Son bir ay içinde 42 vatan evladı askerimiz ve polisimiz teröre şehit verildi. Yine, her zamanki gibi bağırmalar: “Şehitler ölmez, vatan bölünmez...!” Yine, her şehidin ardından söylenen büyük nutuklar: “Terörle bir yere varılmaz...!” Bunlar boş laflar! Bıktık artık. Şehitler Allah katında ölmez, milletin gönlünde ölmez. Ölmez de, eğer gerçekten ölmezlerse niçin defnediyorsunuz? Analarına babalarına sorun, ‘Evladınız nerede?’ diye.

Ey yetkililer, sorumlular! Vatana canlı evlat lazım, bu vatanın bedeli binlerce defa fazlasıyla ödendi. Hakkari’de şehit olan komiser Ahmet Çamur Çaykara’da toprağa verildi. Üç kız evladı yetim kaldı. Artık babalarını hiç göremeyecekler. Her Türk evladı şehit olmayı şeref sayar, şehitliğin en yüksek mevki olduğuna yürekten inanır. Fakat, kendi çocuklarını askere göndermeyenler şehitler için konuşuyorlar ya; işte PKK kurşunundan daha fazla yürekleri dağlayan da bu oluyor. Terörle bir yere gelinmezmiş!

Bin defa yalan. PKK terörünün başladığı 15 Ağustos 1985’te Eruh ve Şemdinli ilçelerini basan ve bu arada Er Süleyman Aydın’ı şehit eden ekipte bulunan Seferi Yılmaz bugün Şemdinli Belediye Başkanlığı makamında bulunuyor. Bulunuyor da Şehit Süleyman Aydın nerede? Örgütle bağlantılı siyasi parti, bugün TBMM’nde 80 milletvekiline sahip. Irak’ın kuzeyindeki Barzani’nin devleti(!) nasıl kuruldu ki?

Yunanistan, Bulgaristan devletleri nasıl kuruldular? Türkiye bugün Birinci Dünya Savaşı döneminden bu yana yaşadığı en ağır güvenlik ve beka sorunlarıyla karşı karşıyadır. Oysa sorumlu siyasiler; hala günü, saltanatı ve kendilerini kurtarmanın peşindeler. Karşınızda bağımsız bir devlet kurmak isteyen bir illegal örgüt var ve siz onunla görüşüyorsunuz. Peki o ne yapıyor? Açıkça, sizi hiç takmıyor. Olan vatan evlatlarına oluyor. Gün geçtikçe ülkenin parçalanma tehlikesi büyüyor. Şehitlere saygı bu mu? Şehide saygı yalanla olmaz!

Gereğini yapın artık! Demokrasi; topluma sahip çıkan, topluma karşı kendini sorumlu tutan, topluma faydalı olacak yönde hareket edebilme şuurunda olabilen insanların rejimidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hukuk kuralları içinde bu çirkin terörü bitirebilme güç ve imkânlarına sahiptir. Yeter ki, yöneticileri gerekli azim ve iradeyi gösterebilsin. Söyleyecek çok söz varsa da birden aklıma Tahir Karagöz’ün bestesi geldi: “Ne diyeyim ki Hakk’ın duygusu Sizde bir türlü, bizde bir türlü.”