SON DAKİKA



Haber > Gündem > Halkı uyutmak, orta oyunu ve kaçan fırsat!

Halkı uyutmak, orta oyunu ve kaçan fırsat!

16 Ağustos 2015 Pazar - 11:20








Geçen pazar günü değerlendirmede şöyle demişim: “Eğer Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu anlaşırsa, bu anlaşmayı bozmak için Erdoğan devreye girer mi? Vallahi girer. Bugüne kadar sergilediği tutuma bakılırsa, kendi hedef ve amaçlarını Türkiye’nin beklentileri ve ihtiyaçlarının hep önünde tuttu. CHP ile koalisyonu asla sindiremez. Memleketi erken seçime götürmek için bu kadar karmaşaya neden olmuşken, bu yoldan dönmez. Yani koalisyon hükümetinin, en çok da AKP-CHP koalisyonunun bir numaralı muhalifi Erdoğan’dır. Bir uzlaşmayı mayınlamak için her şeyi yapacaktır. Bu aşamada AKP, Erdoğan’a karşın asla adım atamaz...’’ Yani AKP-CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması beklenen bir durumdu.

AKP OYALAMACASI

Ortada sonucu belli bir orta oyunu var. Tamamen Erdoğan’ın kontrolünde yürüyen bu süreçte, Türkiye oyalandı. CHP ile anlaşma olmayacağı biline biline görüşme süreci başlatıldı ki; Erdoğan daha en başından CHP ile bir koalisyonun yürümeyeceğini peşin peşin açıklamıştı. Peki neden AKP bile bile bu yola girdi? Amaç AKP’yi uzlaşma arayan, çözümü zorlayan bir imajla pazarlamak, masadan kalkan değil, masayı zorlayan bir görüntü vermek. Yasal sürelerin doldurulması, prosedürün oyalamaca ile tamamlanması. Davutoğlu, neredeyse kimsenin bilmediği “istikşafi” kavramıyla açıkladı görüşmeleri; yani ‘anlama-danışma-araştırma-keşif’ toplantısı. AKP’ye göre bu görüşmenin anlamı koalisyon pazarlığı ya da görüşmesi değildi. AKP 31 gün keşif yaptı! AKP ve Davutoğlu kamuoyunu bir ay uyutmuş oldu.

CHP OYUNA GELMEDİ

Aslında CHP; AKP’nin oyalama taktikleri, Erdoğan’ın erken seçim dışında bütün olasılıkları ortadan kaldırma çabasının farkındaydı. Ancak AKP, görüşmenin seçmen gözünde CHP’yi ‘uzlaşmaz ve hükümet kurulamamasının sorumlusu’ gibi göstereceği kaygısıyla masaya oturdu. CHP ise bir koalisyon ve hükümet arayışı ile oturdu masaya. Ancak parti sözcülerinin açıkladığı gibi kendilerine bir koalisyon teklifi bile yapılmadı. Hatta son görüşmede 3 aylık seçim hükümetinde CHP’nin kendilerine koltuk değneği olması istendi. Kılıçdaroğlu “Tarihi fırsat kaçtı’’ dedi. Ancak ortada bir fırsat yoktu. Çünkü samimi bir masa yoktu. Seçmen şunu da sorabilir: Madem ortada bir koalisyon teklif ve görüşmesi yoktu, neden CHP sonuna kadar bekledi? Yine de CHP masadan kalkmayarak AKP’nin oyununa gelmedi.


FATURA KİME KESİLECEK?

Sonuçta özellikle küresel güçler ve iş kesimleri ile toplumun azımsanamayacak bölümü tarafından istenen büyük koalisyon gerçekleşmedi. CHP daha uzlaşmacı ve iyimser bir hava verdi. Kılıçdaroğlu’nun “Anlaşamayacağımız bir başlık yoktu’’ sözü bunu anlatıyor. AKP ise ‘laf olsun torba dolsun’ görüşmesi yaptığı için, uzlaşmazlığı haklı gösterecek bir tutum takındı. Davutoğlu’nun “Aramızda çok derin görüş ayrılıkları var” sözü de bu yaklaşımı ortaya koyuyor. Erken seçimde kim daha olumlu bir algı yaratırsa, seçmenin gözünde o uzlaşmacı olacak, seçmen diğerini sorumlu görebilecek. Bunun, sonuçlar üzerinde ne kadar etkisi olacağı bilinmez. Ama Erdoğan’ın tutumundan ve duruşundan dolayı AKP’nin bu konuda ciddi sıkıntı çekeceği ortada. Çünkü AKP ve Davutoğlu’nu yöneten-yönlendiren kişi Erdoğan. Davutoğlu bu durumdan rahatsız da değil. Erdoğan’a bağlılığını bir kez daha açıkladı ve onu dışlayacak hiçbir çözümün içinde olmayacaklarını söyledi. Erdoğan’ı korumak memleketten daha önemli!

MHP İLE ANLAŞMA OLUR MU?

AKP-CHP görüşmesinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Davutoğlu erken seçimi öne çıkardı. Ancak MHP ile de bir görüşme yapmak istediklerini açıkladı. Gelin görün ki; Erdoğan Rize’de, “Bahçeli’yi muhatap almam’’ sözleri ile psikolojik savaşın füzelerini ateşledi. Ardından Davutoğlu’ndan da gerilimi arttıracak açıklamalar geldi. Ki Erdoğan bunu CHP ile görüşme öncesinde de yapmıştı. Davutoğlu ve Bahçeli 17 Ağustos’ta bir araya gelecek. Görüşme olmadan ortamı gerip, ipleri koparma taktiği devrede. Bu ataklara bakılırsa bir uzlaşma beklemek hayal. Dolayısıyla bu görüşme de, toplumda uzlaşma algısı yaratmaya yönelik boş çabalar gibi duruyor. Uzun vadeli bir hükümet olanaksız. Ancak kısa vadeli ve ülkeyi seçime götürecek bir hükümet arayışı olabilir. Tabi burada da AKP’de tek söz sahibi kişi Erdoğan. Erdoğan açıklamalarıyla bu köprüyü çoktan havaya uçurdu.

CHP-MHP KOALİSYONU VE ERKEN SEÇİM


Davutoğlu’nun hükümet kurma görevini iade etmesi ve Kılıçdaroğlu’na vermesi mümkün mü? Anayasal olarak bunu denemesi lazım. Ki böylece bir CHP-MHP seçim azınlık hükümeti kurulabilir. Ama Erdoğan’ın bu yolu kullanması beklenmiyor. Ki bu da bir anayasal suç olur. Türkiye anlaşmalı ya da Erdoğan’ın yetki kullanımıyla bir erken seçime gidecek. Çünkü Erdoğan AKP’nin tek başına iktidar olabileceği umudunu taşıyor. Bunun için seçimlerde kendilerine avantaj sağlayacak her yolu deniyor, her kararı alıyor. Ama bu kararlar ülkeye acı, şiddet, kan ve ekonomik fatura olarak dönüyor. Eğer seçmen; kendi siyasi geleceklerini memleketin geleceğinin önüne koyan ve ülkeyi her türlü maceraya sürükleyenlere sandıkta daha esaslı bir tokat vuramazsa, Türkiye korkunç bir kaos coğrafyası olmaya adaydır.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap