Türk
milleti, Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı verirken sadece dünyanın en
gelişmiş silah gücüne sahip emperyalist devletlerin ordularına karşı savaşmadı.
İçerde de,
Ermeniler-Bölücü Kürtçüler- Şeriat İsteyen Yobazların kurdukları, İngiliz
Muhibleri (sevenleri) Cemiyeti-Teali-i İslam Cemiyeti-Kürt Teali Cemiyeti denen
hainlerle de savaştı!
Bu hainler;
Kurtuluş Savaşına, Anadolu Aydınlanmasına, Cumhuriyete, Atatürk Devrimlerine
çok büyük zararlar verdiler. İngilizlerin yurdumuzdaki emelleri için
çalıştılar, casusluk yaptılar.
Cumhuriyet
tarihindeki, “Devlete karşı yapılan ve ölümlerle sonuçlanan silahlı
kalkışmaları incelerseniz, her birinde aynı hainlerin kahpece işbirliklerini
görürsünüz! Şeriat isteyen Yobazlar-Bölücü Kürtçüler-Emperyal Devletlerin
istihbarat maşaları.
Kurtuluş
Savaşı kazanıldıktan sonra, Atatürk’ün önderliğindeki Türk Devleti bu hainlerle
yargı önünde hesaplaşmış ve bu hesabı kesmişti. Hainler, hak ettiklerini
bulmuştu!
İngiliz
Ajanı Şeyh Sait’in adının meydana ve bulvara verilmesi, yeni adı DEM olan
PKK’nın siyasi kanadının sürekli olarak “Bebek Katili” Öcalan’dan “Sayın
Öcalan” diye bahsetmesi, sözde Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP
yetkililerin, Atatürk’ün ve Türk devletinin bu konudaki temel görüşlerine
aykırı tutum alması, maalesef toplumun huzurunu tehlikeye atmaktadır.
Evet T.C.
Devleti demokratik bir devlettir. İnsanlar her konuda fikirlerini söyleyebilir,
savunabilir. Elbette ki şiddete-teröre baş vurmadan ve Anayasamızın sınırlarını
aşmadan!
PKK tüm
kongrelerinde taleplerini ısrarla değiştirmemiş ve kendi emrindeki Siyasi
Partilere bir türlü “Türkiye’nin
Partisi” olma şansını, tehdit ederek kullandırmamıştır.
Şeriat
isteyenler ise Cumhuriyet tarihimizin hiçbir döneminde olmadıkları kadar cüret
sahibi olmuşlar, Türk milletinin sabrını zorlamaktadır.
PKK–Şeriatçı
kesim ve türevleri ne isterler ve ne onlara verilirse, Türk milleti ile
kaynaşırlar? Hiç düşündünüz mü?
-PKK asla silah
bırakmaz! PKK, dolar zengini bir çetedir. Uyuşturucu-her türlü kaçakçılık-para
karşılığı insan öldürmek- Organ ticareti gibi çok karlı işleri bırakmaz.
Şeriatçı kesim ise Osmanlı zamanındaki haklarını (Askere gitmemek-Vergi
vermemek-Maaşa bağlanmak) ister.
-PKK,
Anayasadan “Türk” adının çıkartılmasını, Resmi dil olarak Türkçe’nin yanına
Kürtçe ve Arapçanın konmasını ister.
-PKK, eyalet
sistemi ister. Bölgedeki barajların, yeraltı yerüstü zenginliklerinin
kendilerine verilmesini ister.
-İşin özü,
PKK denen katil sürüsü dış destekle birlikte SEVR’i yeniden kurmak ister. PKK
durmaz, durdurmazlar. Türk devletini sürekli olarak tahrip etmek isteyecektir.
PKK’nın
siyasi kanatları ve şeriatçıların türevlerinin önünde üç yol var. Bir defa,
içinde toprak ve egemenlik isteği olan hiçbir talep kabul edilmez ve Türk
devleti bunu savaş sebebi sayar.
Taleplerinizi
gerçekleştirmek için Türk milletini ikna ederek, seçmenlerin büyük çoğunluğunun
oyunu almak! Bu mümkün olmayacağına göre, gücünüz yeterse PKK-Hizbullah birlikte
Türk milletiyle savaşıp, onu tarihten silmek!
Aklınızı
başınıza alarak, Türk demokrasisinin standartlarını, gelişmiş demokrasilerin
standartlarının üzerine beraberce çıkarmak ve birlikte olmanın güzelliğini
yaşamak!
Bu
ayrımcılık, bu bölücülük, bu şeriat hevesi, evlatlarımızın kayıpları ne
pahasına olursa olsun Türk devleti tarafından bitirilmelidir. Bu belalar
gelecek nesillere bırakılamaz.
Kimse şu
dünya gerçeğini hiç unutmasın!
Devletler,
içten veya dıştan saldırıya uğrarlarsa, kendini savunma hakkı vardır.
100 yıl
evvel kökünü tam olarak kazıyamadığımız, Atatürk’ten sonra karşı devrimcilerin
azdırdıkları bu belayı, bir daha ayağa kalkamayacak hale getirip, tarihin
çöplüğüne atmalıyız. Ya akıllarını başlarına alıp, T.C. Devletinin onurlu
vatandaşı olacaklar ya da “İstiklal Mahkemelerini” mumla arayacaklar!
Yettiler
artık, yettiler!