AKP ile CHP arasında 35 gün süren maratonun sonunda koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması beklenen bir durumdu; ortak bir hükümet kararı sürpriz olacaktı.

Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle görüşmelerde bir "koalisyon önerisi" bile yapılmadı. Davutoğlu’nun deyişiyle "istikşafi", yani danışma-tanıma-araştırma nitelikli görüşmeler oldu.

Bir yandan Erdoğan, "45 günlük süreyi esnetmem. Anlaşma olmazsa erken seçim" diyerek siyasetin üzerinde balyoz gibi dururken, anlaşılan o ki AKP de sürenin doldurulmasına oldukça katkı sağladı.

ERDOĞAN İZİN VERMEZ

Davutoğlu "çok derin fikir ayrılıkları"nı öne çıkararak bir anlaşmanın olanaksızlığından söz ederken, Kılıçdaroğlu, "Anlaşılmayacak bir başlık yoktu" diyerek ne kadar uzlaşmacı ve koalisyona açık olduğunu anlatıyordu.

Oysa Türkiye’deki siyaseti derinlemesine bilen herkes, bu görüşmelerin haybeye yapıldığının, amacın uzlaşmacı bir görüntü vermek olduğunun, asıl karar vericinin Davutoğlu ya da AKP kurulları değil, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Erdoğan olduğunun farkında.

Erdoğan, AKP ile CHP arasında koalisyonun yürümesinin olanaksızlığını vurgulayarak Davutoğlu ve AKP üzerinde baskısını sürekli sıcak tuttu. Bu tutumda Erdoğan’ın erken seçim "kararlılığı" yanında, CHP’ye karşı duyduğu nefretin ne derece etkisi var, bu da ayrı bir tartışma.

SEÇMEN YİYECEK Mİ?

Bu aşamadan sonra MHP ile bir görüşme olur mu, olursa bu da CHP görüşmesi gibi 45 günlük süreyi doldurmak için oyalama amacı mı taşır, bunu göreceğiz.

Görünen o ki, Türkiye Erdoğan’ın fiili yönetiminde yeni bir seçime gidiyor. Seçime kadar bütün uzlaşma ya da koalisyon seçeneklerini boşa çıkarma yolunda adımlar atılıyor. Böylece seçmene, "Uzlaşma yolunda her şeyi yaptık, ama olmadı. Zorunlu olarak erken seçime gidiyoruz" denilecek.

Seçmen bunu yer mi, yemez mi bilinmez. Ama uzlaşma olmamasında en büyük sorumlunun Erdoğan ve AKP olduğu gerçeğinin sandığa nasıl yansıyacağı, daha sonrası için de belirleyici nitelikte olacak.

SEÇMEN İRADESİNE DARBE

Davutoğlu açıklamasında erken seçim kararını siyasi partilerin uzlaşmasıyla meclis tarafından alınması çağrısı yaptı. Neden? Çünkü uzlaşmaz parti görüntüsünü silip seçim konusundaki sorumluluğu tüm partilere yaymak istiyor. Üç muhalefet partisi bu oyuna gelir mi?

Seçmen AKP’yi iktidarı düşürdü. Ama saraydaki, anayasayı zorlayarak, fiili durumlar yaratarak AKP’yi seçmen iradesine aykırı olarak iktidarda tutmaya devam etti. Şu anda da iktidarda tutarak erken seçime kadar gitmek amacında.

OLAĞANÜSTÜ YÖNETİM

Türkiye büyük bir karmaşaya yuvarlanıyor. Terör ve şiddet ortamı tırmandırılıyor. Olağanüstü durumlar yaratılıp, olağanüstü bir seçim atmosferinde olağanüstü bir yönetime zemin hazırlanıyor. Yeni sandık bu oldu bittilere, bu dayatmalara sert tepki verir mi?