Merhabalar. Tam kapanma süreci ile salgın içinde farklı bir
boyuta geçtik. Salgının başında “Ne yaparız, nasıl olacak?” diye düşündük, bu
kadar süreceğini bizler tahmin etsek de, sizler için beklenmedik şekilde süre
gittikçe uzadı. Sağlık sektöründe olanlarda yoğun iş temposu nedeniyle
yorgunluk, evde kalanlarda huzursuzluk başladı. Mahrum kaldığımız
alışkanlıklarımız nedeniyle kimi zaman öfke duyduk, kimi zaman üzüldük, zaman
geçtikçe de bunlar yerini bıkkınlık, hayal kırıklığı, çaresizlik ve umutsuzluğa
bıraktı.
Korunmak adına, sevdiklerimizle olan fiziksel temasımızı da
azalttık. Şefkat oluşturan, iyi hissettiren, güven veren sarılmalar, uzaktan
selamlaşmalara dönüştü. Sevdiklerimize gönlümüzce sarılamadık.
Sürekli evde kalanlar ya da iletişimi kesenlerde uyaran eksikliği
oldu. Özellikle ileri yaşlarda olanlarda mental-bilişsel fonksiyonlar
yavaşladı. Başlangıçta Covid geçirenlerde görüldüğünde ona bağlı uzamış bir
etki gibi düşünülürken, daha sonra Covid19’la enfekte olmayanlarda da
görülmesi, Covid olma korkusu ile teması kesenlerde uyaran eksikliği nedeniyle
oluştuğunu düşündürdü. Herkes telefonları ile daha fazla vakit geçirdi ama
sıklıkla tekdüze, zihinsel hareketlilik oluşturmadan otomatik yapılan sosyal
medya aktiviteleri şeklinde. Peki uyaran eksikliğinin mental kapasitemizi
azaltmaması için ne yapacağız? Mental fonksiyonlarımızı geliştirecek bulmacalar
çözeceğiz, bir dile ait kelimeler ezberlemeye çalışacağız, kitap okuyacağız, ev
içerisinde yapabileceğimiz bir hobi edineceğiz (bitkilerle uğraşmak, örgü örmek,
müzik aleti çalmak, maket yapmak gibi), düşünmemizi sağlayacak oyunlar
oynayacağız yani zihnimizin canlı kalması için uğraşacağız.
Sağlıklı bir zihin ve sağlıklı bir beden için fiziksel
hareket şart ki, bu süreçte bunu da azalttık. Hem evde kalmanın verdiği
mutsuzluğu yemek yiyerek gidermeye çalışarak hem de hareketimizi azaltarak kilo
aldık. Covid19’da obezitenin, hastalığın olumsuz seyri açısından önemli bir
risk faktörü olduğu çok açık. Bunun için ne yapacağız? Evde olsak da hareketli
olacağız, gerekirse ev içerisinde yürüyüşler yapacağız, egzersiz için vakit
ayıracağız ve günlük programlar oluşturacağız. “Zaten hareketliyim ve ev içinde
sürekli koşturuyorum” demeyeceğiz, spor için özel bir zaman oluşturacağız. O
vakti sadece kendimize ayırarak ve hissederek geçireceğiz. Sadece kilo almamak
için değil, bedensel ve zihinsel sağlık için de hareketimizi arttıracağız.
Spor, zihinsel yavaşlamayı önlemek açısından da kıymetli.
Bizleri sıkıntıya sokan en önemli şey belirsizlik.
Belirsizliği görmeye, ne zaman biteceğini bilmeye, netleştirmeye çalışma
çabamız kaygımızı arttırıyor, bizi zorluyor. Aslında gelecek, salgın öncesinde
de belirsizliklerle doluydu fakat iletişim, daha doğrusu maske-mesafesiz temas
bunu ayrıntılı düşünmemize engel oluyordu. Yalnız kalmak, iletişim azlığı bu
kaygımızı arttırdı, hastaları ve yaşadıkları süreci gördükçe, duydukça
endişemiz de arttı. “Neler olacak, neler yaşayacağım, salgın ne zaman bitecek,
maskeden ne zaman kurtulacağım?” gibi geleceğe odaklanacak düşünceler yerine
“Bugün ne yapacağım?” gibi anlık ve günlük planlamalar, yaşadığımız her anı
kıymetli bilip değerlendirecek aktiviteler, kaygımızı azaltmak adına daha doğru
ve uygun bir yol olur çünkü bir gerçek var, o da bugünün tekrar yaşanmayacağı.
Her günün kıymetini bilmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın.