Koronavirüs salgını tüm dünyada ve ülkemizde hız kesmeden,
hatta mutasyon geçirerek artıyor. İnsanlar bir taraftan canlarıyla uğraşırken
diğer taraftan da salgının ve her geçen gün zorlaşan koşulların getirdiği yükle
ekonomik yaşam mücadelesi veriyor.
Küresel ölçekteki bu salgının, sağlıktan sonra sebep olacağı
en büyük krizin ekonomik alanda olması kaçınılmazdı. İşte başta ülkemiz olmak
üzere tüm dünya korunma tedbirlerinden sonra, ilk sırada ekonomik tedbirleri
gündemine aldı. Süreçte devam eden izolasyon/karantina durumu üretim başta
olmak üzere tüm ekonomiyi etkiledi. Devletlerin ciddi anlamda açıkladıkları
ekonomik tedbir paketleri, salgın bittiğinde insanlığın en az zararla
hayatlarına devam edebilmeleri için alınmış önemli ve doğru kararlardır.
Ancak, tüm insanlığı tehdit eden ve yaşananları fırsata
çevirmek isteyenlerde her zaman olduğu gibi yine görev başında. Küresel anlamda
üretilen birçok komplo teorisi, hastalık/salgın ekonomisi başta büyük ilaç
firmalarının büyük kazançlarını gündeme getirirken ve tartışmaya açarken,
gerçek hayatta ve daha küçük ölçekte girişimcileri de çoktan harekete geçirdi
bile. Örneğin, ülkemizde geleneksel kişisel hijyenin en temel unsurlarından
olan ve küçümsenen 80 derece kolonya tüketimi hızla artınca fırsatçılarda boş
durmadı. 10 liralık kolonyaların fahiş fiyatlarla 100-150 liralara kadar ve yok
satıldığı haberleri medyada yer aldı. 50 kuruşluk maskeler 50 liradan satıldı.
Bu durumu gören bazı sözüm ona girişimcilerde daha kötü günlerin geleceğini
öngörerek stokçuluk yapmaya ve fahiş fiyatlarla satış yapacakları günleri
beklemeye başladılar. Bunun adına da masumane girişimcilik diyerek vicdanlarını
rahatlattılar. Sürecin oturması ve tedarik zincirlerinin işlemesiyle bu
girişimleri boşa çıktı. Yine üretimde ve tedarikte bir sıkıntı olmamasına
rağmen başta gıda ve temel tüketim ürünlerinde fahiş fiyat artışları söz
konusu. Kişisel stokçuluk yönelimleri de bunu desteklemektedir. Ancak durumu
fırsata çevirerek haksız ve orantısız kazanç elde etme yöntemleri olarak
karşımıza çıkan bu durum da asla girişimcilik değil düpedüz
fırsatçılık/alçaklıktır. Nedense dolar/döviz/altın fiyatlarındaki yükselişler
daha çok gıda ve temel tüketim ürünlerindeki fiyat artışlarına bahane olarak
gösterilse de düşüşler bir türlü yansıtılmıyor.
Bu günlerde geçecek ve insanlık her zaman olduğu gibi yoluna
devam edecektir. Yapılması gereken durumu fırsata çevirmek değil, alınan tedbir
ve önlemlere uymak ve herkesin en temel hakkı olan hayat hakkına saygı
duymaktır. Unutulmamalıdır ki; fırsata dönüştürmek istediğiniz durum herkes
için geçerlidir ve size de gelebilir. İşte o zaman haksız kazandığınız para da
sizi kurtaramaz…
Önceliğimiz fırsatçılık değil, maske, mesafe ve temizlik
olmalıdır…