Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki İl Müftüleri Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

15 Temmuz gecesi her biri Sütçü İmam'a dönüşen tüm din görevlilerinden Allah razı olsun diyorum. 15 Temmuz destanımızla iftihar etsek de Rabbim bu milleti bir daha böyle bir destan yazmak zorunda bırakmasın. Tarih, ibret almayanlar için tekerrür eder.

15 Temmuz ihaneti ve FETÖ konusundaki özeleştirimizi açık yüreklilikle yapabilmeliyiz. FETÖ ihanet çetesinin 40 yıl boyunca devlet ve toplum yapımıza sirayet edebilmesi bu noktada bazı eksikliklerimizin olduğunu gösteriyor. Nasıl olup da böyle bir karanlık örgüt başındaki şarlatanın onca sapkınlığına rağmen milletimizin inanç dünyasına etki edebilmiştir? FETÖ milleti ile kavgalı vatandaşına tepeden bakan, kendi insanını ötekileştiren bir çarpık sistemin neden olduğu bir hastalıktır.

FETÖ bir sebep değil, yanlış bir sistemin sonucudur. FETÖ 1970'lerin ortasında bünyeye girmiş, 40 yıl boyunca da o bünyede sinsice büyümüş, palazlanmış, vücudun farklı organlarına bulaşmış habir bir urdur.

Bugün bizi FETÖ ile mücadelede eleştirenler o günlerde o örgütün önünü açacak politikaların destekleyicisiydi. FETÖ ile gerçek anlamda mücadele sadece bizim dönemimizde yapılmıştır. Şunu da söyleyeyim biz de geç kaldık. Geç kalışımızın bedelini de biz de ödedik.

17/25 Aralık olayından itibaren ana muhalefetin engellemelerine rağmen yürüttüğümüz mücadele olmasaydı 15 Temmuz'un sonuçları çok daha farklı olurdu. Elini vicdanına koyan herkes, 17-25 Aralık sonrası alınan tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu gayet iyi biliyor.

KİM NE DERSE DESİN...

251 insanımızın şehit olması, 2 bin 193 vatandaşımızın yaralanması, bu şahısların gözlerindeki gaflet perdesinin kaldırılmasına yetmedi. Doğru bildiğimiz, ülkemiz ve milletimizin hayrına olduğuna inandığımız politikaları, kim ne derse desin uygulamaya devam edeceğiz. FETÖ'nün can damarlarını birer birer kestik, kesiyoruz.

TEHLİKENİN ATLATILDIĞINI SÖYLEYEMEYİZ

Tüm çabalarımıza rağmen tehlikenin atlatıldığını söyleyemeyiz. Küçük cihattan büyük cihada geçtiğimiz bir dönemdeyiz. Dinimizi istismar eden, evlatlarımızın istikbalini çalan bu yapıların ülkemizin ve 1,7 milyarlık İslam aleminin geleceğinde yeri yoktur.

BÜTÜN HAFIZALARA SİZLERİN GİRMESİ GEREKİYOR

Sahih İslam anlayışının yayılması için çaba harcamalıyız. Ülkemizin dört bir yanında 140 bin civarında dini görevlimizin olduğunu düşündüğümüzde, böyle büyük bir ordunun herhalde yapamayacağı iş yoktur. Bütün hafızalara sizlerin girmesi gerekiyor. Sizler ki milletimizin en çok inandığı, güvendiği kişilersiniz. Halkımız kapısını en çok mahallenin imamına açar. Bir de hanım hocalarımızla bu çalışmaları çok daha fazla yapmalıyız. Yoğun bir çalışmayı bizim gerçekleştirmemiz lazım.