Avni Aker’de sabaha kadar nöbet tuttuğu yönündeki imalı eleştirilere isyan eden Aslan, "Taraftarları sakinleştirmek, hakemlerin zarar görmesini engellemek için orada bekledik. Ben oradan ayrılsaydım, hem kulübüme hem arkadaşlarıma hem de Türk futboluna ihanet etmiş olurdum" dedi.

Trabzonspor Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Yakup Aslan, Gaziantepspor maçı sonrası yaşananların yanı sıra, kulübü değil de kendi menfaatlerini düşünenler hakkında çarpıcı mesajlar verdi. Olaylı Gaziantep maçı sonunda hakemlerin statta bekletilmesinin güvenlik gerekçesiyle olduğunun altını çizen Aslan, "Birileri çıkmış 'profesör sabaha kadar nöbet tuttu' diye imalı eleştiride bulunuyor. Bir kere ben ve arkadaşlarım kulübü düşündüğümüz, bir taşkınlığa mahal vermemek, Trabzonspor ve hakemlerin zarar görmemesi için sabaha kadar orada bekledik" dedi. Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama hiç kimse taraftarları sakinleştirmek, olaysız bir şekilde dağıtmak için çaba harcadığımızı söylemiyor. Ben bizzat taraftarlarla görüştüm. Hatta Emniyet güçlerinin ortamın gergin olduğunu, böyle bir görüşmeyi yapmamam gerektiğini bana söylemelerine rağmen, 'Benim canım yanıyor, kafam da yarılsa, taraftar tepki gösterse de çok önemli değil' diyerek, taraftarların arasına karıştım. Taraftarlarımıza, hakemlere çıkışta taşkınlık yapmamalarını, aksi halde büyük cezalar alabileceğimizi söyledim." "Taraftarlarımızın bu işi uzatmaması için yarım saat dil döktüm. Gerekirse 'kural hatası' olduğunu, maçın tekrarını sağlamak için Federasyon nezdinde girişimde bulunacağımızı kendilerine ifade ettim. Bu mücadele niçindi? Kulübümüzün ve hakemlerin zarar görmemesi içindi. Ben bir hekimim. O ortamda biri rahatsızlansa ben müdahale edeceğim. Arkadaşlarımı veya taraftarlarımızı polisle baş başa bırakıp gitmemi mi bekliyorlardı? Gitmem alçaklık olurdu; hem kulübüme hem taraftarıma hem yönetici arkadaşlarıma hem hakemlere hem de Federasyona ihanet etmiş olurdum. Hiç kimse olaya bu pencereden bakmıyor." "Bunun karşılığında ceza mı ödememiz lazım? Hayır. Ödül almamız gerekiyor. Federasyon bana ve arkadaşlarıma üstün gayretimizden dolayı ödül vermeli. Hakeme tek bir söz bile söylemedim, keza arkadaşlarım da. Polisler çıkarmak istedi de biz mi engelledik? Hayır. Korkunç bir kumpas var. Ulusal ve yerel birtakım güçler işbirliği halinde yürüyor. Hem maddi hem de manevi cezalar alındı, yazık değil mi bu kulübe? Bizim yaptığımız iyi şeyleri kimse söylemiyor. Orada bulunduk diye bizi linç etmeye çalışıyorlar."

Bu şehir sizi affetmeyecek

Üstü kapalı olarak Faruk Özak'ı da eleştiren Yakup Aslan, "Bu şehir kendisini ‘Trabzonspor’un abisi’ olarak geçinen kişiyi, aleyhimizde propaganda yapan eski yöneticileri asla ve asla affetmeyecek. Dünyada belki de ilk defa bir takım bu kadar hakem hatalarına maruz kalırken tek bir kelime söylememiş olmamalarından dolayı affetmeyecek. Ne taraftarımız ne camiamız ne de insanlar bunları affedecek. Sırf biz zarar görelim diye kendi kulüpleri olduğunu iddia ettikleri koskoca Trabzonspor için olumlu tek kelime söylemediler. Bu insanların Federasyon’da, Devlet makamlarında özellikle 'abi' diye geçinen şahsın pek çok tanıdıkları var. Onlara tek bir kelime etmedi" dedi.  

Utanacak biri varsa o biz değiliz

'Eski Başkan' diye andığı Sadri Şener’in "Utandım" ifadesine atıfta bulunan Aslan, şöyle devam etti: "Evet, bence de utanmış olması gerek. Kulübün avukatlarının hazırlamış olduğu dosyaları Federasyon’a verip de bu kulübün yıllarının ziyan olduğuna sebep olduğu için utanması lazım. Bunu da söyleyen bir avukat. Sadece kendini savundu. Kulübü ve kulübün haklarını savunmadı. Kendisi 'ben şikeye bulaşmadım' dedi. Sen kulüp adına çalışsaydın herkes senin yanında olurdu. Kendi kulübü olduğunu iddia ettiği koskoca Trabzonspor dilim dilim doğranırken, çıkıp da bir kelime bile etmedi. Bu iki utanç ona ömür boyu yapışacaktır."