Bu başlığı atmamın çok sebepleri var. İlk yarıdan sonra
geri dönüş var. 80’den sonra geri dönüş var. Uğurcan’ın geri dönüşü var.
Bakasetas’ın, Vişça’nın geri dönüşleri var. Hepsinden önemlisi sonuç olarak
Trabzonspor’un geri dönüşü var.
Müsabakaya baktığımızda ilk yarı boyunca hiçbir varlık
gösteremeyen, atak yapamayan top kazanamayan, hücuma çıkamayan, sadece savunma
ile atakta kalan ve kendi sahasında bekleyen bir Trabzonspor varken, ikinci
yarıda ise özellikle 80’den sonra toparlanan ve Galatasaray’a karşı cevap
verebilen bir Trabzonspor izledik.
İlk tehlikeli atağımızı zaten 51’de Bakasetas’la geliştirdik.
Ardından Ahmetcan Kaplan’ın vurduğu bir şut var. Ben inanıyorum ki 80’inci dakikadan
sonra ben de dahil bütün spor yazarları yazılarını değiştirmiştir. Zira o
dakikadan sonra hiç kimsenin böyle bir sonuç ortaya çıkacağını beklemiyordu. Trabzonspor,
en fazla berabere kalır 1 puan alır diye düşünen kesim çoktu. Ancak bunlar
olmadı. Marcao’nun hatası sonrası Bakasetas durumu 1-1’e getirdi. 1 puana
razıyken önce kaleci Fatih ardından Berkan’ın hatası sonrası sahneye Vişça
çıktı. Dediğim gibi beklenmeyen skordu. Akabinde de yazının başında söylediğim
gibi Uğurcan geri döndü, çok net 2 pozisyon kurtararak galibiyette önemli rol
oynadı. Maçın genelinde de 4 net şut kurtardı. Bakasetas durgunluk içindeydi.
10 haftadır gol atamıyordu. O da golle geri döndü. ‘Vişça nereden çıktı’
denirken, o da bir yerden çıkarak gol attı. Ve başlıkta dediğim gibi dönüşlerin
maçı oldu. Ayrıca en önemli dönüş, 37 yıllık makus tarihi dönen Trabzonspor’du.
Ve bu dönüş de şampiyonluğa dönüş yoluydu.
Bu arada skora aldanıp rehavet olmamalı. Trabzonspor’un
hak ettiği bir 3 puan değildi. Dolayısıyla tedbiri alacak kişiler oraya
müdahale etmeli. Her zaman öyle şanslı günümüzde olmayabiliriz. İlk yarıdaki
görüntü Trabzonspor’a, lidere, şampiyon olacak takıma yakışmamıştır.
Trabzonspor’un böyle oynama hakkı yoktur. Şunu da belirteyim Trabzonspor galip
gelemeseydi bile özellikle son yarım saatteki futbolu beni tatmin etmişti.