SON DAKİKA



Haber > Giresun > Karadeniz’in Çanakkale’si

Karadeniz’in Çanakkale’si

10 Mart 2018 Cumartesi - 09:00




Trabzonlu yönetmen Halil Demirci'den bir başyapıt daha…





Bugüne kadar birçok başarılı belgesele imza atan yönetmen Halil Demirci, sıra dışı bir belgesel filmini daha vizyona koyuyor. “Son Cephe” adlı film Karadeniz'in Çanakkalesi Harşit zaferine ışık tutuyor, izleyenleri tarihi ve destansı bir yolculuğa çıkarıyor

“Son Cephe” Karadeniz’in Çanakkale’si Harşit zaferinin 100. yılında belgesel film oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla DEMHA Medya tarafından yayına hazırlanan 60 dakikalık belgesel film, Trabzon’un yetiştirdiği yönetmen Halil Demirci’nin imzasını taşıyor. Kars, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane, Erzincan, Trabzon, Rize ve Giresun illerinde çekilen filmde bölgenin Rus işgali ekrana yansıtılıyor. 1915-1918 yıllarında yörede yaşanan kara günleri, işgali, talanı, katliamı ve muhacirliği belgelerle ekranlara getiren “Son Cephe” belgesel filmi alanında bir ilk olma özelliğini taşıyor. Geniş bir kadroyla 10 ayda yayına hazırlanan “Son Cephe” Karadeniz’in Çanakkale’si Harşit Zaferi Belgeseli zaferin 100. yılında yayına giriyor. Dilerseniz, bu tarihi filmi, Trabzonlu yönetmen Halil Demirci'nin ağzından dinleyelim. Demirci, o destansı günleri anlatırken adeta tarihin kapısını yeniden aralıyor, yıllanmış dehlizlerden geçerek günümüze ulaşıyor.

Ey mezar taşlarına sarmaşıklar dolaşan

Ey dumanlı dağları yıldırım gibi aşan

Türk soyunun kahraman evlatları erleri


Can verip te aldınız yattığınız yerleri

Bu sakin tepelerde uyuyan kardeşlerim

Gönülleri ısıtan isimsiz güneşlerim

Hürriyetin benliğin eşşiz mücahitleri

İstiklal davamızın en büyük şahitleri


 

Kurtardığınız toprak şimdi sizi saklıyor

En derin muhabbetle sarıyor kucaklıyor…

ZAFERİN VE ACININ TANIĞI HARŞİT

Harşit; gür ormanları, çağlayan şelaleleri, yaylaları, mis gibi havası ve bin bir çeşit çiçeği ile aziz şehitlerimizi yüz yıldan beri koynunda saklıyor. Kuzeyi güneye bağlayan yaklaşık 170 km uzunluğundaki Harşit Vadisi'nde unutulmaya yüz tutan bir tarih yatıyor. Çok stratejik bir öneme sahip olan sarp yamaçların ve yüksek dağların çevrelediği vadinin eteğinden debisi yüksek bir çay akıyor: Harşit Çayı. Tarih boyunca nice sevinçlere, mutluluklara, acılara ve kederlere şahit olan Harşit…


HOCAM OLMASAN SENİ İDAM EDERDİM

Milletlerin tarihinde önem taşıyan dönüm noktaları vardır. Türk milletinin Anadolu’dan ve tarihten silinmesi için haçlı ittifakı bir araya gelmiş ve hilale karşı birleşmişlerdi. Birinci Dünya Savaşı'nda emperyalist güçler, Osmanlı Devleti'nin bütün topraklarını ele geçirmek için birbirleriyle yarışıyordu. 1 Kasım 1914’yılında Rus ordusu doğudan Osmanlı topraklarına girdi.

Enver Paşa Sarıkamış Harekatı'nı komutanlara tebliğ ettiğinde; Hasan İzzet Paşa direndi.

“Paşam bu plan iyi bir plan. Ancak mevsim kış. Bu harekat çok risk taşır. Baharı bekleyelim. Yollar açılsın” dedi. Enver Paşa’nın cevabı netti: “Hocam olmasan seni idam ederdim.”

SARIKAMIŞ'TA DRAM


Sarıkamış beyaz ve kırmızı bir felaket olarak çöktü Türk milletinin üzerine. Yaklaşık 90 bin şehit verdik Sarıkamış’ta. Ruslar 30 bin asker kaybetmişti. 93 Harbi, Balkan, Yunan, Yemen, Galiçya, Trablusgarp savaşlarından milyonlarca askeri şehit olan ve yaralanan olan Osmanlı ordusu; aynı anda Çanakkale’de, Kanal'da, Irak ve Kafkas Cephesinde savaşıyordu. Sarıkamış’tan sonra Rusların önünde silahsız, iaşesiz, takviyesiz, yokluk içinde, toparlanmaya çalışan üçüncü ordu vardı. Karadan gemiler yürüten, çağlar açıp çağlar kapatan ve üç kıtaya devasa ayaklarını basan Osmanlı Devleti; zayıflamış, şehirlerini koruyamaz olmuştu.

ASKER KAYNAĞI KURUMUŞTU

Bir akrebin kıskacı gibi, Rus ordusu güneyden Erzurum-Bayburt üzerinden, kuzey doğudan Karadeniz sahilinden harekete geçmişti. 118 bin askerden oluşan 3. Ordumuza iaşe getiren Türk gemileri Ruslar tarafından Karadeniz’de batırılmıştı. Sahil kuvvetlerine Rus donanması eşlik ediyordu. Osmanlı ve Rus ordusu arasında Karadeniz sahilindeki savaşlar Batum, Artvin, Ardahan, Borçka, Hopa yöresinde yoğunlaşmıştı. Teşkilatı mahsusa alayları ile milis güçlerimiz savunuyordu doğu vatan  topraklarını. Doğu cephesinde her karış toprak savaş alanıydı... Derelerin, tepelerin, sırtların, dağların savaşıydı bu. Her dere, her vadi, her sırt doğal bir cepheydi. Biri terk ediliyor, diğerine geçiliyordu. Osmanlı'nın savaştığı büyük cepheler; Karadeniz’de asker kaynağını kurutmuştu. Hastalık, yokluk ve açlığın bir kabus gibi çöktüğü bölgede çocuklar, ihtiyarlar ve kadınlar çoğunluktaydı…

MİLİS BİRLİKLER OLUŞTURULDU

Rus işgal ordusu her gün yaklaşıyordu. Batum’dan başlayan muhacir seli sahilden, yüksek dağlardan, sarp yamaçlardan, hastalık ve açlıkla mücadele ederek ölüm tehlikesiyle Rus bombardımanı altında batıya doğru akıyordu. Müslüman Türk milleti bu kara yıllarda düşmanın üstün güçlerine karşı direnmek için çıkış yolları arıyor, teşkilatlar kuruyor ve milis birlikleri oluşturuyordu. Osmanlı Ordusunun kazdığı son cephenin son siperleri Harşit’te. Tepealanı, Güvende arkası, Güvendebaşı, Ağaçbaşı, Kabaktepe, Naldöken, Balıklı kıranı, Gerdanlık tepedeki siperler unutulmaya yüz tutmuş. Güvende yaylasının kuzeyinden başlayan Harşit savunmasının şahitleri yakın savunma mevzileri her geçen gün yok oluyor.


ŞEHİT KANI KOKAN TOPRAKLAR

Acıdır ki; üzerinde otlayan koyun sürüleri, çobanlar ne de yanlarından geçen gezginler bu siperlerin farkında değil. Burcu burcu şehit kanı kokan topraklar. Maalesef Türk düşmanları efsaneler uydurup çocuğunu inandırmaya gayret sarf ederken Harşit cephesinde onlarca savunmanın yapıldığı mevziler yabani otlarla sarılmaya her gün biraz daha dolmaya ve unutmaya terk edildi. Osmanlı Ordu güçlerimizle milislerimiz, Harşit Vadisi'nde, sarp yamaçlarda, yüksek dağlarda ve yaylalarda düşmanın durdurmuş, Türk harp tarihine yeni zaferler kazandırmış, Rus ordusunun Harşit’ten batıya yaklaşık iki yıl ilerlemesini engellemiş ve geri göndermiştir…

"HARŞİT GEÇİLMEZ" DENMİŞTİ

30 Ekim 1916 yılında Çarlık Rusyası tarafından Harşit ve yöresi işgal edilmiş, bu soykırım ve talan hareketi 16 Aralık 1917 yılında Osmanlı Devleti ile Bolşevik Rusya Devleti arasında yapılan Erzincan anlaşması ile sona erdirilmiştir. Kahramanlarımız Harşit boylarında destanlar yazmış, Rus, Ermeni ve Pontuscuların hayali Harşit Vadisi'nden dönmüştür. 1914 yılında bölgede başlayan Rus işgali 1918’e kadar 4 yıl sürmüştü. Ordu birliklerimizle yiğit Karadeniz insanı Rusları Harşit’te 18 ay durdurmuş ve son cephe Karadeniz’in Çanakkale'si Harşit geçilmez demişti…

ÇETİN VE KANLI MUHAREBELER

8 Şubat 1918 tarihinde sabaha karşı Osmanlı askerlerinin Kürtün Kabaktepe’yi almasıyla ileri harekât başladı. Ermenileri silahlandıran Ruslar çetin ve kanlı muharebelerin yapıldığı Harşit Vadisi'nden kaçıyordu. Türklerin karşısında direnmeye çalışan soykırımcı cani ve katil Ermeni birlikleriydi. Vahşi ve katil Ermeniler Türk ordusu önünde çareyi bölgede soykırım ve mezalim yaparak kaçmakta buldular. 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa, Kafkas fatihi Kazım Karbekir Paşa,  Hüseyin Avni Alpaslan, Hacı Hamdi Paşa, Ordu ve milis güçlerimizin komutanı Hacı Osman Ağa ve arkadaşları bu savaşlarda önemli görevler ifa etmişlerdi…

AÇLIK, YOKSULLUK VE HASTALIK

Birinci Dünya Harbi'nde açlık, yokluk, salgın hastalık, bölgeyi bir sel gibi çiğnemiş geçmişti.

13 Şubat 1918 tarihinde Tirebolu’dan hareket eden sahil kuvvetlerimiz 13 Şubat 1918’de Görele’ye girdi. Ermenileri kovalayan birliklerimizin başında Osmanlının mümtaz paşaları 3. Kafkas Ordusu Komutanı Vehip Paşa, Kafkas fatihi Kazım Karabekir, yaralı bacağı ile milli kahraman Hacı Osman Ağa, diğer adıyla Topal Osman, Hüseyin Avni Alparslan, 37. Tümen Komutanı Kurmay Albay Hacı Hamdi Pirselimoğlu vardı. Harşit’ten Sarp’a vatan topraklarını Trabzon, Rize, Artvin, Batum, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan, Erzurum ve Karsı yeniden Anadolu’ya dahil ettiler.

KAYIP ŞEHİTLİKLER

Osmanlı Devleti’nin ünlü paşası Kazım Karabekir’in komutasındaki ordumuz Azerbaycan’a ulaştı. Ne hazindir ki bölgede bulunan yüze yakın şehitliğimiz yeterince araştırılmamış, Harşit cephesinde vatan topraklarını mübarek kanlarıyla sulayan aziz şehitlerimize bir abide bile çok görülmüştür. Üstün Rus güçlerine karşı sarp dağları savunan şanlı mücadelenin destan kahramanları, evlatlarınız sizi hiç unutmadı, unutmayacaktır. Aziz şehitlerimiz; uğruna kanınızı ve canınızı verdiğiniz yüce dağlarda rahat uyuyun. Aziz vatan toprakları için toprağa düşen yiğitlerimiz vatanın gerçek sahipleri müsterih olun. Tarihte hiçbir gücün bileğini bükemediği ve bükemeyeceği yüce Türk milleti sizin emanetinizi sonsuza kadar koruyacaktır.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap