AKP Genel Başkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli,
lütfen dikkatle okuyunuz!
Bekir Bozdağ; 59 yaşında. 6 dönemdir milletvekili. AKP Grup
Başkan Vekili, Başbakan Yardımcısı, Adalet Bakanı görevlerinde bulundu. Şu an
TBMM Başkan Yardımcısı…
Bu kişi, 29 Temmuz 2016 günü (51 yaşında iken) TBMM’de aynen
şu konuşmayı yaptı;
“Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği bir kıymettir.
Seversiniz, sevmezsiniz. Ama değerli bir insandır. Bu ülkenin milli manevi
değerlerine saygılı nesiller yetiştirmek için hizmetini yapıyor. Ona çete
diyemezsiniz.”
Aynı kişi 28 Şubat 2024 günü (59 yaşında iken) TBMM’de aynen
şu konuşmayı yaptı;
“Ben FETÖ ile mücadele eden adamım. Onları lağıma attım.
Fethullah Gülen terörist başıdır.”
Adı geçen kişinin DOĞRU Parti nezdinde zerrece kıymeti
yoktur.
Bir diğer gerçekte şudur. Bu tipler, ilerde mutlaka
yargılanacaklarını bildiklerinden, şimdiden kendilerini garantiye almak için,
köklerini ve sahiplerini satacak karakterde olduklarının işaretlerini verirler.
Yaşayanlar görecektir ki, AKP-MHP-HÜDA PAR ortaklığı,
iktidardan düştüğü an Türkiye yeni bir “İtirafçı” dönemine girecektir. En çok
suçlananlar Erdoğan ve Bahçeli olacaktır. Hiç şüphesizdir ki, itirafçı ve
ihbarcıların tamamına yakını bu iki genel başkanın en yakınındaki kişilerden
oluşacaktır.
AZİZ Türk milleti;
22 yıldır görmediğimiz, yaşamadığımız ihanet çeşidi kalmadı.
İhanetin, kötülüğün, ilkelliğin, hırsızlığın, görgüsüzlüğün,
ahlaksızlığın binbir çeşidinin yansımasını hem devlet kurumlarında hem de
kademe kademe toplumun her kesiminde gördük yaşadık.
Çocuk tecavüzcülerinin, kadın katillerinin siyaset ve yargı
tarafından korunduklarını, şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarının
Yunan’a peşkeş çekildiğini, milyonlarca ipini koparan serserinin ülkemize
doldurulmasını, Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’e devlet katında ve
tarikat-cemaat yobazlarının ağzından en ağır hakaretlerin yapıldığını gördük.
Tüm bunlar olurken, siyasi partilerin (İktidar-Muhalefet),
yüksek yargının, ordunun yönetim kademesinin, bürokrasinin büyük bir kesiminin
ihanete ortak olduğunu, bir kısmının ise sessiz kaldığını gördük. Görmedik mi?
Gördük ve kayıt altına aldık.
Şimdi önümüzde tarihi bir fırsat var. 31 Mart 2024 Yerel
Seçimleri!
Yetki de sorumluluk da sizde.
Bu seçim, belediye hizmetlerini hangi partinin adayından
daha iyi hizmet alacağımızın seçimi değildir. Bu seçim, ülkemizi bu hale
getiren küreselci çetenin Türkiye’deki işbirlikçilerinin kolunun kanadının
kırılması gereken bir seçimdir. Bu bilinçte olmamız ve çevremize bu anlayışı
yaymak zorundayız.
Mutlaka sandığa gidip oy kullanmalıyız, kullandırmalıyız.
Oyların bölünmesine izin vermemeliyiz.
AKP-MHP-HÜDA PAR gibi Cumhuriyet, Demokrasi ve Atatürk
düşmanı partilerin adaylarına asla ve asla oy vermemeliyiz. Bu küresel
çetecilerin karşısında hangi aday güçlüyse, ona yüklenmeliyiz.
İstanbul’da İmamoğlu’na, Ankara’da Yavaş’a, Bursa’da
Bozbey’e, Adana’da Karalar’a, Muğla’da Aras’a vs oy vereceğimiz gibi!
Yobazların, eşbaşkanların, küresel çetenin elemanlarının
adaylarına oy vermeyeceğimiz gibi!
Haa, oy vereceğimiz adayların içinde, gönlümüze uymayan
adaylar yok mu? Elbette var! Ama bu seçim “Ehemmi mühime tercih etme seçimidir.
Türkiye’yi kurtarma seçimidir. Bu defa, bu duvarı mutlaka yıkmalıyız.
Önce ülkeyi kurtaralım, belediyeler daha sonra!
İnanın bunlardan kötüsü olamaz…
Degüstatörün önüne üç kadeh şarap koyup, hangisinin en kötü
olduğunu söylemesini istemişler.
Degüstatör, ilk kadehi tatmış ve “En kötüsü bu” demiş!
Diğerlerini tatmadın ki demişler.
Degüstatör; “İnanın ki dünyada bundan kötüsü olamaz” demiş.
İnanın bunlardan daha kötü yönetim olamaz.
Sağlık ve başarı dileklerimle…