SON DAKİKA



Haber > Gündem > Süleyman Şah, bizim için bir tuzağa dönüştürülecek

Süleyman Şah, bizim için bir tuzağa dönüştürülecek

01 Mart 2015 Pazar - 10:24








Süleyman Şah Türbesi için gece yarısı düzenlenen Şah Fırat Operasyonu beklendiği gibi bazı kesimlerin övgüsüne, bazılarının ise eleştirilerine neden oldu. Türkiye'nin toprak kaybettik söyleyenler haklılar ama, yılları karıştırmışlar. O topraklar 1926 yılındaki Ankara Anlaşması'yla kaybedildi. Yoksa Musul, Kerkük ve bu iki bölgedeki petrol yatakları işgalci İngiltere'ye 500 bin Sterlin karşılığında verildi; bir türbenin yerini değiştirenlere ise toprak satan hain damgası vuracak kadar zavallı oluyorlar. Süleyman Şah Türbesi 1975 yılına kadar Türkiye sınırına 100 kilometre uzaklıktaki Caber Kalesi’nin eteklerindeydi. Birinci yer değişikliği 1939 yılında Refik Saydam hükümeti iş başındayken gerçekleştirildi. Harabeye dönmesi üzerine tamiri de mümkün olmayan türbe, kale içinde başka bir noktaya taşındı. 1975 yılında Süleyman Demirel iktidardayken aynı türbe bu kez Caber Kalesi'nden çıkarılarak Karakozak bölgesine taşındı. CHP'li Refik Saydam döneminde taşınınca da sıkıntı yok, Süleyman Demirel döneminde koca Caber Kalesi'ni verip 10 dönümlük araziye "Eyvallah" deyince problem yok ama, AK Parti döneminde taşınınca "Vay efendim siz kanla aldığımız toprakları masa başında verdiniz!"

ÇATIŞMA OLMASI MUHTEMEL

Süleyman Şah Türbesi’nin bulunduğu toprak parçasının hiçbir manevi değeri ya da kutsiyeti yoktur. Zaten daha önce de Suriye topraklarında farklı sebeplerden dolayı iki defa yer değiştirmiştir... Türbenin bulunduğu karakoldaki bayrak indirilmeden önce aynı büyüklükteki bir toprak parçası (yine Suriye içerisinde) çevrilip bayrak dikilmiştir. Toprak verilmemiştir. Türbedeki karakol (30-40 asker) sadece bir karakoldur... Askeri bir üs değildir... Yani ağır silahlar, tanklar, araçlar, hava gücü.. vs, yoktur... Karakol, birçok farklı unsurun bulunduğu, sıcak çatışmaların devam ettiği, güvenliğin olmadığı, saldırıya açık bir bölgededir... Bir saldırı anında Türkiye’den müdahale etmekte geç kalınabilir... Daha önce Musul’daki konsolosluk baskınında rehin alınan görevliler ve aileler göz önüne alındığında benzer bir hadisenin ya da çatışmanın olması muhtemeldir. 

BATI BASININDA OPERASYON

Son günlerde bütün bölgede çok ciddi değişiklikler belirginleşiyor, IŞİD üzerinden, örgütler üzerinden sadece Irak ve Suriye değil, Libya’ya kadar uzanan bölgede olağanüstü bir hareketlilik var. Bu hareketlilik çok yakın zamanda sarsıcı gelişmeleri öne çıkarabilir. Çünkü bu çerçevede bir ihtimal daha var: Son günlerde Ürdün, Mısır ve Libya’da da etkisini gösteren, hızla bölgeselleşen IŞİD’e yönelik geniş kapsamlı bir operasyon ihtimali giderek güç kazanıyor. Böyle bir durumda örgütün koalisyonda yer alabilecek olan Türkiye’ye yönelik ilk saldırısı Süleyman Şah’a olacaktır. Bu da askerlerimizin orada kurban edilmesi demektir. Yine bazı kaynaklar, örgütün Türkiye içinde de birtakım hazırlıkları olduğuna dair iddiaları bir süredir dillendiriyordu. Yabancı istihbarat servislerinin oldukça etkin olduğu örgütün bir anda Türkiye’ye yönlendirilmesi pekala muhtemeldir. Türkiye içindeki terör saldırıları kuvvetle muhtemel bundan sonra IŞİD adı kullanılarak yapılacaktır. Hem Süleyman Şah’a saldırı ihtimali hem de Türkiye içinde saldırı ihtimalleri Türkiye’yi harekete geçirmiş olabilir. 


SPEKÜLASYONLAR

Son günlerde, özellikle CHP ve Türkiye içindeki bazı çevreler, Süleyman Şah’a saldırı olacağına yönelik spekülasyonları öne çıkarıyordu. Spekülasyonlar, bir ihtimali veya endişeyi dile getirmekten çok, birilerinin, içeride bazı çevrelerin de bilgisi dahilinde, Türkiye için çok özel bir yer olan Süleyman Şah türbesine bir saldırının provoke edildiğine dair kanaatleri besliyordu. Bir şeyler tezgahlanıyor ve bazı çevreler bu tezgahın farkındaydı. Belki de bir işbirliği söz konusuydu. Türkiye içinden ve dışarıdan bazı çevreler, IŞİD üzerinden veya IŞİD süsü verilmiş bir organizasyon hazırlığındaydı. Bu anlamda Süleyman Şah, IŞİD meselesi olmaktan çıkarılıp, seçim öncesi Türkiye kamuoyunu dalgalandıracak bir iç mesele olarak hazırlanıyordu. Birileri terör üzerinden Türkiye ile hesaplaşmak istiyor, bunun için de en hassas ve tarihi yerlerden biri olan Süleyman Şah Türbesi'ni öne çıkarıyordu. 

KÜRTLERLE İŞBİRLİĞİ

İşin daha da dikkat çekici yönü, operasyonu Türkiye’nin Kürtlerle işbirliği içinde yapması. Bu işbirliği her ne kadar son operasyonda çok önemliyse bile IŞİD’in Türkiye’yi hedef seçmesi için bir gerekçe olarak kullanılabilir. Kimse yanlış anlamasın ama Mısır ve Ürdün olayında olduğu gibi, örgüt bu gerekçe üzerinden Türkiye’ye yönlendirilebilir. Üst akıl Ürdün ve Mısır’ı nasıl tuzağa düşürmüşse Türkiye’yi de böyle tuzağa çekiyor olabilir. Ancak asıl güçlü ihtimal bu değil. Güçlü ihtimal ya da tezgah; örgütün Süleyman Şah’a saldırması, oradaki askerlerimize zarar vermesi olacaktı. Böylece Türkiye ile örgüt karşı karşıya getirilecek, Türkiye içine de yansıyacak şekilde uzun süreli yeni bir terör dalgası ile boğuşmak zorunda kalacaktı. Bu ihtimal tamamen yabancı kaynaklı bir senaryodur ve hala çok ciddidir. Yani Süleyman Şah, bizim için bir tuzağa dönüştürülecekti.  

570 askerin bir gecede, askeri araçlar ve ağır silahlarla, insansız hava araçlarıyla takip edilerek Suriye’ye girmesi türbedeki sandukaları ve emanetleri alıp, karakoldaki askerlerle birlikte Türkiye’ye dönmeleri başarılı bir operasyondur, gurur vericidir... Üzüntümüz, kaza sonucu verdiğimiz şehidimizdir...


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap