Bugün Ankara’da bürokraside önemli bir yerde bulunan önemli  bir isimden bahsedeceğim.

Karadenizli bir hemşerimiz...

1952 yılında Samsun’da doğdu.

Trabzon’da hayata atıldı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde okudu.

Yine oradan mezun oldu.

Sonra aynı fakültede genel mimari üzerine master yaptı.

Yani yüksek mimar mühendis...

Peki sonra?

Mimar olarak mı mesleğe devam etti?

Hayır.

Çok farklı bir meslek ile...

Girdiği TRT sınavını kazanmıştı.

Mimar adam Türkiye’nin en ünlü spikeri oluyordu.

Önce Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu  Trabzon Radyosu spikerliği ile buluştu.

Kendini hemen  kanıtladı.

Önü açıktı...

Sonra  Trabzon’a veda ederek ‘Ver elini Ankara’dedi…

Önce TRT Haber Merkezi Redaktör Spikerliği ardından Haber Merkezi Müdürlüğü görevine getirildi…

Başarı merdivenlerini çıkmaya başlarken bir anda kendini siyasette buldu.

Millet onu TBMM’de görmek istedi.

Turgut Özal onu keşfetti...

Onun teklifi ile memleketi Samsun’dan ANAP’tan TBMM XVIII. dönem milletvekili seçildi...

TBMM’ye girdi.

TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığı, TBMM Başkanlık Divanı Kâtip Üyeliği yaptı.

TBMM’de önemli izler bıraktı.

Sonra kendi arzusu ile siyaseti bıraktı.

Sonra yeniden gazetecilik mesleğine döndü.

Anadolu Ajansı Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı oldu.

Ardından Doğan TV Ankara temsilciliği...

Dur durak bilmedi.

Sabah ve A Haber Ankara Temsilciliği...

Takvim Gazetesi’ndeki muhteşem yazıları ile  halk ile buluşmaya devam etti.

Kendine has tarzı ile usta bir kalem olduğunu da gösterdi.

2016 yılında Başbakan Başmüşaviri görevine atandı.

Şimdi ise Ankara’da Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü. Yani ’Durmak yola devam ‘diyor.

Çok farklı örnek bir isim...

Her kesim tarafından sevgi ve saygı görmek, Türkiye’nin uzun yılardır zor şartlarında arkasında tek bir olumsuz iz bırakmadan yola devam etmek öyle kolay iş değil ki!..

Ama ‘Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz’ misalidir o da.

Vatanına, milletine, bayrağına sımsıkı bağlı gerçek bir vatansever ...

Gerçek bir beyefendi…

 Alçak gönüllü, mütevazı…

 Kapısı herkese açık.

Mert, dürüst, çalışkan,

Güler yüzlü, dost canlısı...

Hiç abartmadan böyle bir adam.

Herkes tarafından benimsenen bir adam.

Kolay değil...

Sorun onu  tanıyanlara cevapları farklı olmaz.

Uzun yıllar geçse de hala Trabzon’da önemli dostlukları olan bir adam.

Geçtiğimiz günlerde kendisini ziyaret ettim.

Arkasından söylenen övgü dolu sözlerin adamı.

KTÜ’de okuduğu yılları, TRT Trabzon Radyosu’nda spikerlik yaptığı dönemleri hiç unutmuyor.

O dönemleri, dostluklarını anlatıyor.

En kısa zamanda çok sevdiği Trabzon’u ve Trabzonluları ziyaret ederek eski günleri anmak istiyor.

Şu bir gerçek ki…

Bu ülkede hem siyaset hem bürokrasi hemde gazeteci olakrak nesli tükenmeye başlayan adamlardan biri o.

Hizmeti sürüyor.

Onun Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü görevinde bulunmasının Türk basını için de büyük bir şans olduğunu söylemek mümkün.

Çünkü bugüne kadar yaptığı her işin hakkını verirken arkasından hep güzel duygularla bahsedilmiş,

Çizgisi hiç bozulmamış,

İnsanlara yukarıdan hiç bakmamış,

Her kesim tarafından sevilmiş, sayılmış olmak ne güzel duygu...

İyi bir gazeteci...

İyi bir televizyoncu...

İyi bir siyasetçi...

İyi bir bürokrat...

İyi bir insan...

Ve ADAM...

O adam;

MEHMET AKARCA...

Allah yolunu hep açık etsin.