Şu "Batımızdakiler" ile ilgili olarak, "gerçekler" adına son günlerde zikredilen sözler ve satırlara dökülen yazılar, Mehmet Akif Ersoy'a bir, Necip Fazıl'a yarım asır, bana da 40 yıl öncesinden "biz bunları zaten biliyorduk" dedirtmiyor değil...

Hangilerini mi? Meselâ; "Batının gerçek yüzü" denmesini...

Veya; "İkiyüzlü Avrupa" söylemini... Ya da; "Maskeli balo" tarifini...

Haçlı seferi üzerine zihniyeti inşa edenlerin, gerektiğinde "demokrasi kamuflajına" sardıkları, "insan hakları" çantasının gizli bölmelerine koydukları, "gerçek niyet bombalarını" görmeyen, bilmeyen, anlamayan, ya da yeni öğrenenler de hâlâ varmış demek ki!  Diyeceksiniz ki; "Olabilir. Öyle veya böyle duydular, öğrendiler ya..."

O zaman, fazla uzatmaya gerek yok! "Kıssadan hisse" almasını bilenler için paylaşalım:

İstanbul'un 1453'te fethinin ardından Yeniçeri ağası, sokakta dolaşırken bir Yahudi görmüş, hemen üstüne atlamış ve "Siz Hazreti İsa'yı öldürdünüz!" diye başlamış dövmeye...

Yahudi panik içinde; "Ama efendim o 1400 yıl önceydi" demiş.

Yeniçeri ağası; "Ne yapayım ben yeni öğrendim" diyerek vurmaya devam etmiş!

OYUN ve KOYUN!

Siyasette... Futbolda... Evde... Okulda... Mecliste... Sandıkta...

Ekmek de... Fındık da...

En çok ne yapılıyor? Yazılıp-çizilenlere, söz edilip konuşulanlara bakılırsa, "Oyun oynanıyor!"

Merak ettim araştırdım; "en çok oyun nerede oynanır?" diye...

Bulduğum en makul ve mantıklı cevap: "Koyunun çok olduğu yerde!"

İŞ DEĞİL, ÇOK LÂF ÜRETMEDE AVRUPA BİRİNCİSİYİZ!

O ki, söz bugün, Mehmet Akif'in, "Afakını çelik duvar sarmış" diyerek, "Tek dişi kalmış canavar" olarak da niteliği garptan dem vurduk durduk, "Gelinim sana diyorum, kızım sen işit" hesabıyla yine aynı yerden devam edelim.

Her ne kadar Ziya Paşa;

"Ayinesi iştir kişinin lafâ bakılmaz" diyerek kazandıran gerçeği kısa ve öz ifade etmiş olsa da, "balık baştan kokar" misali, ahaliyi yönetmeye talip olan siyasetçilerden tutun da, sokakta başı boş gezenlere kadar herkes; ben diyeyim "lâf üretmede", siz söyleyin "konuşmada" Avrupa liderliğine Türkiye'ye taşıdılar.

Türkiye'nin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu da bu gerçeği rakamlarla ortaya koydu.

Avrupalı ayda ortalama telefon ile 6 saat 57 dakika konuşurken,Türkiye ise 9 dakika fazlalıkla yani 7 saat 6 dakika ile liderliği ele geçirerek büyük bir başarıya imza attı!

Eee; ne yaparsın, demokrasinin bilgi ve fikir sahibi olma yerine, habire çene çalıp konuşma rejimi sanıldığı bir ülkede "Yoruma gerek yok" diyeceğim ama, ister istemez, "çok mal haramsız"ın hemen yanı başındaki  "Çok lâf yalansız olmaz" sözünü de hatırlamadan edemiyorum!

BOZDAĞ'I ANLADIM, ÇAVUŞOĞLU'NU ANLAYAMADIM...

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, yakın geçmişi unutmuş olsa da, PKK hamisi Avrupa ülkelerini kastederek, "Hiçbir hukuk devleti teröristlerin hamisi ve sığınağı olmamalıdır" deyivermesini anladım ama; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun; "Yakında Avrupa'da din savaşları da başlar, başlayacak" sözlerine akıl sır erdiremedim!