SON DAKİKA



Haber > Gündem > Ey Milletim!

Ey Milletim!

26 Ekim 2015 Pazartesi - 09:15








Çarşamba günü İstanbul’da idim. Bütün caddelerde “Sen ben yok, Türkiye var” afişleri asılı idi. Trabzon’daki aşk(!) ilanları hiç yoktu. Birçok insanın şaşkınlığına şahit oldum: Şimdiye kadar yüzlerce defa, “Bu ülkede Kürt var, Çerkez var, Arap var, Boşnak var, Arnavut var,...” diye haykıranlar kimdi soruları soruluyordu. Ben ülkemdeki bu siyaset adına utandım. Önce milletin birlik, bütünlük ruhunu parçalamak, sonra seçim zamanı sürüyü bir araya toplar gibi, sen ben yok gelin peşime takılın, ben yine sizi 36 parçaya ayırırım, nasıl olsa ipler benim elimde anlayışı. Yıllarca, üniter devlet, yani etnik durumu ne olursa olsun tek milletli devlet olan Türkiye Cumhuriyetinin devlet felsefesi yok sayılarak 36 farklı milletten(!) söz ediliyordu. Arada bir bu sözlere “... Türk de var” diye ekliyorlardı.

Oysa ülkemizde yaşayan bütün insanların tümünün birden adı, Türk milleti idi. Bu yok sayılıyordu. Türk adı anayasadan bile çıkartılmak isteniyordu. Sayıları yetmedi de kurtulduk! Anlamsızlıklar bu kadar mı? Hayır, yüzlerce bile değil, binlerce... Anayasa referandumu yapılırken TBMM kürsüsünde Erdoğan 12 Eylül’de idam edilen ilk ülkücü şehit Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu okuyup, sanki(!) çok seviyormuş gibi ağlıyordu. Referandumda istediği oyları aldılar. Sonra da çıkıp “biz her türlü milliyetçiliği ayakları altına alıp ezmiş bir iktidarız” diyebildiler. Bu yıl, 9 Ekim günü Mustafa’dan bahseden olmadı. Çünkü referandumu kazanmak politikası 12 Eylül darbesine karşı gelmek görüntüsüyle yapılacaktı. Bugün Mustafa’nın ismini istismar etmenin faydası yok! Şimdi de birileri çıkmış “Gerçek ülkücüleri biz temsil ediyoruz” diyorlar. Türklüğü inkar edenlerin lafına bakın hele! Tükenmişlik sendromu deyip geçmek en iyisi.Bunların yanlışlıkları zebil, say say bitmez...

PKK terör örgütüne gözünün üstünde kaşın var demediler, örgütün bütün savaş hazırlıklarına göz yumarak her türlü kolaylığı sağlamış oldular. Hazırlıklar bitip terör başlayınca da, çözüm süreci bitti dediler. Bağıra bağıra “sonuna kadar savaş” dediler. Şimdi tekrar seçim arifesindeyiz. Bu defa Davutoğlu (Serok Ahmet sözünü de seviyormuş!) Van’a gidiyor. Orada “Başladığımız işi yarım bırakmayacağız, Çözüm Süreci yarım kalmayacak" diyor. Siyasetçiden beklenen ahlaklı, temiz ve dürüst siyasettir. Dengeli ve tutarlı olmaktır, her gün birbirine ters ifadeler değildir. Yerine göre bazen onun fikrinden, bazen diğerinin fikrinden görünmek ise asla dürüstlük değildir. Siyasetin ahlaklı olmasını istemek hepimizin hakkıdır. Devlet hukuktur. Hukukun temelini teşkil eden “HAK” kavramı ahlaki bir temele dayanmazsa toplumsal denge bozulur.

Sadece yasaya dayanmak zulmü meşrulaştırır. Ülke bölünme tehlikesinde çırpınıyor, millet aç, işsiz, Meclis aylardır çalışmıyor. Bunlar konuşulmuyor. Gündem: Muhalefete iftira. Türkiye’nin güçlenmesi, Türk medeniyeti, işsizlik, iflas eden dış politika, insanımızın varlık felsefesinin idraki ve olgunlaşması gündeme giremiyor. Bunlar konuşulursa bazılarının yolu kesilir. Sadece iftira et bu işlere girme. Suni muhafazakarlı görüntüsü ile vaziyeti idare et yeter. Nasıl olsa medya elimizde. Bakara-Makara desen de olur, biz yuttururuz.! Çürümüşlük diz boyu...! Demokraside seçimler menfaat aleti değil, kader oylamasıdır. Ey milletim, iyiyi, doğruyu ve güzeli aramak zorundasın.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap