"Askeri darbeyi nefretle lanetliyoruz"
Yayın Tarihi: 04.01.2015 - 05:22 | Güncelleme Tarihi: 15.07.2013 - 10:56
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, partisinin Kazlıçeşme Meydanında düzenlediği mitingde konuştu.
Kamalak, Bizler, Saadet Partisi olarak; Mısır halkının hür iradesiyle işbaşına gelmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursiye yönelik işbirlikçi askeri darbeyi nefretle lanetliyoruz. Bu süreçte demokrasiden değil cuntadan medet umanları, Mısır halkından değil darbeden yana tavır alanları şiddetle kınıyoruz dedi.Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Kazlıçeşmedeki mitingde yaptığı konuşmasına besmele çekerek başladı. Katılımcıları selamlayarak sözlerine başlayan Kamalak, Emin olun Mısır halkının gözü bugün burada, bu meydandadır. Cumhurbaşkanı Mursinin, Muhammed Bediinin, Mehdi Akifin gözü, yüreği bugün burada, bu meydandadır. Seyyid Kutub'ların, Hasan El Benna'ların, Necmettin Erbakanın manevi ruhaniyeti bugün burada, bu meydandadır. Milli iradeden, haktan ve hakikatten yana olanların gözü kulağı bu meydandadır. Bu meydana baktıkça onların yürekleri genişliyor. Hüzünleri coşkuya, karamsarlıkları umuda dönüşüyor. Biz Adeviye Meydanı'na bakınca ne hissediyorsak, onlar da bugün Kazlıçeşmeye bakınca aynı duyguları hissediyorlar. 'İyi ki Türkiye var, iyi ki İstanbul var, iyi ki hakkı-adaleti üstün tutanlar var ve Saadet Partisi var' diye heyecanlanıyor, gözyaşı döküyorlar. Bugün elbette darbecilerin gözü kulağı da bu meydandadır. Seçimle elde edemedikleri iktidarı, silah zoruyla almaya çalışanların gözü de bu meydandadır. İşbirlikçilerin, darbe şakşakçılarının gözü de bu meydandadır. Ama onlar bu muhteşem manzarayı görünce, tam tersine nefesleri kesiliyor, bacakları titriyor. Çünkü sizler bugün, bu dik duruşunuzla, bir kez daha mazlumlara umut oldunuz, zalimlere ise korku saldınız. Tıpkı Arakan mitinginde olduğu gibi, Tıpkı Filistin mitinginde olduğu gibi, bugün de Mısır için yükselen sesiniz, Tahrirde, Rabiatul Adeviyede yankılanıyor. Özgür Mısır için yeni bir ışık, yeni bir umut oluyor. Allah sizlerden razı olsun dedi.
Darbeyi lanetle kınadıklarını ifade eden Kamalak, "Bizler, Saadet Partisi olarak; Mısır halkının hür iradesiyle işbaşına gelmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursiye yönelik işbirlikçi askeri darbeyi nefretle lanetliyoruz. Bu süreçte demokrasiden değil cuntadan medet umanları, Mısır halkından değil darbeden yana tavır alanları şiddetle kınıyoruz. Kendi ikbal ve istikballeri uğruna, sabah namazı kılarken 53 masumu katletmekten çekinmeyenleri bütün nefretimizle telin ediyoruz. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akifin ifadesiyle; 'Tükürün milleti alçakça vuran darbelere, Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere. Medeniyet denilen maskara mahluku görün, Tükürün maskeli vicdanına asrın tükürün.' Ve onlara Allahın ayeti ile sesleniyoruz; 'Ey zalimler, yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz" diye seslendi.
Darbenin Mısır halkına yapılmış bir ihanet olduğunu söyleyen Kamalak, Bu kara darbe, bu kirli müdahale, bu kanlı oyun Mısır halkına yapılmış bir ihanettir. Tarih bu ihaneti asla affetmez. Bu darbe bir ihanettir. Çünkü bu darbenin arkasında, Büyük Ortadoğu Projesi vardır. Bu darbenin arkasında; İslam ülkelerini bölüp, parçalamaya çalışan ırkçı siyonizm ve küresel emperyalizm vardır. Bu darbenin arkasında, sömürgeci Amerikan kapitalizmi vardır. Bu darbenin arkasında daha fazla silah satmak ve daha fazla kan akıtmak isteyen silah baronları vardır. Bu darbenin arkasında, Afganistanda, Irakta, Libyada, Suriyede yaptıklarını, şimdi de Mısırda yapmak isteyen haçlı güruhu vardır. Bu darbenin arkasında Filistine giden bütün yolları kapatarak, Gazzede soykırıma devam etmek isteyen İsrail vardır. Nitekim Mısırdaki darbecilerin yaptığı ilk iş; Gazzenin tek nefes borusu olan Refah sınır kapısını kapatmak olmuştur şeklinde konuştu.
Darbenin maskeleri düşürdüğünü ifade eden Mustafa Kamalak, Her fırsatta demokrasi havarisi kesilen Batının ikiyüzlülüğü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Darbeye darbe bile diyemeyen Batı, bu tavrı ile sadece Mısıra değil; fakat aynı zamanda hem kendi halklarına, hem de kendi değerlerine ihanet etmiştir. BM başta olmak üzere bütün küresel organizasyonlar, samimiyet ve inandırıcılığını tamamen yitirmiştir. Hüsnü Mübareke 50 yıl katlanıp, Muhammed Mursiye 1 yıl tahammül edemeyenlerin gerçek yüzleri görülmüştür. Çünkü onlar için önemli olan demokrasi değildir. Onlar için önemli olan insan hakları ve özgürlük değildir. Onların tek derdi menfaattir, kaba kuvvettir, sömürgeciliktir. Bir damla petrol için bin insanı öldürmekten çekinmezler. En acımasız diktatörlere destek vermekten çekinmezler. Binlerce masumun katledilişine göz yummaktan çekinmezler.
Ülkeleri işgal etmekten çekinmezler. Çünkü onlar kandan ve kaostan beslenirler. Bugün nereden kesif bir duman yükseliyorsa, nereden bir feryad-ü figan bir çığlık sesi geliyorsa, orası bir İslam ülkesidir. Orası Arakandır, orası Mali'dir, orası Somalidir, orası Libyadır, orası Afganistandır, orası Pakistandır, orası Irakdır, orası Filistindir. İşte İrandır, işte Suriye'dir, orası Mısırdır. Hiç şüphesiz Mısır İslam dünyasının en önemli ülkelerinden birisidir. Tarihi geçmişi ve bugün bulunduğu konumu itibariyle bütün Arap dünyasının sanatta, ilimde, siyasette öncüsü durumundadır. İhvan-ı Müslimin hareketi ise son 100 yılın en önemli sosyal hareketidir. Sadece Mısırda değil, tüm Arap dünyasında ve hatta bütün İslam ülkelerinde büyük etkileri olan bir harekettir. İhvan-ı Müslimin kurucuları ve yöneticileri, dünden bugüne 80 yıldır çok çeşitli eziyetlere maruz kalmış ve çok büyük bedeller ödemişlerdir. Buna rağmen anarşiye, terörizme, şiddete veya katliama asla tevessül etmemişlerdir. Barış ve hoşgörü içerisinde; toplumu ıslah etme ve Hakkı hakim kılma mücadelesi vermişlerdir. Biz yürekten inanıyoruz ki; bugünden sonra da İhvan-ı Müslimin hareketi geçmiş çalışmalarına uygun olarak en büyük sonuçları Allahın yardımıyla alacaktır. Bugün yaşananlar İhvan'ın daha da güçlü bir şekilde topluma etkisini gösterecektir. Batı, küresel emperyalizm ve ırkçı siyonizm demokrasi değil, kendilerine hizmet edecek işbirlikçi uşaklar arıyorlar. İslam coğrafyasında İsrailden daha güçlü bir devlet istemiyorlar. Etrafımız acı örneklerle doludur diye konuştu.
Oynanan oyunun artık görülmesi gerektiğine dikkat çeken SP Lideri Kamalak, Artık oyunu görmeliyiz. Müslüman ülkeler adım adım parçalanıyor. Bunun için her türlü mezhep farklılığı kışkırtılıyor, etnik farklılıklar tahrik ediliyor. İşbirlikçiler eliyle, coğrafyamız hızla büyük bir savaşın içine itiliyor. Bugünkü zalim köle düzeni yıkılmalıdır. Adil temellere dayanan yeni bir dünya kurulmalıdır. Bu yeni dünyada 7 milyarlık insanlık aleminin huzuru, mutluluğu ve refahı temin edilmelidir. Yeni bir dünya kurulmadan insanlığın huzur ve barışa kavuşması mümkün değildir. Yeni bir dünyayı, adil bir sistemi ancak ve ancak Müslümanlar kurabilir. Çünkü Yüce Yaratıcı'nın bütün kulları için gönderdiği barış kitabı 'Kuran-ı Kerim' Müslümanların elindedir. Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamberin sünneti de Müslümanların elindedir. Bu yüzden, buradan, İstanbuldan haykırıyoruz ki; ey İslam aleminin aydınları, ey İslam ülkelerinin yöneticileri; geliniz, yeni bir dünya kuralım, yeni dünyayı adalet üzere kuralım. Artık vakit kalmadı. Aklımızı başımıza toplayalım. Güçlerimizi birleştirelim, kardeşliğimizi en güçlü şekilde yeniden tesis edelim. Bir an evvel İslam Barış Gücünü kuralım ifadelerini kullandı.
