Saatler gece yarısına doğru ben diyeyim "yelken", siz söyleyin "yelkovan" açmış iken, Avni Aker'in çimleri üzerinde biri Bordo-Mavi, diğeri beyaz forma giymiş adamlar bir şeyler yapıyorlardı! Ama ne yapıyorlardı? Gerçekten anlamak zor, hem de çok zordu. Ama, elimize "Maç kadrosu" diye tutuşturulan kağıda göz atınca, bunun bir Türkiye Süper Ligi müsabakası olduğunu anlayabiliyorduk. İyi de "süper" statüsünde hiç bir şey yoktu ki, ya da yapılmıyordu ki sahada... *Kargaların bile güleceği bir şeyler vardı. Hele hele Bordo-Mavi forma giyenler adına da, gecenin bir yarısı karga neden Avni Aker'de olsundu ki? 23 bin kişilik Avni Aker'de 3-4 bin seyirci, 165 kişilik basın tribününde de 40 civarında gazeteci vardı. Hepsi o kadar! *Yok yok o kadar değil...

Teknik Direktör diye kenarda Şota adında biri. Yanında da "Takımı Şota değil, o yapıyor" yakıştırmalarına muhataplığı giderek artan Sportif Direktör Süleyman Hurma. Onun da yanında, geçmişini mumla aratır hale gelip kendine hiç yakışmayan, kulübeye çekilen kaleci-kaptan Onur, Onur'un da yanında golcü diye onlarca milyon dolar verilerek alınan Cardozo ve N’doye... Onların da yanı başında Medjani, Sefa Yılmaz, Mustafa Yumlu ve Alper gibileri... *Gelelim kulübede oturmaktan daha beter bir halde sahada olanlara... Yaz en başa, sahada "Dünya yansa bir bağ otu yanmaz" misali dolaşan ve Trabzonspor'un yediği 2 golün de başlangıç hatasını "büyük" kategorisinde yapan Constant’ı. Hele hele 32'inci dakikada gelen ilk goldeki icraatı için "Bile bile yapılsa bu kadar olur" denecek türden olan Constant...

Yollayın gitsin Ocak'ta. *Gelelim, gol atma mevkiine alınan 3 adama. Deniz'in işi hiç değil, N’doye'nin de değil. Cardozo bu üçlü içinde bir numarayı hak edendir. Her ne olursa olsun... Süleyman Hurma "N’doye'yi aldık, oynamalı" dese de Şota, "Takıma ve kendime ihanet edemem. Bu takımda Cardozo varsa Cardozo oynar" demeliydi, diyebilmeliydi. 2 farklı öne geçen Antep, Şota'nın aklını başına getirdi ve Cardozo'yu oyuna aldı. O da gereğini yaptı. Sonuç itibariyle, golü veya golleri büyük hatalarından yiyen bir takım Trabzonspor... Attıklarını da rakiplerinin büyük hatalarından yararlanarak yapabilen bir takım.

Yani organize işlerle meşgul olmayan bir ekip. Böyle olduğu sürece de, taraftarına her maçta dokuz doğurtmaktan geri kalmayacak bir Trabzonspor var ortada. Antep maçında olduğu gibi. *Ancaak, 2-2'ye getirdiği ve de kazanabileceği bir maçı Trabzonspor hanesine 3 puanlı olarak yazdıramamış ise son dakikalarda Aykut'un direğe vurduğu kafa ile Çağatay Şahan'ın vermediği penaltı yüzünden olmuştur.