SON DAKİKA



Haber > Gündem > Başpolis Danıştay'a başvurdu!

Başpolis Danıştay'a başvurdu!

04 Eylül 2016 Pazar - 14:17




İzmir'de OHAL sürecinde ilan edilen KHK ile meslekten ihraç edilen başpolis Kemal K., kararın iptali için Danıştay'a başvuruda bulundu.





Avukat Adnan Özdemir, müvekkili Kemal K.'nın, İçişleri Bakanlığı bünyesinde İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde başpolis olarak görev yaparken, geçen 17 Ağustos'ta 670 sayılı, Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten ihraç edildiğini aktardı.

"MEVZUATA VE HUKUKA AYKIRI"

Kararın iptali için Danıştay'a başvuran avukat Özdemir dava dilekçesinde, şöyle dedi:"Müvekkilim, Kamu Personeline İlişkin Tedbirler başlıklı 2'nci madde kapsamında ihraç edildi. Bu işlem tamamen mevzuat ve hukuka aykırı bulunmaktadır. Anayasa'da da yerini bulan olağanüstü hal ilanı, olağanüstü koşulların yarattığı bir dönem olmakla birlikte, hukukun tamamen yok sayıldığı bir dönem olduğu anlamına gelmemektedir. Yine Anayasa'da yer ve tanımını bulan demokratik bir hukuk devleti olduğu kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde, olağanüstü halin çerçevesi de yine hukuk kurallarıyla çizilmek mecburiyetindedir. Nitekim, Anayasa'nın 15'inci maddesi olağanüstü halde, 'Durumun gerektirdiği ölçüde' temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının tamamen veya kısmen durdurulabileceğini belirtmektedir. Anayasa'da belirlenen çerçevesi ile OHAL KHK'lerine getirilen ilk sınırlama, amaç bakımındadır. Anayasa'nın 121'inci maddesi Bakanlar Kurulu'nun, sadece 'olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda' KHK çıkarabileceğini belirtmektedir. Yine anayasa ile OHAL KHK'lerine getirilen bir diğer sınırlama ise süre bakımındandır. OHAL KHK'leri, olağanüstü halin ilan edildiği süre ile sınırlı olmak üzere çıkarılmaktadır. OHAL'in sona ermesiyle, KHK'ler de kendiliklerinden yürürlükten kalkacaklardır. Başka bir deyişle, OHAL KHK'leriyle olağanüstü halin süresi dışında uygulaması sürecek kurallar konamaz. Bu sebeple, OHAL KHK'leriyle OHAL'in dışındaki dönemleri kapsayacak şekilde yasalarda değişiklik yapılması da mümkün değildir."

"SÜBJEKTİF BİR DÜZENLEME"

Anayasa Mahkemesi'nin 10 Ocak 1991 tarihli içtihadında, "Olağanüstü Hal KHK'leri olağanüstü hal ilan edilen yerlerde ve olağanüstü hal süresince uygulanacak olmaları nedeniyle bu tür KHK'lerle yasalarda değişiklik yapılamaz. Tersi durumda, olağanüstü halin sona ermesine karşın kuralın yürürlüğünü koruması söz konusu olacaktır" gibi önemli bir kurala açıklık getirdiğini de belirten Avukat Özdemir, dilekçesine şu ifadelerle decam etti.


"Hal böyle olunca da 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamındaki Kanun Hükmünde Kararname ile, olağanüstü halin bitmesinden sonraki dönem için de etki ve sonuçlarını sınırsız bir biçimde sürdürecek olan bir düzenleme yapılması hukuken mümkün olamayacaktır. OHAL kapsamında çıkarılan 670 sayılı KHK incelendiğinde, yukarıda belirtilen ilkelerle uyum içinde olmadıkları görülmektedir. KHK'nin 2'nci maddesinde 'Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan kamu görevlilerinden bahsedilmektedir. KHK'ye ekli listede yer alan kişilerin başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın görevden çıkarıldığına ve ayrıca bir tebligat yapılmasına gerek olmayacağına dair düzenlemeye yer verilmiştir. Bu listede adı yer alan müvekkil hakkındaki bu değerlendirme nasıl yapılacaktır? Hakkında bu konuda hiçbir yargı kararı olmayan müvekkilin nasıl böyle bir terör örgütü irtibatından bahsedilebilecektir? Hiçbir kanıt aranmadan, tamamen sübjektif bir değerlendirmeyle on binlerce kişinin kamudaki görevine son veren bu düzenleme, OHAL kalktıktan sonra da geçerli olacak ise, bunu hukukilik zeminine oturtmak nasıl mümkün olacaktır? Sırf bu sebep dahi, Anayasanın 121. maddesine açıkça aykırı bulunmaktadır. Hakkında bu konuda hiçbir ceza davası bulunmayan davacı, ilerleyen aşamalarda ola ki böyle bir davada sanık sıfatıyla yer alsa ve beraat etse, FETÖ/PDY ile hiçbir ilişkisi olmadığı ortaya çıktığı için nasıl bir hukuka uygunluk sağlanacaktır? Yine bu durumun Anayasa'nın 38'inci maddesinde yerini bulunan masumiyet karinesine açık aykırılık taşıdığı da ortadadır."

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap