Doğu Karadeniz 1960’lı yılların başına kadar karayolu dahil,
demiryolu, havayolu ulaşımlarından mahrum sadece kısıtlı deniz yoluyla ulaşılan
dar ve uzak bir bölgeydi.
1960’ da ilk kez Karayolu ile tanışan Karadeniz tek gidiş
tek geliş olan sahil yoluyla uzun yıllar dar ve sıkıntılı da olsa ulaşım
ihtiyaçlarını karşılamıştır. Geçen süreçte yoğun trafiği karşılayamaz hale
gelen bu yol, şehirlerarası ulaşımda yığılmalara kamyon arkalarında uzun
konvoylar oluşmasına sebep olan zorlu bir yol haline geldi. Bunlara bir de
bakımsızlık eklenince, 30 yaş üstü iyi hatırlar patates tarlasını andıran
yollar araçlarda epey bir arıza ve hasar sebep olurdu.
Nihayet 90’lı yıllardan itibaren planlanan ve 2000'li
yılların başına hizmete açılan duble yol tüm sıkıntıları geride bıraktı. Ancak
geçen zaman gösterdi ki; sahil yolundaki planlama kısa vadede eski sıkıntıları
tekrar gündeme getirdi. Özellikle şehir geçişlerindeki yığılmalar ve yoğunluk,
çok sık olan kavşak ve ışık geçişleri istenilen akışı sağlayamaz hale geldi. Bu
yol ilk planlandığında bugün çevre yolları olarak bypass edilen güzergahta
düşünülmüş, ancak Karadeniz sahili boyunca yerleşen şehirlerin ve nüfus
yoğunluğunun sahil bandında olması hasebiyle, yapılan hizmetin görülebilmesi
için sahile alınmıştı. Oy kaygısıyla yapılan bu plan değişikliği şimdi yeniden
çevre yollarıyla ikinci bir hattın oluşmasını zaruri hale getirdi. Aslında ilk
plana uyulsaydı ve mevcut yollar iyileştirilseydi bugünkü sıkıntılar
oluşmayacaktı.
Ancak yine yeni planlamalarda günü kurtaracak hatalar da
ısrar edilmeye devam ediliyor. Bilindiği gibi; Perşembe ve Tirebolu yolları
arkadan geçirilmiş ve mevcut yollar iyileştirilmişti. Yani çevre yollarının
ilkleriydiler. Sonra Ünye çevre yolu, şimdi Ordu çevre yolu birinci etabı
devreye alınarak tamamlandı. Çevre yolları ve kapsadığı şehir geçişlerinde
rahatlama görülüyor. Şimdi başta Giresun olmak üzere tüm şehirlerde yeni
planlanan çevre yollarıyla tüm yollar bypass edilmek isteniyor.
Buraya kadar her şey güzel ve artık kaçınılmaz bir gelişme.
Planlamadaki yanlış ise yine bu çevre yollarının lokal olarak görülmesi ve
planlamasıdır. Yani Ordu’ya ayrı, Giresun’a ayrı, Trabzon’a ve diğer
yerleşimlere ayrı planlamalar yapılıyor ve çevre yolları mevcut sahil
yollarıyla kesiştiriliyor. Oysa soruna bütün bakmak ve planlamaları da tüm
Karadeniz’i kapsayacak şekilde yapmak gerek. Yani Ordu’dan gelen yolu Piraziz
de eski yola indirip Piraziz’den tekrar arkaya atarak Giresun’a devam etmemeli.
Doğrudan Ordu çevre yolunun bittiği yerden başlamalı. Trabzon’un çevre yolu da
Giresun’un bıraktığı yerden alınıp Rize’ye kavuşturulmalı. Böylece kesintisiz
ikinci bir hat oluşturulmuş olur ve gelecekte yapılacak demiryolu gibi yeni ihtiyaçlara
da alt yapı hazırlanmış olur.
Doğru planlama ve ilerleme; bölgenin hem ulaşım altyapısı,
hem turizm, hem ekonomik, hem sosyo- kültürel ve stratejik anlamda yeni bir
boyut kazanmasına ve doğru gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır. Yani mesele
sadece Giresun, Ordu ya da Trabzon çevre yolu değil, tüm Doğu Karadeniz’in
ortak meselesidir.