Son zamanların siyasal konjonktürüne bakıp, hem dış olayların hem de dahili olayların sentezini yaptıktan sonra etrafıma sordum, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kızıyorsunuz ya...”, neden kızdığınızı merak ediyorum? Bugüne kadar teröristler ülkemize İran, Irak ve Suriye’den girer, zamanın hükümetleri beyanat verir, “Bir komşu ülkeden gelen...vs..”. Be adam nereden geliyor bunlar söyleseniz, yok. Bunu dahi söylemekten tırsarlardı. Dün akşam TV’yi açtım Sayın Erdoğan konuşuyor; “Güneydoğumuzda, ülkemiz içinde PYD, PKK ve IŞİD teröristlerinin tümü, bizi güya hizaya sokmak için uğraşan Batı aleminin desteklediği terör örgütleridir... vs.” Bunu açıkça söyledi. ABD, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerini sıraladı... Tırsmadan, vatandaşın beklentisine cevap gibi. Bugün tüm Batı alemi birlik olmuş, Türkiye’de Erdoğan düşmanlığını açıktan veya örtülü desteklemekte ve Erdoğan’ı devirmek için çalışmakta, doğru mu? Bu kesin. O vakit benim donelerime göre ‘Batı’nın düşmanlığı’, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TC için faydalı ve gerekli bir kimse olduğu gerçeğini ortaya çıkarıyor. Düşünüyorum; Dünya bu konuda Türkiye’deki mevcut azınlık ta olsa ‘Erdoğan karşıtlığı’ okunu, öyle güzel ‘dahili siyaset’ okuna çeviriyor ki. “AKP iktidara geldi terör azıttı(!)” iddialarına ise ancak art niyetle; Erdoğan, hükümet ve Türk düşmanları güler. Evet bu terör arttırıldı, sırf ‘birileri içerden bu sloganı söylesin’ diye arttırıldı, gözüm kör değil hoş. Güney Suriye’de (sözde) Kürt, esasen kukla bir bölgenin gayesi, Türkiye’nin Kerkük petrol boru hattını elinden almak olduğunu tabii kör gözler göremez. Bu olayların sebebini akıl edemez. Ne yazık ki “Erdoğan varlığı korkusu” dış basının ve mihrakların ustaca dolduruşu ile iç muhalefeti de alet edebiliyor. Herkesin düşüncesine elbette saygımız var. Türkistan’ın nasıl yutulduğunu araştırın, anlayın gayelerini ve taktiklerini. Fakat yorgan yandıktan sonra ağlamak yok. Ha, şunu da söyliyeyim ki; bana göre Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yorganı bu zihniyete yaktırmaz, birileri boşuna sevinmesin. Mesela, şu son zamanda Almanya’nın Ermeni provakasyonuna Sayın Erdoğan ve hükümet ne dedi? “Bu karar yok mesabesindedir.” Avrupa dediğin kalleş, iki yüzlü, arlanmaz, utanmaz bir millet. E onlara entegre olmuş bizim birkaç Almancımız da yağcılık etmek ve onlara yaltaklanmak için destek verdiler. Peki, Sayın Erdoğan ne dedi? “Merkel oylamaya katılmamakla kendisini kurtaramaz. Dürüst birisi olsa idi oylamaya katılıp, ‘hayır’ oyu verirdi.” “Bir Devlet Başkanı” demedi değil mi? Siz bundan önce sayın Erdoğan’ın dış siyasette attığı bazı postalara güya kızıp “Bizi herkesle kötü etti”yakıştırması yapıştırdınız ya. Şimdi siz ne dediniz? Hiç. Sustunuz. Biliyorum sizin de hislerinize ortak oldu sizin de sesiniz oldu. Fakat ne hikmetse taktirlerinize mazhar(!) olamadı. Yoksa yanlış mı yaptı? Sesini çıkarmasa mı idi? Orada da mı yanlış yaptı? Artık Güneydoğu terörü, ‘Gezi Parkı’ lapacılığının, 17- 27 Aralık olayları hengâmesinde olan Alman parmaklarını da mı göremedik? Türkiye’nin ortaya koymaya başladığı ikinci boğaz ve 3. Havalimanı projelerinin Avrupa ve Almanya için neler ifade ettiğini onlar keşfetti de bizim Gezi’ci arkadaşlarımız(!) halen anlayamadılar ise o vakit “Erdoğan’a kızmaya devam edin”. Hadi şimdi Gezi Parkı’nda kutlamalara(!) katılıp, Güneydoğu’da PKK’ya destek olup; Selahattin Demirtaş, Figen hanım, tavuk kümesine saklanan Ertuğrul ile kol kola meydanlarda gezinin. Buyurun, siz önden devam edin, ben peşinden geleyim...