aykırı olarak ülkemizde bulunan Geçici Sığınmacı Statüsündeki
insanlara akıtılıyor. Harcanan paranın ne hesabı var, ne belgesi! DOĞRU Parti
Genel Başkan Yardımcısı Sayın Nihat Babaözü’nün incelemesine göre; ülkemizdeki
1 milyon Afgan, ülkelerindeki ailelerine her ay 300 dolar gönderiyor.
Buradakileri beslediğimiz yetmezmiş gibi, yılda 3 milyar dolarımız Afganistan’a
gidiyor!
Her bayram Suriye’ye gidip, tekrar gelen Suriyeli sayısı
resmi olarak 5 milyon civarında. Milli Savunma bakanının beyanına göre ise bu
sayı 9-10 milyon! Bunlardan her ay 2 milyonu, 300 dolar gönderse, yılda 6
milyar dolar Suriye’ye gidiyor! Yani yaklaşık olarak her yıl en az 9 milyar
dolarımız gidiyor! Muharip uçak projemizi parasızlıktan yapamıyoruz. Tüm proje
için istenen para ne kadar? 10 milyar dolar! Anadolu’da buna “Ver elindekini
ellere, vur kendini yerlere” derler. Peki, Türk gençleri nerde? Nerede olacak,
İş-İşçi Bulma Kurumunun önünde!
Erdoğan, sığınmacıları ülkelerine GÖNDERMEYECEĞİNİ ısrarla
söylüyor. Erdoğan, sığınmacılara sağladığı “Ücretsiz hastane-ücretsiz ilaç-her
ay maaş-ucuz haberleşme-sınavsız üniversite” gibi hizmetleri kendi
vatandaşlarına bilerek sağlamıyor. Sanki sığınmacılar ülkenin sahibi, bizler
misafiriz! O zaman şu soruya yanıt bulmak zorundayız; Sığınmacılar niçin
getirildiler, niçin el üstünde tutuluyorlar, ne için kullanılacaklar?
Sığınmacıların tamamı “Din Devletlerinde, İslami kurallara göre yaşamış, ümmet
kültürüne alıştırılmış” insanlar. Nereden bakarsanız bakın, 10 milyon hazır
asker! Ne askeri? 10 milyon şeriat askeri…
Bunlara, ülkedeki imam-müezzinleri, tarikat-cemaatlerin yüz
binlerce müritlerini, imam hatipleri, kaçak binlerce medrese talebelerini
(Taliban), cahil kesimi ilave ederseniz sayı milyonlara ulaşır. Şimdi Türk
milletinden şu sorulara yanıt istiyoruz: Biri, kafasına sarığı sarıp, “İslam
Devletini ilan ettim ey ümmeti Muhammed” dese ve yukarıda sayılan milyonlarca
kişi, bir düğmeye basılmışçasına sokaklara dökülse; buna engel olacak ve Türk
milletini koruyacak bir Genelkurmay aklı var mı? Ya da, yapamazsınız diyecek
bir Emniyet Genel Müdürlüğü aklı var mı? Ya da, burası laik bir Cumhuriyettir,
suç işliyorsunuz diyecek Yüksek Yargı aklı?
Tüm bunlar olurken, Cumhuriyetin kurumları teker teker
çökertilirken, Atatürk İlke ve Devrimleri birer birer kopartılırken, bugün
“Türk milletine demokrasi getireceğiz” iddiasıyla bir araya gelen Millet
İttifakı’nın İKİ ELEMANI YIKIM EKİBİNDE çalışıyordu. İYİ niyetli olduğunu
söyleyen biri, FETÖ törenlerinde nutuk atıyordu. Bizi Atatürk kurdu, diyen biri
de sadece konuşuyor ve Abdullah Gül’ün emriyle Ekmelettin’i aday yapıyordu…
Sonra da bize soruyorlar; Neden DOĞRU Parti’yi kurdunuz?
Neden Millet İttifakı’nda değilsiniz? Ya ne yapacaktık? Ülkemizin İran benzeri
bir rejim çukuruna atılmasını mı seyredecektik? Yoksa, ülkemizi bu hale getiren
kıt akıllılarla ve hainlerle mi birlikte olacaktık? Sorun bakalım Davutoğlu ve
Babacan’a; Suriyelileri gönderecekler mi?
DOĞRU Parti, doğruları ve gerçekleri Türk milletine anlatıp,
milli bilinci uyandırmak için kuruldu. DOĞRU Parti’yi kuran Türkiye’nin her
tarafındaki on binlerce arkadaşlarımızla, gece gündüz çalışıyoruz. Ulusal
TV’ler bizler gibi vatanseverlere kapalı. Çoğu haram parayla kurulmuş Yandaş
TV’ler Türk milletini pembe tablolarla, algı operasyonu denen “Yalanın teknik adıyla”
uyutmaya çalışıyor. Sözüm ona kendini muhalif olarak konumlandıran TV’ler, Türk
milletini,
Türk Ordusunu sevmeyen eski FETÖ’cü ve çözüm sürecinin
askerliğini yapan gazetecilerin elinde, ekranlarını vatanseverlere kapatmış,
CHP’li belediyelerden para kapmak için yarıştalar! Yapılması gerekeni bir kez
daha söyleyip yazıyı bağlayalım; Tek gücümüz var. Adı Türk milleti. Ona
gerçekleri anlatıp, uyandırabilirsek Cumhuriyeti ve çağdaşlığı koruyabiliriz.
Kadınlarımız ve Gençlerimiz Atatürk’ün ordusudur. DOĞRU Parti olarak bizler
Türk milletinin emrindeyiz…
Mehmet Akif, halkımızın vurdumduymaz kısmı için bakın ne
yazmış; His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin? Hayret veriyorsun bana…
Sen böyle değildin!
Sağlık ve başarı dileklerimle