Erdoğan, Kayseri’de şunları söyledi: OYUNU TERSE ÇEVİRDİK 28 Şubat’ta postmodern şekilde Meclis’i tehdit ettiler. Meclis’in iradesini gölgelediler. 27 Nisan gününde Meclis dışı çevreler bildiri yayınladılar, Meclis’i tehdit etmek istediler. TBMM’yi korkutmak, sindirmek istediler buna biz izin vermedik. Geçmişte yaşanan acıları çok iyi bildiğimiz için, kefenimizi giyerek çıktığımız için izin vermedik. Çünkü biz kararlıydık bu oyunu tersine çevirecektik, hamdolsun çevirdik. Susmadık, Meclis’in iradesini tehdit edenler boş durmadılar. CHP, MHP BİR ŞEYLER ÖĞRENDİ Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devrim niteliğinde karar aldık. ‘Türkiye’de cumhurbaşkanını vekiller değil, asiller belirleyecek’ dedik. Şimdi 10 Ağustos’ta bu ülkede cumhurbaşkanını, yani cumhur, kendi başkanını seçecek. Şimdi CHP, MHP çıldırmaya başladı. Cumhurbaşkanı ile Başbakan kendi aralarında oturup cumhurbaşkanını seçeceklermiş. Biz öyle bir şey söylemedik ama biz istişare yapan partiyiz. Kimsenin istişare yapmadığı yerde biz istişare ile kararlarımızı aldık. Şimdi en geniş istişarelerimizi yapıyoruz. CHP de MHP de bir şeyler öğrendi ha. Kendi aralarında bir şeyler yapıyorlarmış. Onlar da şimdi adaylarını gösterecek. Partimiz de gösterecek ve Ağustos 10, birinci tur. Temenni ederim ki, milletim inşallah kararını verir, gümbür gümbür yeni cumhurbaşkanını millet olarak seçer. NE DEDİĞİMİ ANLAMIŞLARDIR Tabii bundan rahatsız oldular, olacaklar. Niye, artık bu ülkede Meclis’in yetkisini gasp etmek isteyenlere milletim en güzel cevabı meydanlarda verdi, veriyor. Ben buna inanıyorum. Utanmadan, sıkılmadan iktidarımızı yolsuzlukla suçladılar. Biz CHP, MHP’nin koalisyon yapabileceğini biliyorduk ama buna bir de BDP katıldı. Bir de buna Pensilvanya katıldı. Pensilvanya’ya dediler ki, sen lokomotif ol biz de vagon olalım. Çünkü onların elinde bir güç vardı. Biz bunlara tabii iyi niyetimizle davrandık ama bunlar iyi niyetimizi suiistimal ettiler arkadan vurdular. Sayın Cumhurbaşkanımızı dinlediler, beni dinlediler, Genelkurmay Başkanımı, Meclis Başkanımı dinlediler. Anayasa Mahkemesi’nin başkan ve üyelerini dinlediler. Herhalde birileri ne demek istediğimi anlayacaktır. Geçtiğimiz yıl Gezi olayları boşuna çıkmadı. Ne yapmak istediler, zannettiler ki Ak Parti iktidarını zora sokacağız. Gezi olaylarında cevaplarını aldılar. Yetmedi 17 Aralık dediler. 17 Aralık’ta da cevabı aldılar. Yetmedi 25 Aralık dediler, yine gerekli cevabı aldılar. NE HOCA EFENDİSİ Kendisine çağrı yaptım, samimiysen, dürüstsen, suçlu değilsen ülkeni seviyorsan gel. Pensilvanya’da inzivaya çekilmiş. Kayseri’den daha güzel inzivaya çekilecek yer olur mu? Pensilvanya bir inziva yeri olabilir mi ya? Bu oyunu birbirinden iyi ayırmamız lazım. Bir Müslüman, Müslüman kardeşini arkadan hançerlemez. Bir Müslüman, Müslümanı bırak, Müslüman olmayanı dinleyemez, haremine giremez, onu gözetleyemez. Bizim dinimizde böyle bir şey yok. Hocaefendi. Ne hocaefendisi yahu? Böyle hocaefendi mi olur? BABAM OLSA ACIMAM Sen Başbakanı nasıl dinlersin, Enerji Bakanımı, Adalet Bakanımı nasıl dinlersin? Yasal olarak dinlemek bile yasaktır, bunlar bunu bile yaptı. İnlerine gireceğiz, inlerine. Akşamdan sabaha olmuyor. Ama olacak. Sabırla, yavaş yavaş bunu da yapacağız. Ülkem için ulusal güvenliğimizi tehdit eden kim olursa olsun, babamız dahi olsa acımayız. Yolsuzluk noktasında ne olursa olsun, asla affetmeyiz. Emin adımlarla yürüyoruz. Durmak yok, yola devam dedik, devam edeceğiz. BEKLENTİLERİ OLDUĞU İÇİN Nerede bu paralel yapı, diyenler, bu soruları soranlar, paralel devleti, paralel yapıyı gizlemeye çalışanların ta kendileridir. Ya kendileri paralel oldukları için bunu gizliyorlar. Bu paralel yapıdan medet umdukları için, başka beklentileri olduğu için, bu örgütle kendilerinin dayanışması olduğu için bunu muhafaza etmeye çalışanlardır. Bunların hepsine diyorum ki, gidin aynaya bakın. Bunlar şantajcı, dublajcı ERDOĞAN, seçim öncesinde sesi kısıldığı için ertelediği Kayseri’deki toplu açılış töreninde vatandaşlara kaşkol dağıttı. Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde de şöyle konuştu: “Anayasa Mahkemesi’ni de dinliyorlar. Şimdi diyecekler ki, ispat et. Neyi ispat edeceğim? Her şey ortada. Çünkü bunlar şantajcı, bunlar montajcı, bunlar dublajcı. Önce dinliyorlar, ondan sonra arşive koy. Fakat çekirge bir sıçrar, iki sıçrar... İnlerine gireceğiz, inlerine.”