“Kendi düşenin ağlamaya hakkı yoktur. Siyasi ümmetçi,
hırsız, soyguncu, vatan topraklarını satan bir partiyi, demokratik hayatın bir
unsuru olarak kabul edip, ona göre muamele ederseniz, sonucuna katlanırsınız…”
Erdoğan’ın siyaset yasağını dönemin CHP Genel Başkanı ve halen CHP Milletvekili
olan Deniz Baykal kaldırdı! Erdoğan’ın Milletvekili ve Başbakan olması için
Siirt seçimlerinin iptaline yol açan süreci destekleyen CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal’dır.
Erdoğan’ı “Demokrasi var kardeşim, en çok oyu alan partinin
liderinin dışarda kalması uygun olmaz” diyen CHP genel başkanları yeniden
yarattı! Peki, AKP denen parti demokrasiye inanan bir parti mi? AKP yönetimi,
demokrat insanlardan mı oluşur? AKP’nin, “biat kültürü” ile yaşayan, cemaat ve
tarikatlardan beslenen, siyasal ümmetçi, soyguncu bir parti olduğunu, her şeyi
bilen CHP genel başkanları bilmez mi?
Ne karşılığında ve hangi baskıyla Erdoğan’ın siyasi yasağı
kaldırıldı? Başbakan Erdoğan ilk iş olarak, CHP’li milletvekillerini hapse
attırdı. Haberal, Balbay ve Berberoğlu yıllarca tutuklu kalmadılar mı? CHP
Genel Merkezi, milletvekillerini hapisten çıkarmak için konuşmaktan başka ne
yaptı? Hiç! AKP, Türk ordusunun Atatürkçü komutanlarını FETÖ-CIA işbirliğiyle
zindana attı. Kozmik oda sırları terör örgütlerine servis edildi. Milli
bütünlüğümüzü, Milli Ordumuzu “Askeri Vesayet” zanneden biatçı-ihvancı AKP’ye,
“Bu asker de çok oldu, biz karışmayalım” düşüncesindeki CHP destek olmadı mı?
Atatürkçü komutanlar zindana atılıp, yerlerine FETÖ’ye
kulluk edenler gelince, konuşmaktan başka ne yaptılar? 15 Temmuz çakma darbe
girişimine, AKP’nin Yenikapı mitingine katılıp, konuşma yapan CHP Genel
Başkanı, 15 Temmuz’u meşrulaştırmış olmadı mı? Böylelikle AKP’nin “Tek Adam”
taleplerinin önü açılmadı mı?
7 Haziran-1 Kasım arasında CHP Genel Merkezi ile alay eden
Davutoğlu’nun “istikşafi görüşmelerini” seyretmediniz mi? Ekmelettin adlı bir
Atatürk düşmanını CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı yapıp, Erdoğan’a seçimi hediye
etmediniz mi? AKP’nin göz göre göre oy çaldığı, zarfa giren dört oydan birinin
sayılmadığı yasa dışı seçimlerde, CB adaylarınız sonuçlar açıklanmadan
kaybolmadı mı? Sürekli olarak her olaydan sonra iki gün konuşup, sustunuz. 2007
yılından beri sizi uyarmaya çalıştık. Duymadınız bile! Muhalefet olmak size
yetiyordu!
Hele büyükşehir belediye seçimlerini, “AKP karşıtlarının”
oylarıyla kazandığınızda, kibrinizden yanınıza bile yaklaşılamadı. Tüm bunlar
yetmedi! Ellerinden milyonlarca insanın kanı damlayan, yüzbinlerce kadının
tecavüzüne yol açan politikalarıyla bildiğimiz Davutoğlu ve Babacan’ı, Said-i
Nursi’nin Prensi Uysal’ı, Sivas Belediye Başkanı Karamollaoğlu’nu, FETÖ’nün
prensesiyle birlikte yanınıza alıp, Türk milletinin huzuruna çıkmadınız mı?
Bunlar da yetmedi; Türk subayları zindanda iken, onların
sayın eşlerine ağır hakaret eden FETÖ sermayelerini, Atatürk’e küfredenleri
otobüsünüzde gezdirip, gözümüze sokmadınız mı? Şimdi CHP İstanbul İl Başkanını
aldılar. Sırada İmamoğlu var! Yarın da onu alırlar! 1 Haziran’ı bekleyin! Size
defalarca söyledik! AKP, Türkiye’nin partisi değildir. AKP, ABD Derin Devleti
tarafından rehin alınmış, bir organize suç örgütüdür. Gri listeye alınmış
Türkiye’de AKP, teröre finans sağlayan bir partidir. Bunlarla müzakere edilmez,
mücadele edilir. Hem de anladıkları dilden mücadele edilir. Üzülerek söylüyorum
ki, AKP yönetimi hepinizi tek tek avlayacak.
Bunu da sizinle alay ederek yapacak.
Türk milletine ve onun sevdalılarına yüzünüzü dönüp, Atatürk
İlke ve Devrimlerine sarılacağınıza, hala Ahmet Şık, Başak Demirtaş, HDP gibi
bölücülerle, Garo Paylan, Sezgin Tanrıkulu gibi yüzü Seyit Rıza’ya dönük
olanlarla beraber olmaya devam ediyorsunuz!
Siyaseti bilmiyorsunuz, Türk milletini tanımıyorsunuz, Türk
milletine güven vermiyorsunuz. Hata üstüne hata yapıyorsunuz. Söz dinleyin.
Yarın çok geç olacak… Not; Cumhuriyetimizin direği, Ulusal Birliğimizin
sancağı, Atatürk Şehri
Sivas’tan sevgilerle…
Sağlık ve başarı dileklerimle…