Ben diyeyim “6 ayda bir”, siz söyleyin “15 bin kilometrede bir”, ya da onlar desin, “Bir yerinden en küçük bir ses geldiğinde...” Arabasını kontrol ettirir de, kendisini hiç ettirmez. Sanırsın ki, araba ona değil, o arabaya hizmet etmek için görevlendirilmiş. * Sığıra katkısız tuzu yedirir de, kendisi sodyum klorür haline dönüştürülmüş rafine tuzu zıkkımlanır. Sanırsınız inek onun için değil de, o inek için yaşar! * Eee, boşuna dememişler, “insan olmak zor zanaat” diye!

SURİYE’DE JETON GEÇ DÜŞTÜ!

Bugün olup bitenleri ABD ve İsrail 50 yıl önce biliyor, bizler 40 yıl önce okuyor, ama ne yazık ki 2002’de hükümet olanlar 10 yıl önce önlerine Büyük Ortadoğu Projesi denilerek bugünkü harita konmasına rağmen ancak ve ancak 1 yıl önce görüp anlayabiliyorlar. Buna ne denir? Akıl ile bir şey demek mümkün değil. Gırgır geçerek, “bazılarında jeton geç düşer düşüyor!” desek! Hem de güneyimizdeki PYD ile onların kuzeyindeki PKK kafa kafaya vermiş, İsrail güdümünde anlaşmış olmalarına rağmen...

EMEKLİ ZAMMINA ALUŞURUH!

Bakmayın öyle 60-70 liralık zamma isyan eder görülmelerine... Geçicidir, geçici... 3-5 gün, alışır emekliler... Nasıl mı? Bayburtlu Fıkraları kitabından: Sarıp sarmaladığı 100 gram etle eve gitti, hanım dayanamadı: -Eee efendi. Hep bele mi cekeceyük? -Yoh hatun hepsi, 40 gün. -Eee 40 gün sonra ne olacak? -Aluşuruh hatun aluşuruh... 

HABERCİ OLDUĞUNUZU UNUTMASAYDINIZ!

Bazı meslektaşlarımız, gözleri önünde olup bitenleri uzaktan yanlış gördüğümüzü ya da algıladığımızı yineleyip duruyorlar. İyi de, ortada yanlış bir görür gibi olma, ya da anlama var ise, sebebinin kamu adına görev yapan kendileri olduğunu nasıl anlamıyorlar? Yazsaydınız da doğrusunu öğrenseydik ya... Tabii, dedikodu yapmaktan vakit bulamadığınız için, sizi maruz görüyoruz. Ama gerçekler, hele hele muhabir olma gerçeği var ya... Hah işte oraya bu tavır hiç ama hiç uymuyor.