SON DAKİKA



Haber > Gündem > İran'a deve, Türkiye'ye tüyü...

İran'a deve, Türkiye'ye tüyü...

23 Temmuz 2015 Perşembe - 11:03








İran'ın başta ABD olmak üzere uluslararası camia ile nükleer anlaşmayı imzalaması, Ortadoğu coğrafyasında çok ama pek çok şeyi değiştirecektir. * Tabi ki; Türkiye'yi de, onun ‘T’si olan Trabzon'u da etkileyecektir. Hele hele 1983-1990 arasında Trabzon limanından İran'a yapılan transit nakliyatı hatırlayıp, aynı yoğunluğun olacağını düşünenlere göre çok ama çok etkileyecektir. Yerel gazetelerimizden birinde "İran ile transit ticaret, bölgeyi kalkındırır" başlığı ile atılan manşetle bunları hatırladım. Ama biline ki; bu nükleer anlaşma sonrası meydana gelecek her türlü olumlu gelişmeden, pastadan en büyük payı İran alacaktır. * İşte bu noktada gel de ömrünün yarım asrı İran ile olan ticarette geçmiş, 12 yıl Türkiye-İran İş Konseyi Başkanlığı yaparken, Ekim 2014'te aramızdan ayrılan Ali Osman Ulusoy'un 3 yıl önce söylediklerini hatırlama: -"Düşmanlıklar kalıcı değildir. Amerika ile İran yakın bir gelecekte anlaşacaklar. Bu da bu coğrafyada geleceğin İran olacağının göstergesidir. Türkiye çok iyi hesap kitap yapmalıdır." * Görünen o ki; son anlaşma ile İran deveye sahip olacak, Türkiye ise tüyü ile yetinerek "Biz de kazanıyoruz" diyecektir. Ya da şöyle diyebiliriz; "Nükleer anlaşma İran'ı uçurur, bize de kanatlarının serpintisi kalır!"

DENİZİ BALÇIK YAPIYORLAR...

Havaların ısınmasıyla denize balıklama dalanlardan bazılarını maalesef kaybediyoruz. Yüzme bilmese de, ben yine de kıyılarda insanların boğulmasına bir anlam veremiyorum. Ama bana öyle bir yanlış iletildi ki; "Acaba" diyerek yazıp, yetkilileri uyarmak zorundayım. Bazı kıyılarda bazı kişiler denize tahkimat yapmadan gelişi güzel toprakla dolduruyorlar. Denizin dibi adeta balçıkla kaplanıyor. Hem denizin hem denize girenin dengesi bozuluyor. Sonrası? Sonrası malum. Bizden hatırlatması, uyarması.

RÜZGAR EKTİK, FIRTINA BİÇİYORUZ...

Hiç işimiz yokken, başta Yahudi İsrail olmak üzere başkaları adına bir gecede "Kardeş Esad"ı, "Düşman Esed" ilan edenlerin "6 ay sonra Şam'da cuma namazı kılacağız" diyerek benzin döktükleri karmaşa, kargaşa ve savaştan canımız gidiyor, malımız yanıyor. Aradan geçen yaklaşık 4 yılı tahlil edince, PKK'nın kardeşi PYD'den tutun da, IŞİD'inden Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) kadar, neredeyse tamamına yakını paralı asker olan, güneyimizi kan gölüne çevirenlerle muhabbetli günlerimiz, zamanlarımız olmuş. Şimdi, şikayet edip duruyoruz. Anlayacağınız; rüzgar ekmişiz, şimdi fırtına biçiyoruz. Ama ne hazindir ki; bu ülkeyi yönetenler rüzgar ekmenin ardından fırtınanın geleceğini hiç ama hiç hesap etmemişler, kendi ifadeleri ile ‘anlayamamışlar’. Kendilerine anlatılmadı mı? O kadar çok anlatıldı ki! Ama hani derler ya; "Anlamak istemeyene anlatmak kadar zor bir şey yoktur".


AYNI ŞEYLER...

Mehmet Akif'in; "Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?" uyarısına rağmen, ‘başta ahaliyi yönetenler olmak üzere cümle alem niye hâlâ aynı hataları yapıyorlar?’ diye kendi kendime sorup duruyorum. Cevabı buldum: "Herkes aynı şeyleri yaşıyor, ama ayrı şeyler hissediyor!" Bundan olsa gerek!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap