“Önce bir olayı açıkça anlatmamız gerek. DOĞRU Parti olarak
bizler, siyasi nezaket gereği hiçbir partinin içişlerine karışmayız. Fakat
CHP’yi kurumsal bir parti olarak önemsiyoruz.
Fakat, CHP’nin son iki genel başkanı da, bizler gibi
Kemalistlerle işbirliği yapacaklarına ya AKP larvalarına ya da Kandil’den emir
alan Bölücü-Kürtçülere, ya istihbaratçı artıklarına veya ümmetçi yobazlara
gönül verdiler! Bu tutum, ülkeyi AKP’den, ümmet olmaktan, parçalanmaktan
kurtarma çalışmamıza engel oluyor.
Garip olan şudur: CHP üst yönetimi, CHP tabanını dinlemiyor
ve anlayamıyor! Cumhuriyete sahip çıkmak isteyen her partinin ilk işi, ülkeyi
AKP’den kurtarmak olmalıdır. Kimseye öğüt vermek haddimiz değildir. Ama konu
vatansa deneyimlerimizi kamuoyu önünde muhataplarımıza aktarmak da bir vatan
görevidir…
“Çatal Kazık Yere Batmaz” deyişi, bir yerde birden çok
kişinin söz sahibi olduğu yerde iş yürümez, orada kargaşa, kaos olur demektir.
Siyasette bu sözün karşılığı “İktidar sorumluluğu
paylaşılmaz” deyişidir.
CHP’de genel görünüm şudur:
Özgür Özel Genel Başkan, Ekrem İmamoğlu Lider, Kemal
Kılıçdaroğlu Patron!
Bu olmaz. Seçimle gelen Genel Başkana herkesin yardımcı
olması gerekir.
O’nu yıpratarak siyasi rakiplerinizi değil, sadece partinizi
yıpratırsınız.
İmamoğlu hırslarını derhal frenlemeli. CHP Genel Merkezi ve
Genel Başkanı dururken, neredeyse tüm adayların İmamoğlu’nu ziyaret edip icazet
istemelerini, İmamoğlu’nun kendisi engellemeli!
İmamoğlu’nun dikkat etmesi
gereken bir başka konu, kongreyi kaybeden CHP’lilerin her yerde
“İmamoğlu yenilgiyi tadacak” diye konuşmalarıdır.
Kılıçdaroğlu taraftarları oy vermezlerse, İstanbul’da seçim
nasıl kazanılacak?
Eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, birer Genel Merkez gibi
hem Ankara’da hem de İstanbul’da iki ofis açması da çok yanlıştır. Yakışanı,
Kemal Bey’in aktif siyaseti bırakıp, köşesine çekilmesidir. Kemal Bey bu
öğütlerimizi dinler mi? Dinlemez!
Kemal Bey’in tekrar kongre hesapları yapması ve tahriklere
kapılarak Genel Başkan seçimleri için çalışması hem kendisini hem de partisini
sıkıntıya sokar…
Gelişmiş demokrasilerde, siyaset dönemsel olarak yapılır.
Kişi gelir, görevini yapar ve esas işine döner. Ama bizde nerdeyse ömürlük
yapılıyor. TBMM’deki partilere bakıyoruz, ülkeyi düşünen yok!
Ülkemizi sanki kamplara ayırmışlar!
Sanki her Kürt kökenli vatandaşımız HDP’li olmak zorunda!
Sanki her inançlı Müslüman AKP’li olmak zorunda,
Sanki her Atatürkçü CHP’li olmak zorunda,
Sanki her Türk milliyetçisi MHP’li olmak zorunda…
Çapsız siyasetçiler, Türk milletinin gönlüne sevgi-saygıyla
girmesini beceremeyenler, Türk milletini bölerek, insanı insana kırdırarak,
koltuklarında biraz daha oturmak uğruna kötülüklerine devam ediyor.
Aziz Türk milleti;
Siyasetin görevi bölmek değil, bütünleştirmektir.
Bunun yolu da, ülkemizdeki demokratik rejimin
standartlarını, Avrupa’nın üzerine çıkartmaktır. Bunu başardığımızda “şer
odaklarının” ellerindeki kozların çoğu yok olacak ve ülkemize huzur gelecektir!
DOĞRU Parti’nin inancı ve hedefi tüm vatandaşlarımızı,
demokratik özgürlük ve zenginlikle kucaklamaktır.
Başta Siyasi Partiler olmak üzere, bilmeyenlere “Birlikte
Yaşamanın Güzelliğini” anlatmaya devam edeceğiz. Esas olan PARTİ değil, TÜRK
VATANIDIR.
Ne demiş Koca Yunus: Bölünürsek YOK oluruz. Bölüşürsek TOK
ve ÇOK oluruz.
Sağlık ve başarı dileklerimle…