Bizler enfeksiyon hastalıkları
uzmanları olarak el yıkamanın önemini, mikrobik hastalıklardan korunmak için en
basit ve en etkili yolun doğru şekilde ve uygun sürede el yıkamak olduğunu her
fırsatta dile getiriyoruz ancak pratikte el yıkama gerekliliği doğan
durumlarda, bilindiği kadar uygulanmadığına da şahit oluyoruz. Herhalde en
yüksek el yıkama oranlarına dünyayı sarsan Covid-19 salgını sırasında ulaştık
ve eksikler ya da yanlışlar olsa da, toplum olarak ellerimizi en çok, vaka
sayısının en yüksek olduğu zamanlarda yıkadık. Yani atalarımız yanılmadı, bir
musibet, binlerce nasihatten daha etkili oldu. Şimdi salgın etkisini yitirdi
ama salgın döneminden önce olduğu ve sonrasında da hep olacağı gibi, ellerle
bulaşan, salgın boyutunda olmayan fakat bulaştığı kişilerde hayatı tehdit
edecek kadar ciddi hastalık tablosuna dahi neden olabilecek pek çok
mikroorganizma ve bu mikroorganizmalara bağlı hastalıklar var.
Gün içinde ellerimizi hem kendi
bedenimizde yüzümüze, gözümüze, saçımıza, ağzımıza, burnumuza, hem de dış
ortamda özellikle ortak kullanım alanlarındaki kapı kollarına, asansör
düğmelerine, telefonlara, market ürünlerine, para gibi pek çok kişinin de dokunabileceği
yerlere temas ettiriyoruz. Bu temaslar sırasında bizde bulunan bir
mikroorganizmayı ellerimizle dokunduğumuz yere taşıyabileceğimiz gibi,
dokunduğumuz yerde bulunan mikroorganizmaları da kendimize bulaştırıyoruz.
Belki bu sırada bize bulaşan bir parazit ile bağırsak enfeksiyonu ve ishal, bir
virüs ile üst-alt solunum yolu enfeksiyonu ya da göz enfeksiyonu, bir bakteri
ile hastane enfeksiyonu (idrar yolu, yumuşak doku, protez, kateter enfeksiyonu
gibi) oluyoruz ama çoğu kez bunun bize yıkamadığımız ellerimizle bulaştığını ya
da yıkanmayan ellerle bulaştırıldığını bile anlamıyoruz, bilmiyoruz.
Mikroorganizmalar mikroskop dışında görünür varlıklar olmadıkları için, çoğu
zaman bulaştıklarına inanmakta da güçlük çekiyoruz.
Eller görünür kirli ise, yemekten
önce ve sonra, vücut salgı ve sıvıları ile temas edildiğinde, toplu kullanılan
alanlara temastan sonra ve eğer eller kirli ise önce, diş fırçalama, abdest
alma, ağız-burun yıkama, tuvaletten sonra ve temiz olmadığı düşünülen her
durumda eller mutlaka yıkanmalı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 5 Mayıs “Dünya
El Hijyeni Günü” olarak belirlenmiş ve el hijyeninin önemine dikkat çekilmesi
amaçlanmış. Bizler de bu vesile ile bir kez daha, ellerimizi gün içinde ne
zaman yıkamamız gerektiğine dikkat ederek hareket etmemizin, pek çok
hastalıktan korunmamıza fayda sağlayacağını hatırlatmış olalım. Elbette ki
bahsettiğimiz uygun sürede ve doğru şekilde yapılan el yıkama. Ayrıca sosyal
hayatta olduğu kadar hastanelerde de gerekli olan durumlarda el yıkamanın,
hastane enfeksiyonlarını önlemede en basit ve en etkili yol olduğunu da
unutmayalım. Sağlıcakla kalın.