İsviçre’nin Davos kentinde yapılan Dünya Ekonomik Zirvesi’nin akıllara kazınan sözleriydi Erdoğan’ın “One minute (bir dakika)’’ çıkışı. Dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le katıldığı panelde, defalarca ‘’One minute’’ deyip Peres’e şöyle seslenmişti: “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz.”

Oturumu terk eden, ‘’Bir daha da Davos’a gelmem’’ diyen Erdoğan, bir saat sonra Türkiye – İsrail dostluğundan söz etmişti, ama sonrasında bu anımsanmadı.

Algı merkezi, Türkiye ve İslam dünyasında heyecan yaratan bu çıkışı bir projenin parçasına çevirdi. Türkiye’de bir kahraman olarak karşılandı Erdoğan, Arap dünyasında gösteriler yapıldı. Öyle ya, ‘Şeytan’ın reisine ‘’One minute’’ demiş ve haddini bildirmişti.

BOP OPERASYONU

Tam da bu dönemde AKP iktidarı, ABD’nin tüm İslam dünyasını dönüştürmeyi, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 22 devletin sınırlarını değiştirmeyi amaçladığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) yeni versiyonunu devreye soktu.

BOP’un hayatiyet bulabilmesi için bir Sünni blok gerekliydi. Bunun lideri de elbette BOP eş başkanı, yumuşak İslam ülkesinin lideri Erdoğan olabilirdi. Ancak, ‘Arap Baharı’ ile yakılan meşale, Arap Mahallesi’nin özgürleşmesine değil, büyük bir yangın yerine dönüşmesine yol açtı. Erdoğan’a biçilen bu liderlik pompası, ‘Mavi Marmara’ katliamını getirdi. Bazı köktenci grupların da çabasıyla yardım için Gazze’ye doğru yola çıkan Mavi Marmara gemisi, İsrail’in kanlı operasyonuna maruz kaldı ve 9 sivil masum insan katledildi. İktidar bu katliamı önlemek için hiçbir şey yapmadı.

HER YOL İSRAİL

Bu olaylardan sonra Türkiye İsrail ilişkileri görünürde hep kötüydü. Ancak Türkiye’nin bölge politikaları, nedense hep İsrail’in işine geldi.

‘One minute’den sonra, en önemli amaçlarından biri İsrail’in güvenliği olan, ‘füze kalkanı sistemi’ kuruldu. Malatya Kürecik’teki üssün birinci hedefi, komşularımız Rusya ve İran’dı. İkinci hedef ise İsrail’in İran, Irak, Suriye, Hamas ve Hizbullah’tan korunmasıydı. Hamas’ın, İsrail’in saldırılarına yanıt olarak yolladığı roketler, Türkiye’den gelen bilgilerle vuruldu. Türkiye, ABD ve NATO çıkarları için Rusya ve İran gibi ‘dost’ komşularını ‘düşman’ sınıfına sokarken, sözde düşman İsrail’e en yaşamsal katkıyı verdi.

İSRAİL-TÜRKİYE BARIŞI

Erdoğan yönetimi, uyguladığı politikalarla katile kalkan olurken, Kaddafi Libya’sı gibi İsrail’in en büyük düşmanlarından birinin çökertilmesine katkı sağladı. Yaklaşık 4 yıldır da, İsrail’in en büyük düşmanı Suriye’nin kanlı tasfiyesinde önemli rol oynadı, böylece Filistin davasına en büyük darbelerden birini vurdu. 

Şimdi Erdoğan yönetimi ya da AKP Hükümeti İsrail’le barışmak için masada. AKP, İsrail’i ‘Türkiye’nin dostu’ ilan etti. Rusya ile ilişkileri zehirlenen Türkiye, tamamen ABD-İsrail-AB çizgisine oturtuluyor. Elbette komşularla barış içinde bir arada olmanın yollarını aramalıyız. Ama kimsenin egemenlik hesaplarının taşeronu ya da kurbanı olmadan...