Türk Milleti, Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı verirken
sadece dünyanın en gelişmiş silah gücüne sahip emperyalist devletlerin
ordularına karşı savaşmadı.
İçerde de, Ermeniler-Bölücü Kürtçüler- Şeriat İsteyen
Yobazların kurdukları, İngiliz Muhibleri (sevenleri) Cemiyeti-Teali-i İslam
Cemiyeti-Kürt Teali Cemiyeti denen hainlerle de savaştı!
Bu hainler; Kurtuluş Savaşına, Anadolu Aydınlanmasına,
Cumhuriyete, Atatürk Devrimlerine çok büyük zararlar verdiler. İngilizlerin
yurdumuzdaki emelleri için çalıştılar, casusluk yaptılar.
Cumhuriyet Tarihindeki, “Devlete karşı yapılan ve ölümlerle
sonuçlanan silahlı kalkışmaları incelerseniz, her birinde aynı hainlerin
kahpece işbirliklerini görürsünüz! Şeriat isteyen Yobazlar-Bölücü
Kürtçüler-Emperyal Devletlerin istihbarat maşaları.
Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra, Atatürk’ün
önderliğindeki Türk Devleti bu hainlerle yargı önünde hesaplaşmış ve bu hesabı
kesmişti. Hainler, hak ettiklerini bulmuştu!
2002 Genel Seçimlerinde AKP, ABD ve İsrail tarafından
desteklenmiş ve %34,3 oya karşı MV
sayısının % 66’sını alarak tek başına iktidar oldu.
AKP’nin sinsice yol açmasıyla, 100 yıl önce Türk Milletine
ihanet edenlerin çocukları-torunları şimdi Türk Milletinin sinir uçlarıyla
oynamaya devam ediyor.
İngiliz Ajanı Şeyh Sait’in adının meydana ve bulvara
verilmesi, yeni adı DEM olan PKK’nın Siyasi kanadının sürekli olarak “Bebek
Katili” Öcalan’dan “Sayın Öcalan” diye bahsetmesi, sözde Atatürk’ün partisi
olduğunu iddia eden CHP yetkililerin, Atatürk’ün ve Türk Devletinin bu konudaki
temel görüşlerine aykırı tutum alması, maalesef toplumun huzurunu tehlikeye
atmaktadır.
Evet T.C. Devleti demokratik bir devlettir. İnsanlar her
konuda fikirlerini söyleyebilir, savunabilir. Elbette ki şiddete-teröre baş
vurmadan ve Anayasamızın sınırlarını aşmadan!
PKK tüm kongrelerinde taleplerini ısrarla değiştirmemiş ve
kendi emrindeki Siyasi Partilere bir
türlü “Türkiye’nin Partisi” olma şansını, tehdit ederek kullandırmamıştır.
Şeriat isteyenler ise Cumhuriyet Tarihimizin hiçbir
döneminde olmadıkları kadar cüret sahibi olmuşlar, başta AKP-MHP ve
Hizbullah’ın siyasi kanadı HÜDA-PAR Türk Milletinin sabrını zorlamaktadır.
PKK–Şeriatçı kesim ve türevleri ne isterler ve ne onlara
verilirse, Türk Milleti ile kaynaşırlar? Hiç düşündünüz mü?
-PKK asla silah bırakmaz! PKK, dolar zengini bir çetedir.
Uyuşturucu-her türlü kaçakçılık-para karşılığı insan öldürmek- Organ ticareti
gibi çok karlı işleri bırakmaz. Şeriatçı kesim ise Osmanlı zamanındaki
haklarını (Askere gitmemek-Vergi vermemek-Maaşa bağlanmak) ister.
-PKK, Anayasadan “Türk” adının çıkartılmasını, Resmi dil
olarak Türkçe’nin yanına Kürtçe ve Arapçanın konmasını ister.
-PKK, eyalet sistemi ister. Bölgedeki barajların, yeraltı
yerüstü zenginliklerinin kendilerine verilmesini ister.
-İşin özü, PKK denen katil sürüsü dış destekle birlikte
SEVR’i yeniden kurmak ister. PKK durmaz,
durdurmazlar. Türk Devletini sürekli olarak tahrip etmek isteyecektir.
PKK’nın siyasi kanatları ve Şeriatçıların türevlerinin
önünde üç yol var. Bir defa,
içinde toprak ve egemenlik isteği olan hiçbir talep kabul
edilmez ve Türk Devleti bunu SAVAŞ SEBEBİ sayar.
1)Taleplerinizi gerçekleştirmek için Türk Milletini ikna
ederek, seçmenlerin büyük çoğunluğunun oyunu almak!
2) Bu mümkün olmayacağına göre, gücünüz yeterse
PKK-Hizbullah birlikte
Türk Milletiyle savaşıp, onu tarihten silmek!
3)Aklınızı başınıza alarak, Türk Demokrasisinin
standartlarını, gelişmiş demokrasilerin standartlarının üzerine beraberce
çıkarmak ve birlikte olmanın güzelliğini yaşamak!
Bu ayrımcılık, bu bölücülük, bu şeriat hevesi,
evlatlarımızın kayıpları ne pahasına olursa olsun Türk Devleti tarafından
bitirilmelidir. Bu belalar gelecek nesillere bırakılamaz.
Kimse şu dünya gerçeğini hiç unutmasın!
Devletler, içten veya dıştan saldırıya uğrarlarsa, kendini
savunma hakkı vardır.
100 yıl evvel kökünü tam olarak kazıyamadığımız, Atatürk’ten
sonra karşı devrimcilerin azdırdıkları bu belayı, bir daha ayağa kalkamayacak
hale getirip, tarihin çöplüğüne atmalıyız. Ya akıllarını başlarına alıp, T.C.
Devletinin onurlu vatandaşı olacaklar ya da “İstiklal Mahkemelerini” mumla
arayacaklar!
Yettiler artık, yettiler…