SON DAKİKA
SON DAKİKA


Her Duygu Bize Ait!
23.02.2021

Merhabalar.

Bir hastamın “Salgında bizim için korkmadan, endişe duymadan verdiğiniz mücadele için teşekkür ederim” yazılı mesajıyla başladım yeni güne. Mutlu oldum, gösterdiği nezaket için teşekkür ettim ve sonrasında düşündüm. Evet emek verdim diğer tüm ekip arkadaşlarım gibi ama korkmadan mı, endişe duymadan mı? Tabii ki hayır.

Salgının ilk günlerinde ne yaşayacağımızı bilmediğimiz için herkes gibi benim de kaygılarım, korkularım oldu. Hasta sayısı ve yoğun bakım ihtiyacı arttıkça nöbetçi olmadığım zamanlarda bile uyuyamadığım geceler, kaybettiğimiz hastalarımızla yüreğimin sızladığı vakitler azımsanmayacak kadar çoktu. Hasta olmaktan ziyade sevdiklerime bulaştırmaktan endişe ettim. Halen aynı korku ve kaygıların bir kısmını taşıyorum çünkü süreç devam ediyor. Fakat ne yapıyorum? Elimden geldiğince korunmak ve korumak adına çaba gösteriyorum çünkü biliyorum ki yapabileceğim tek şey bu. Elimden geleni yaptıktan sonra, bunun dışındakilerin benim kontrolümde olmadığını biliyorum.

Korku da, endişe de, kaygı da, üzüntü de tıpkı mutluluk, sevinç, neşe gibi bize ait duygular ve varlığımızın bir parçası. Hatta yol gösterici. Neden yol gösterici? Çünkü korku, kaygı, endişe bilmemenin duygusu. Bir sorun var ve bununla başa çıkmak için gerekli donanımda bir eksiklik var demek aslında. Korkacağız, endişe duyacağız ki ne yapabileceğimizi bulalım. Hiçbiri zayıflık göstergesi değil, hatta bu eksikliklerin farkında olmak güçlü de olmak demek aynı zamanda. Duygu yargılanacak bir şey değil, görmezden gelinecek bir şey hiç değil. Üstelik yaştan, cinsiyetten, konumdan da bağımsız.

Bu süreçte ne yaptık? Önce toplum olarak korktuk, endişe duyduk, sonra bilgilenmek ve güvende hissetmek istedik. Sağlık personeli olarak bizler bunu bilimsel makaleler okuyarak, araştırarak, tecrübelerimizle yaptık, sizler tüm basın yayın organlarında her gün yapılan bilgilendirmeler ile nasıl korunacağınızı, neler yapmanız gerektiğini öğrenerek. Bildiklerimizi uygulayınca da daha güvende hissettik. Sonra bu dönemde bizim gibi hisseden ve davranan insanları gördükçe birbirimizden güç aldık, belki bazılarımız profesyonel destek alma ihtiyacı hissetti. Bizler çalışırken işimizi eğlenceli hale getirmeye çalıştık, bu şekilde bir çıkış yolu bulduk, yardımcı olma hissi ile mutlu olduk, iyileşen hastalarımızla sevindik. Yani korkularımız, kaygılarımız bize yol gösterdi, güvende hissetmek için neler yapmamız gerektiğini öğretti.

Bir duygunun içinde ne kadar kalabilirsek, ihtiyacımızın ne olduğunu o kadar kolay anlayabilir, olumlu ve olumsuz yönlerini değerlendirebilir, bir sonraki adım için ani karar vermek yerine olağan akış içerisinde gerilmeden, esneyerek ihtiyacımızı bulabiliriz. “Ne oldu da ben böyle düşünüyorum, neden bu fikre sahibim?” soruları hem geçmişle temas kurmamıza ve dolayısıyla tamir etme şansımızın olmasına neden olur, hem de eksikliğimizi fark ettirerek gelecek için bize yön verir.

Tüm duygularımız değişebilir, dönüşebilir, azalabilir, artabilir. Önemli olan acele etmeden içinde bulunduğumuz duyguyu tanımak ve bir süre bu duygunun içinde kalarak ihtiyacımızın ne olduğunu belirlemek. Korkuyorsam, kaygı duyuyorsam bunun nedenini saptamak, bu nedenleri ortadan kaldırmak için neler yapmam gerektiğini bulmak ve ona göre davranmak, kontrol edemediklerimin farkına vararak yapabileceklerimi en iyi şekilde yapmak yani duygudan da faydalanmak aslında.

Her duygu bize ait ve her duygu iyi bir öğretmen.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap