"Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı"
Yayın Tarihi: 04.01.2015 - 05:22 | Güncelleme Tarihi: 31.03.2013 - 10:44
Prof. Dr. İlber Ortaylı, Osmanlı arşivinin ve Topkapı saray arşivinin Kağıthaneye nakledilmesine razı olacak adamlardan değilim. Yapanların sorduğun
Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Ordu Valiliği'nin organizasyonuyla bu yıl ikincisi düzenlenen "Ordu 2. Karadeniz Kitap Fuarı" etkinlikleri kapsamında Cumhuriyetin İlk Yüzyılı konulu konferansa katılmak üzere Orduya geldi. Ordu Kültür Sanat Merkezi Büyük Salonda gerçekleştirilen konferansa Vali Orhan Düzgün, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Şeref Çakmak, Vali Yardımcıları Niyazi Erten, Mahmut Ağbal, Yemen Bayrak, İl Emniyet Müdür Vekili Hakan Ateştenyılmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Erkan Gülderen, İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Türkkan, kaymakamlar, daire müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Yoğun katılımın olduğu konferansta Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, salona girişinde alkışlarla karşılandı. Gösterilen ilgiden dolayı teşekkürlerini sunan Ortaylı, 1923 yılından bugüne, bugünden 2023 yılına uzanan bir geçmiş ve gelecek muhasebesi niteliğindeki Cumhuriyetin İlk Yüzyılı konulu konferansta, ilginç ve etkileyici üslubuyla katılımcılardan büyük beğeni aldı.
Ortaylı, konferansının son bölümünde bir seyircinin Osmanlı arşivinin Kağıthaneye taşınmasıyla ilgili sorusu üzerine, En azından ben yaşadığım sürece öyle bir şeye tahammül edemeyecek uzmanlardan ve tarihçilerden biriyim dedi.
Ortaylı, Osmanlı arşivinin yerinin Bab-ı Ali olduğunu vurgulayarak, Bu derenin kenarına yapılan binalar çok iyiymiş öyle diyorlar. Bir kısmı da iyi değil diyorlar. Ben istatikçi değilim. Mühendis falan da değilim. Böyle şeyleri tartışmam benim işim değil, ancak bir şeyi tartışırım. İmparatorluk arşivi öyle İstanbulun kenarındaki semtlere taşınmaz, saçma sapan işler bunlar. O arşivlerin yeri vardır.
Bab-ı Alidir. Bab-ı Aliden İstanbul valisini çıkartırsın. Çok açık bir şey. Orası İstanbul vilayeti olacak bir bina değildir. Osmanlı başvekilimiz sadrazamının ve hariciye nazırının çalışma yeridir. Şimdide cumhuriyeti kurduğumuz bu mekanları Ankaraya taşıdığımız için başbakanın İstanbuldaki temsilcileri vardır. Bazı ofisleri vardır. Sadece onlar orada oturur. Önemli memurlardır. Çok önemlidir. Dış bakanlığın önemli memurları vardır. Bir tanesi İstanbulda bir sürü başkonsolosluk olduğu için onlara bakan büyükelçiler vardır. Bunlar oturur. Arkasındaki binalarda vali muavinlerini oturtturacağına arşiv yapılır. Yan tarafta polise verilecek binada hiçbir şekilde polise yetmeyecektir. Tanzimatta orda bir hazineye evrak binası yapılmıştır oda oradadır. Bu da yeter. Topkapı Sarayı içinde bu düşünülür. Bunların evrakları da miktar olarak belirlidir. O Kağıthaneye de tonla evrak vardır gidecek. Belediyelerin vardır, üniversitelerinin vardır. Çok önemlidir bunlar. Kağıthaneye ben Osmanlı arşivinin ve Topkapı Saray arşivinin nakledilmesine razı olacak adamlardan değilim. Yapanlarında sorduğunu da zannetmiyorum. Ankara bürokrasisinde adamlar vardır. Her şeyi bildiklerini zannederler. Hiçbir şey bilmezler ifadelerini kullandı.
Tarih ilmine ilgi duymayan, tarih yapan milletler var. Tarih yazan milletler var. Türkler kesinlikle tarih yazan milletlerden değildir. Tarih yaparlar fakat yazamazlar. Yaşadıkları tarihi değerlendirmek için bilimsel imkanları geliştirmemişler ve o bilimsel imkanlara göre de çeşitli yorumlar yapmamışlardır. Okul tarihleri ile çok yetinen bir toplumdur. Okul tarihleri de maalesef bir kısır döngüdür. Akademik tarihlerden, büyük sentezlerden etkilendiği ölçüde iyi olur diyen Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, halkın yoğun ilgi gösterdiği söyleşide, Türkiye'nin Orta Doğu'daki konumundan, komşularıyla olan ilişkilerine kadar merak edilen birçok önemli hususu anlattı.
Prof. Dr. Ortaylı şöyle devam etti: Ben sürat ve şiddetle Türkiyenin dış müzelere eser yollamaması ve gittiğimiz dış müzelerin de bizim için bir anlam ifade eden yerler olması üzerinde durdum. Çünkü, Orta Doğu bölgesinin dünya ve Avrupa tarihi için büyük önemi ve anlamı vardır. Modern tarihçilikte bir adamın portresini çizeceğimiz zaman onu hakkında evvela kendi çevresinde tutulan notları değerlendirir ve neticeye varırım.
Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Türklerin son iki asrı bütün doğu dünyasında ve Balkanlarda dikkatle gözden geçirilmesi gereken büyük bir tarihi yolculuktur. Bu nedenle de dünya tarihinin önemli bir parçasıdır ve dikkatle üzerinde durulmalıdır" diyerek konuşmasını tamamladı.