Bir uygarlık, insanlığa verdikleri ile insanlık için umut
olduğu ve insanları mutlu ettiği sürece yükselir! Bu doğruyu, Siyasi Partilere
uygularsak şu sonucu elde ederiz; “Bir Siyasi Parti, yaptığı hizmetlerle
insanlarına umut verdiği sürece iktidarda kalır.”
İktidarın aldıkları, verdiklerinden fazla ise, düşmeye
başlar ve hiçbir güç onu tekrar yükseltemez. O, artık umut olmaktan çıkmış
“Çile” olmaya başlamıştır.
Ben yıllardır AKP’yi eleştiririm. Bunun bedelini de
mahkemelerde öderim.
Hala da ödemeye devam ediyorum. Önümüzdeki hafta tam 3
mahkemem var!
Körü körüne AKP karşıtı biri değilim.
AKP’yi başarısız olduğu, ülkemi bölmeye çalıştığı, Atatürk
Cumhuriyetine, Türklüğe, Milliyetçiliğe, Ulus Devlete, Üniter Yapıya,
şeffaflığa, hesap vermeye, insanlara saygı duymaya ve bilime karşı olduğu için
şiddetle eleştiririm.
Huzurumuzu bozduğu için, İslam dinini siyaset ve kazanç
malzemesi yaptığı için eleştiririm.
Türk Milletini tekrar tebaa yapmak istediği için
eleştiririm.
“Bakın şu gördüğünüz yüzük benim tüm servetimdir. Eğer bir
gün zengin olduğumu görürseniz, bilin ki haram yemişim” deyip haram
havuzlarında yüzdüğü için eleştiririm.
“Devletten çalmadıktan sonra yapılan iş yolsuzluk değildir”
anlayışında olduğu için eleştiririm. (Devletten çalmak yasak ama Milleti soymak
serbest ha!)
Değerli Okurlar;
Bizler millet hizmetinde çıkarcılığa, kayırmacılığa,
soygunculuğa, paraya tapılmasına karşıyız.
Zaten “Aydın” olmanın gereği bu değil mi?
Aydın olmak, çevrene insanlara doğruyu, güzeli, sevgiyi,
barışı, özgürlüğü,
kul hakkını korumayı, kardeşliği öğütlemek, anlatmak değil
midir?
“Aydın” kelimesinin anlamı aydınlatmak, ışık saçmak,
mutluluk ve huzur vermek değil midir?
“Aydın” kendi dalında başarılı olmuş kişidir. Bugüne kadar
başarılamamış olanın başarılması için çabalayan, gayret gösteren ve bu yolda
hiç yılmayan kişiye aydın denmez de ne denir?
22 yıllık AKP İktidarı, milletimizi karpuz gibi ikiye böldü.
Bölünmek, güç kaybetmektir. Bölünmek, zayıf kalmak demektir.
Bölünmek küçülmek demektir.
Bölünmek fakir kalmak ve aklı-bilimi kullanan milletlere
köle olmak demektir.
Bölünürsek yok oluruz, bölünmez isek çok oluruz, tok oluruz!
Gerçek aydının görevi bölünmeye karşı çıkmaktır.
Bu sebepten, mevcut muhalefet partilerimiz, AKP’nin ülkemizi
bölmesine karşı duramadıkları için, bizler Anayasamızın başlangıç kısmında
verilen emir gereği Türkiye’nin her yerinde önce “Çoban Ateşlerini” yaktık,
sonra da DOĞRU Partiyi
Kurduk.
Türk Milletinin her kesiminden büyük ilgi ve destek
görüyoruz.
Bizleri tanıyanlar, siyasetin bizlere verebileceği bir
makamı olmadığını bilirler.
Genç kardeşlerimiz için “gelecek” olan makamlar, bizler için
“geçmişte” kalmıştır.
Bizler, bölünmüş bir milleti tekrar bir ve beraber yapmak
için, AKP’nin uygulamalarıyla hür dünya nezdinde itibar kaybına uğramış Türk
Devletini tekrar eski itibarına kavuşturmak için geleceğiz.
Bizler, Vatan ortak paydasında ve Anayasamızın ilk 6
maddesinde birleşebilen herkesi, etnik kökeni-inancı-kültürü ne olursa olsun
kucaklamak için geleceğiz.
Bizler, Kur’an Müslümanlığı inancını yaşayan ve Allah ile
arasına hiçbir aracı sokmayan mütedeyyin insanların savunucularıyız.
Bizler, insanlarımızı istismar eden sözüm ona din adamı
geçinen seccade şeytanlarının gerçek yüzlerini Türk Milletine gösterecek
ekibiz.
Bizler, helal kazanca ve hakça paylaşıma inanmış kişileriz.
Bizler, aklı ve bilimi rehber edenleriz.
Bizler Milli Andımızın tüm okullarımızda okutulmasından
yanayız.
Bizler “Ne Mutlu Türküm Diyene” diye haykıran Atatürkçü
vatanseverleriz…
Aydınlar gibi, pervanenin ışığa koştuğu şekilde koşan,
yanmayı baştan kabul etmiş gönül erleriyiz.
Türk Milletinin Aydınları;
Bizler buyuz ve buradayız. Sizler de pervane olup, Türk
Milletinin, demokrasinin, Cumhuriyetin, hukuk devletinin ve zenginliğin ışığına
koşmaya hazır mısınız!
Hazırsanız hepinizi DOĞRU Partiye üye olmaya, destek vermeye
bekliyoruz…