AB üyeliğine karşın İslam Birliğinin kurulması gerektiğini söyleyen Kamalak, şöyle devam etti: "Avrupa Birliği peşinde koşmak yerine, İslam Birliğini kuralım. Unutmayınız, bizler kardeşleriz. Ülkelerimiz arasında çok uzak mesafeler bulunsa bile, gönüllerimiz arasında hiçbir mesafe yoktur. Birimizin derdi hepimizin derdidir. Bütün müminler kardeştir. 'Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de Adl-i İlahi Ömerden sorar onu.' Peki, Allah aşkına, Kenar-ı Dicledeki bir koyunun hesabını veremezken, Irakta öldürülen 1,5 milyon masumun hesabını nasıl vereceğiz? Suriyede ölen 100 bin canın hesabını nasıl vereceğiz? Afganistanın, Libyanın, Yemenin, Kudüsün, Gazzenin hesabını nasıl vereceğiz? Kahirede namaz kılarken şehit edilen 53 Müslümanın hesabını nasıl vereceğiz."
"Mısır'dan alacağımız ders açıktır" diyen Kamalak, "Türkiyede 28 Şubat neden yapıldıysa, Mısırdaki darbe de ondan yapılmıştır. Erbakana karşı tanklar neden yürütüldüyse, Mursiye karşı ondan yürütülmüştür. İslam aleminin temel problemi bağımsızlık problemidir. Mursi de, merhum Erbakan da, Batı'ya değil, İslam alemine yönelmek istedikleri için, işbaşından uzaklaştırılmışlardır. Hatta merhum Menderes de Rusyaya yönelmek istediği için, 27 Mayıs 1960 darbesiyle durdurulmuş ve idam edilmiştir. Hem Menderes, hem Erbakan, hem de Mursi başarısız değil, başarılı oldukları için, işbirlikçiliği reddettikleri için hedef olmuşlardır. Bu meydanda toplanan bütün kardeşlerimle birlikte biz Milli Görüşçüler olarak bir kez daha uyarıyoruz; küresel emperyalizmin, ırkçı siyonizmin ipiyle kuyuya inilmez. Batının sahte barış nutuklarına, demokrasi masallarına kanmayalım. İkiyüzlü müttefiklerle oyalanmak yerine, kendi inancımıza, tarihimize, kendi değerlerimize dönelim. Birlik olalım, dirlik bulalım. Adil bir dünyayı el birliğiyle kuralım" diyerek sözlerini tamamladı.
İhvan Genel Sekreteri İbrahim Münir ise, ülkesinde yaşanan darbeyi binlerce vatandaşa anlattı. İbrahim Münir, Ülkemizde tarihin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye karşı Batılıların desteğiyle bir darbe gerçekleştirildi. Batı, Mısır'da demokratik seçimle iş başına gelen yönetime karşı nasıl bir çirkinliğe bulaştıklarını, demokrasiye karşı ne kadar tahammülsüz olduklarını gösterdi. Dünyanın dört bir tarafına demokratikleşin diyenler, Mısır'da ne hale düştü gördünüz dedi.
Mitingle, Mısır'daki Mursi taraftarlarına moral sağlandığını söyleyen İbrahim Münir, Darbe ile tarihinde ilk defa seçilmiş bir cumhurbaşkanı görevinden alınmıştır. Bu hainliği yapanlar elbette tek başlarına değildir. Dışarıdan talimatlar alarak bu darbeyi gerçekleştirdiler. Buradan Mısır meydanlarına çıkan dostlarımıza büyük destek sağlamış oluyorsunuz. şeklinde konuştu.
Memur-Sen Genel Başkan Vekili Günay Kaya da düzenlenen mitingde bir konuşma yaptı. Ortadoğu ve İslam coğrafyası üzerinde oynanan karanlık oyunları ifşa etmek için Kazlıçeşme'ye geldiklerini belirten Günay Kaya, "Seçimle iş başına gelmiş ilk sivil yönetimine yapılan askeri darbeyi, hukuksuzluğu nefretle kınıyoruz. Halkın özgür iradesiyle ortaya koyduğu tercihine yapılan darbeyi ve darbecileri lanetliyoruz. Mısır'daki darbe küresel sermayenin Mısır halkına zulmüdür. Mısır halkının iradesine saygısızlıktır" diye konuştu.